HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken'in Diyarbakır'da görülen duruşması sonrasında açıklama yapan Meral Danış Beştaş, tutuklu tüm vekillerin serbest bırakılmasını istedi.

Duruşma çıkışı adliye önünde bir açıklama yapan Beştaş, "Türkiye’nin utancı bitmemiştir. Utancı bitirmek için bir şans var. Cezaevlerinde tutulan milletvekillerinin, tüm belediye eşbaşkanlarının, siyasetçilerin,kadın meclisi ve gençlik meclisi üyelerinin serbest bırakılması gerekiyor" dedi.

Referandumla ilgili de konuşan Beştaş, "Eğer gerçekten referanduma adil ve eşit koşullarında gitmek istiyorsanız Yüksekdağ ve Demirtaş ve bütün HDP milletvekilleri sizin gibi alanlarda olmalıdır, halkla buluşmalı ve televizyonlarda olmalıdır. O zaman “hayır” mı “evet” mi kazanacak hep birlikte göreceğiz" dedi.

Beştaş'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"Grup Başkanvekimiz İdris Baluken, 4 Kasım’dan bu güne Kandıra’da, tek kişilik hücrede ağır tecrit koşullarında tutuluyordu. 2017 yılında bir milletvekilinin böyle hukuksuzca, keyfi biçimde cezaevinde tutulmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Baluken’n bugün tahliye edilmiş olması ne o hukuksuzluğu, ne tecrit koşullarını ortadan kaldırmış değildir. Ama sevindirici olan yanı tabi ki şu anda özgürlüğüne kavuşmuş olmasıdır.

Sadece Grup Başkanvekilimiz değil Sayın Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve milletvekili arkadaşlarımız Selma Irmak, Nursel Aydoğan, Ferhat Encü, Abdullah Zeydan ve Nihat Akdoğan da cezaevinde ve aynı şekilde tecrit koşullarında tutulmaya devam ediyor.

4 Kasım’dan sonra yapılan operasyonda Grup Başkanvekilimiz Çağlar Demirel ve Kadın Meclisi Sözcümüz Besime Konca da gözaltına alındıktan sonra cezaevine gönderilmiştir. Yani Türkiye’nin utancı bitmemiştir. Utancı bitirmek için bir şans var. Cezaevlerinde tutulan milletvekillerinin, tüm belediye eşbaşkanlarının, siyasetçilerin,kadın meclisi ve gençlik meclisi üyelerinin serbest bırakılması gerekiyor.

AKPM ve uluslararası bir çok kurumda, Türkiye’de halkın iradesi olan milletvekillerinin tecrit altında tutulması temel gündemlerinden birisidir. Her gün onlarca ülkeden, kardeş vekillik vekilden dayanışma mesajı alıyoruz. Çoğumuzun yurt dışına çıkışı adli kontrolle yasaklanmış durumdadır. Baluken hakkında da bu karar verildi.

Biz artık adliyelerden çıkmak istiyoruz, biz polisle muhatap olmak istemiyoruz, yargı önünde siyaset yapmak istemiyoruz. Asıl yapmamız gereken parlamento kürsüsünde ve uluslararası alanlarda HDP olarak çalışmalarımızı yürütmektir. Çünkü ne Türkiye’nin ne Türkiye yurttaşlarının demokratik siyaset dışında bir seçeneği yoktur.

Diğer seçenekler acıdır, ölümdür, kandır, gözyaşıdır ve özgürlüğünden yoksun bırakılmaktır. Biz bu ülkede artık gerçekten huzurun gelmesinin temel yolunun toplumsal kutuplaşmanın durdurulmasından geçtiğine inanıyoruz ve buradan Ankara’ya Diyarbakır Adliyesi’nin önünden çağrı yapıyoruz: Milletvekili arkadaşlarımızı ve Eş Genel Başkanlarımızı derhal serbest bırakın. Eğer gerçekten referanduma adil ve eşit koşullarında gitmek istiyorsanız Yüksekdağ ve Demirtaş ve bütün HDP milletvekilleri sizin gibi alanlarda olmalıdır, halkla buluşmalı ve televizyonlarda olmalıdır. O zaman “hayır” mı “evet” mi kazanacak hep birlikte göreceğiz."