Aydınlıkçı Soner Yalçın’ın Odatv.com adlı internet sitesi Ufuk Uras hakkındaki iddialarını bugün de sürdürdü. Önceki iddialarına yönelik Ufuk Uras, Eğitim-Sen ve BDP tarafında ayrı ayrı yapılan açıklamalara itibar etmeyen site, aynı iddiaları tekrar edince Ufuk Uras’tan bir açıklama daha geldi.

(Merak edenler için Odatv'nin ilgili yazısı burada)

İşte Ufuk Uras’ın tam açıklaması:

Cin olmadan adam çarpmaya kalkmak

Odatv’nin skandal habercilik anlayışına yönelttiğimiz eleştirilere verdikleri yanıt, bir kez daha bizi doğrulamaktadır.

“Uras’ın bilmediği ayrıntı, değişiklik, acaba gördü mü?” diye ifade ettikleri, yardımcı doçentlerle ilgili yasa değişikliği konusunda, ilk dava açan mağdur öğretim üyelerinden biri olduğumu, asıl kendileri bilmediğinden, tereciye tere satmaya, cin olmadan adam çarpmaya çalışmaya devam ediyorlar. Halbuki, öğündükleri araştırmacı gazetecilik konusunun ve belgelerle konuşmanın hakkını yerine getirselerdi, açtığım ve kazandığım davanın birçok öğretim üyesi açısından emsal kararlar arasında olduğunu göreceklerdi ve kendilerini böyle zora sokmayacaklardı. Mahkeme yoluyla kazandığım hakkı, bana anlatma tuhaflığına düşmeyeceklerdi.

SAZAN BALIĞI GİBİ BİR KONUYA ATLAMADAN ÖNCE

Demek ki sazan balığı gibi bir konuya atlamadan önce, meselenin önünü arkasını iyice irdelemekte fayda bulunuyor. Kimin sinirlerinin bozulduğu ortada.

Sözü edilen geçici maddede yazılan muğlak ifade nedeniyle, yargı kararlarıyla üniversiteye dönme hakkını kazanan öğretim üyelerinin özlük haklarıyla ilgili durumunu yasama tekniği açısından sarih hale getiriyoruz ve Odatv yanıtında nedense hiç değinilmeyen öğretim üyelerinin özlük haklarıyla ilgili derece ve kademe ilerleme engelini ortadan kaldırıyoruz.

MÜKERRER OLSAYDI, TEKLİF ZATEN DÖNERDİ

Yine bilinmesinde fayda var: yasama usulü açısından bütün kanun teklifleri, TBMM’de Kanunlar ve Kararlar Müdürlüğü’nden geçerek sunuluyor. Söylendiği gibi mükerrer bir durum söz konusu olsaydı, sunulan teklif zaten dönerdi.

Konunun şimdi gündeme gelmesi ise uzun zamandır bu sorunun düzeltileceği ya da torba yasaya konulacağı, ilgili komisyon tarafından belirtilmesine rağmen gereğinin yerine getirilmemesidir. Toplumsal muhalefet örgütlerinin talebi ile bu formülasyon yapılmıştır. Teklifin yasalaşmasıyla birlikte artık hiçbir öğretim üyemiz yargı sorunları yaşamayacak, özlük hakları diğer öğretim üyeleri gibi 1.4 derecesine kadar ilerleyecektir.

EĞİTİM-SEN ÇOĞULCUDUR

Eğitim-Sen yayınları içindeki bazı konularda farklı düşünceler, bir tutarsızlığın değil, bazılarının anlamakta güçlük çektiği bir çoğulculuk anlayışının gereğidir. Bu kadar öğretim üyesi açığının olduğu bir ortamda doktorasını yapan her öğretim görevlisinin mesleki güvenceye sahip olmasını doğal karşılamak gerekir. Kademe ilerlemesi ile akademik ilerleme arasında birebir ilişki kurulamaz. Nasıl diğer kamu görevleri geçen yıllar itibariyle bu hakka sahipse, bu hak diğer öğretim elemanları için de geçerli olmalıdır, ama bu konuda farklı görüşlere de açık olunması doğaldır.

Emeklilik konusunda, hem kişisel olarak böyle bir ihtiyacın olmadığını ima edip, hem de sanki kişisel bir ihtiyacın ürünü gibi konuyu takdim edilmesinin takdirini artık izan sahibi kişilere bırakmak gerekiyor.

“AHLAKSIZ TEKLİF”İ KİM FAŞ ETTİ?

Milletvekillerine yönelik geri ödeme yoluyla emeklilik hakkı kazanma konusunu, basına faş eden kişilerden biri olarak, zamanın gazetelerinde, “ahlaksız teklif” manşetiyle verilen haberlere bakmanız yeterli olacaktır

“Söz Meclisten Dışarı”

Meclis çalışmalarımı “Söz Meclisten Dışarı” başlıklı kitapla okurlarla paylaştım. Kitapta liberalizmi ve AKP’yi savunan tek bir satır göstermeniz mümkün olmadığı gibi, Tekel işçileri başta olmak üzere sınıf hareketi ve öğrenci hareketi iftiralarınıza tekzipte bulunacak yeterli teminatı oluştururlar.

Yine olmadı. Sıradaki?

Ufuk URAS

18.01.2011