Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü tarafından Antep’te eğitildikten sonra, Azaz üzerinden YPG saflarına ajanlık yapmak üzere gönderilen 17 yaşındaki C.M, itiraflarda bulundu. C.M., Antep'te aylarca eğitim aldıktan sonra Azaz üzerinden Efrin'e ajan olarak gönderildiğini söyledi.

Suriye’nin Efrin kentine bağlı Şêrava nahiyesinin Baiyê Köyü’nden olan C. M, bir ay önce YPG’ye katılmak için başvuruda bulundu.

ANF’nin haberine göre, YPG komutanları, yaptıkları uluslararası anlaşmalar gereği yaşı küçük olanları saflarına alamayacaklarını belirterek, 1997 doğumlu olan C.M’nin başvurusunu reddetti.

C. M.'nin ısrarla katılmak istediğini söylemesi ve dikkat çeken davranışları üzerine, YPG komutanları şüphelenerek, gözetim altında tutulmak üzere katılımını kabul etti.

C.M’nin sonrasında da şüpheli tavırları devam edince hakkında soruşturma açıldı.

C.M. soruşturma başlamadan, IŞİD tarafından örgütlendirilerek YPG saflarına ajan olarak gönderildiğini itiraf etti.

2009 yılına kadar Baas Rejimi okulunda okuyan C.M, ailenin geçim sıkıntısı çekmesinden ötürü 12 yaşından itibaren Lübnan’daki akrabalarının yanına giderek çeşitli işlerde çalışmaya başlar. 2013 yılına kadar yılın belli dönemlerinde Lübnan’da çalışırken, diğer ayları köyde ailesinin yanında geçirir. 2013 yılında henüz 16 yaşındayken Lübnan’a yaptığı yolculukta, Ebu Yamen ile Ali adında tanıştığı Azazlı iki kişi ile daha sonra çalışmaya başlar.

6 ay yanlarında çalıştığı bu kişilerin kendisini örgütlediğini ve daha sonra bu iki kişiyle IŞİD’e katıldıklarını anlatan C.M, örgütün eğitim kampının Türkiye’de olduğu bilgisini verdi:

“Bir gün sonra akşam saatlerinde bir araba gelip bizi aldı. Aynı gece bizi Türkiye’ye geçirdiler. Antep’e kadar bizi hiçbir yerde durdurmadılar. Antep’te bizi geniş bir arazinin içindeki üç katlı bir binaya getirdiler. Bir süre burada kalacağımızı söylediler. Sonrasında burasının bir kamp olduğunu anladım. Kampta 25 kişiydik ve birçoğu benim yaşlarımdaydı. Burada yaklaşık iki ay eğitim gördük. Ağırlıklı olarak dini ve siyasi eğitim veriliyordu. Bununla birlikte askeri eğitim ve tabanca atışları da yapıyorduk.

Kamp sorumlularından eğitmenlerine kadar herkes iyi Türkçe konuşuyordu. Bu kişiler Arapça da biliyordu.  Ders verenlerin hepsi Arapça biliyordu ama Arapça’yı iyi derecede konuşamıyorlardı. Arap olmadıkları belli oluyordu. Anlamamamız gereken şeyler hakkında konuştuklarında Türkçe konuşuyorlardı. Kamp ihtiyaçlarımız, yiyecek, içecek ve diğer ihtiyaçlarımız bir araçla Antep’ten getiriliyordu. Genelde geliş ve gidiş saatleri ya akşama doğru ya da sabah erken saatlerinde oluyordu.”

GÜVEN SINAVI

C. M. iki aylık eğitim ardından "güven" sınavından geçirildiklerini söyleyerek, bu anları şöyle anlattı:

"Kampta benim dışımda  iki Kürt çocuk daha vardı. Bir gece eğitmenler gelerek, bizim güven sınavından geçeceğimizi söylediler. Beni ve diğer Kürt çocuklarını kamptan alarak, Antep’in içine götürdüler. Antep’te iki çocuk başka bir eğitmenle birlikte indi. Sonra Antep’in bir mahallesine girdik ve bir dükkanın önünde durduk. Eğitmen, dükkan sahibine,  arka tarafta bulunan bazı şeyleri almak istediğini söyledi. İçeri girdik, dükkan sahibinin arkası bize dönünce, bir tabanca çıkarak elime verdi, 'Hadi bakalım kendini ispatlamak için ateşle' dedi. Tabancayı dükkancıya çevirerek ateşledim ama içinde mermi yoktu. Sonra arabaya binerek, kampa geri döndük.”

SINAVI GEÇİNCE YPG'YE GÖNDERİLDİ

Bu olay ardından eğitmenlerin artık kendisine güvenebileceklerini ve kendisini görevlendirebileceklerini söylediklerini belirten C. M., Azaz’dan Efrîn’e geçerek, bir IŞİD ajanı olarak YPG saflarına gitmesi için görevlendirildiğini söyledi.

"Tabanca olayından sonra iki eğitmen geldi, ‘Efrîn’de YPG’ye katılacaksın, çok çalışıp gözlerine gireceksin. Sonra  özel birliklerine girmek istediğini söyle. Orada bekle, biz sana ulaşıp ne yapman gerekeni söyleyeceğiz’ dediler. Bir gün sonra daha önce hiç görmediğim bir kişi, beni ve arabadaki başka birini Kilis kapısına kadar getirdi. Gösterdiği yerden sınırı geçmemizi isteyerek, 'Askerler bir şey yapmaz korkmayın. Yakalanırsanız da sizi bıraktırırım, buradayım. Sınırın diğer tarafında bizimkiler sizi yakalayabilir. O zaman kim olduğunuzu söylersiniz' dedi. Gösterdiği yerden vurup geçtik. Zaten tel örgütleri geçer geçmez bizi yakaladılar. Antep’teki eğitim kampından geldiğimizi söyledik, bizi Azaz’da bir yere götürdüler. İki gün sonra bizi bırakıp, gidebileceğimizi belirttiler. Ardından, önce ailemin yanına gittim. Sonra bana verdikleri görevi yerine getirmek için, YPG’ye katılmak üzere kampa gittim. Katılmak istediğimi söyledim. Yaşımı sordular 17 olduğunu söyledim. Yaşamın tutmadığını onun için kabul etmeyeceklerini söylediler. Ama verilen görevi yerine getirmek için ısrar ettim. Israr edince benden şüphelendiler. Deşifre olunca her şeyi olduğu gibi anlattım."