Valiliğin isteğiyle Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, 6 akademisyene aralarında IŞİD ve Özgecan cinayetiyle ilgili mesajların da bulunduğu tweet'ler nedeniyle soruşturma açtı. Akademisyenler, "Cumhurbaşkanlığı'na hakaret, devletin düzenini değiştirmek, terör eylemlerini övmek"le suçlanıyor.

Bahadır Özgür’ün Radikal’de yayımlanan haberine göre, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) ve İletişim Fakülltesi'nde görevli 6 akademisyene , sosyal medyada yazdıkları IŞİD karşıtı mesajlar ile Özgecan Aslan cinayeti sonrası binlerce kişinin paylaştığı 'Yasta değil isyandayız' etiketinin de bulunduğu paylaşımlar nedeniyle soruşturma açtı. Bu soruşturma Ankara Valiliği'nin emriyle, polisin asistanların Twitter hesaplarında yaptıkları inceleme sonucunda hazırladıkları dosyaya dayandırıldı. Valiliğin dosyayı rektörlüğe göderdiği ve derhal soruşturma açmasını talep ettiği öğrenildi.

9 Ekim 2014'de yapılan protesto gösterisinden sonra polisin Cebeci Kampüsü'ne girerek öğrencileri gözaltına almasını engellemek isteyen akademisyenler Nail Dertli, Onur Can Taştan, Aysun Gezen, Celil Kaya ve İlkay Kara ile SBF lisansüstü öğrencisi Bedri Sinan Güneş gözaltına alındı. Akademisyenler daha sonra serbest bırakıldı.

Ancak akademisyenlere karşı valilik ve polisin tavrı burada bitmedi. Valilik emniyetten polisleri görevlendirerek akademisyenlerin sosyal medya hesaplarını araştırmalarını istedi. Twitter'da yazılan ve paylaşılan mesajlardan hazırlanan soruşturma dosyası ardından rektörlüğe gönderildi.

Bugün savunmalarını verecek olan akademisyenler öğretim elemanları hakkında hazırlanan dosyada 'suç' olarak tanımlanan eylemler ise oldukça çarpıcı.

SUÇ: IŞİD, HİZBULLAH, ÖZGECAN PAYLAŞIMLARI

Dosyada 'suç unsuru' olarak sayılan paylaşımlar arasında IŞİD ve Hizbullah aleyhinde mesajlar, üniversitedeki kavgalar, Kobani'ye yönelik IŞİD saldırılarının yanı sıra Özgecan Aslan'ın ölümünden sonra açılan "Yasta değil isyandayız" etiketli paylaşımlar, Gezi eylemlerinde öldürülen Ethem Sarısülük'ün ailesinin yargılanmasına ilişkin fotoğraflar, Berkin Elvan'a ilişkin mesajlar, grevlerin yasaklanması gibi konularda atılmış tweet'ler bulunuyor.

Bir asistanın solak öğrencilere yönelik sınavlarda yaptığı gözleme ilişkin mesaj da bu dosyaya konuldu.

Valilik tüm bu mesajlarla akademisyenlerin “Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret, devletin düzenini, siyasi , hukuki düzenini değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak amacıyla hareket eden yasadışı terör örgütlerinin eylemlerini meşru göstermek, teşvik etmek ve övmek" suçlarını işlediklerini iddia etti.

SBF AKADEMİK KURULU'NDAN SERT TEPKİ

Rektörlüğün valiliğin talimatı ile soruşturma açmasına Siyasal Bilgiler Fakültesi Akademik Kurulu sert tepki gösterdi. Kurul bir açıklama yaparak, soruşturmanın ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu belirtti. Açıklamada soruşturmanın derhal geri çekilmemesi durumunda ulusal ve uluslararası kamuoyunun seferber edileceği vurgulandı. Açıklamada öğretim elemanlarına tebliğ edilen soruşturma belgelerinde, hangi eylemin ve ifadenin suç teşkil ettiğine, yönetmeliğin hangi maddesine göre suç isnat edildiğine dair bilgi bulunmadığı ve rektörlüğün kendisine iletilen soruşturma taleplerini işleme koymaması gerektiği ne dikkat çekilerek şöyle denildi: "Üniversitenin insanların siyasal görüşlerine müdahale etme hakkı ve yetkisi bulunmamaktadır. Üniversitede kişilerin twitter hesapları üzerinden ifade ettikleri kişisel görüşleri nedeniyle soruşturulması açıkça düşünce ve ifade özgürlüğüne idare eliyle müdahale demektir."

MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ DE ÇAĞRI YAPTI

Konuya ilişkin Mülkiyeliler Birliği de bir açıklama yaptı. Mülkiyeliler Birliği, soruşturmaların akademik özgürlüğe müdahale anlamına geldiğini belirterek, rektörlüğün yapması gerekenin polis ve valilikten gelen soruşturma talebini derhal geri çekmesi olduğunu vurguladı. Soruşturmaların bir süredir çeşitli basın yayın organlarında hedef gösterilen SBF-Mülkiye’ye gözdağı vermek anlamına geldiğinin ifade edildiği açıklamada, "Öğretim elemanlarımıza gönderilen soruşturma yazısının bütünüyle dayanaksız iddialardan ibaret olduğu görülmektedir. Geçmişte polis fezlekelerinin kelimesi kelimesine savcılık iddianamesi haline gelmesine benzer şekilde Rektörlük, kendisine gelen talebi inceleme gereği bile duymadan, hukuk dışı bir soruşturma açmıştır.Rektörlüğün açtığı soruşturmalara karşı SBF-Mülkiye Akademik Kurulu’nun yaptığı açıklama ise, üniversitelerin geleceği açısından umut vericidir. Başta Ankara Üniversitesi’ne bağlı fakülteler olmak üzere, bütün üniversitelerin bilim özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü savunan ve bu özgürlüklere yönelik saldırılara karşı konulacağını gösteren bu tavrın yanında olduklarını açıklamaları büyük önem taşımaktadır." (Radikal)