Türkiye’nin radikal İslamcı militanların Suriye'de Ermeni, Melkit, Rum, Alevi ve Süryanilerin bir arada yaşadığı Keseb kasabasına yönelik saldırılarına karşı harekete geçen Suriye uçağını düşürmesine HDP, EMEP, TKP ve SYKP’den tepki geldi. Yapılan açıklamalarda Ak Parti hükümetinin Suriye'de savaş kışkırtıcılığı yapması ve radikal islamcı militanları desteklemesi eleştirildi. İşte o açıklamalar:

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü:

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hükümeti, aslında tamamen yalan gerekçelerle Türkiye Suriye sınırında bir Suriye jet uçağını indirdi. Bu jet uçağı, Suriye topraklarına düştü. Yani Türkiye topraklarında uçmuyordu, Suriye topraklarında uçuyordu. Sırf seçimden önce halkın dikkatini dağıtmak için Tayyip Erdoğan burada bir savaş çıkarmakla uğraşıyor, uçağı düşürdü.

Beklersiniz ki anamuhalefet, Cumhuriyet Halk Partisi diyecek ki 'Sen memleketi savaşa sürükleyemezsin, sen bunu yapamazsın, sen şunu edemezsin’, değil mi? Onu beklersiniz. Sayın Kılıçdaroğlu ne dedi? 'Canım düşürülmesi lazım gelmişse düşürülmüştür'.

Şimdi Adalet Ve Kalkınma Partisi'nin savaşçı siyasetine sırf uçakları askerler uçuruyor o nedenle askere söz söylenmez diye yandaş çıkan, yan çıkan bir partinin barışçı bir siyaseti temsil etmesi mümkün mü?

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan:

Türkiye’nin Suriye sınırına yakın bölgeleri eline geçiren IŞİD (El Kaide) askerlerine karşı askeri harekat yapan bir Suriye uçağı, Türkiye sınırına yedi kilometre mesafedeyken TSK’nin F-16 savaş uçakları tarafından vuruldu.

AKP Hükümeti yetkilileri Suriye uçağının Türkiye’nin ilan ettiği angajman kurallarını ihlal ettiği için vurulduğunu açıkladı. Ancak bu açıklama ne Türkiye kamuoyunu ne de uluslararası kamuoyunu ikna etmemektedir.

Başbakan Erdoğan’ın saldırı sonrası yaptığı açıklamalar, uluslararası diplomasi ve kuralları çiğneyen, tam bir savaş kışkırtıcılığıdır. Niğde yakınlarında, kontrol noktasında yapılan saldırının faillerine ve nedenlerine dair içişleri bakanlığı dahil diğer hükümet yetkilileri suskunluğunu korumaktadır. Saldırının faillerinin silahlı Suriye muhalif güçlerinden olduğu iddiaları gerçekliğe dönüşmüştür. Dün sınırda uçak düşüren son saldırı, sınır boyunda faaliyet yürüten silahlı çetelere karşı Suriye resmi güçlerinin müdahalesini engellemek üzere mi yapılmıştır?  Yoksa hükümet Suriye uçağını, battığı yolsuzluk batağından ve iç politikada düştüğü açmazlardan dikkatleri uzaklaştırmak için mi vurdu?

Gerekçe ne olursa olsun Suriye uçağının vurulması uluslararası hukuka uygun değildir. Savaş kışkırtıcılığı anlamına gelir. Ayrıca, AKP Hükümeti’nin bu eylemi fiilen IŞİD (El Kaide) güçlerinin desteklenmesi anlamına gelmektedir. Suriye’nin Rojava’dan Antakya’ya kadar pek çok sınır kasabası IŞİD’in eline geçmiştir.

Savaş kışkırtıcılığı ya da Suriye ile gerginlik politikası, AKP Hükümeti’nin yaptığı yolsuzlukları, sosyal medya kullanımının yasaklanması ve  kanun tanımaz tutumunu unutturamaz.

AKP hükümetini uyarıyoruz, savaş politikalarından ve kışkırtıcılığından vazgeçmeli, IŞİD’e destek vermemelidir.  Biz de Türkiye demokrasi güçleri olarak AKP Hükümeti’nin savaş kışkırtıcılığı ve politikalarına karşı Suriye başta olmak üzere Ortadoğu halkları ile dayanışma içerisinde olacağız ve savaşın önüne set çekeceğiz. AKP Hükümeti’nin, Başbakan Erdoğan’ın kendi bataklıklarına Türkiye halklarını sürüklemesine izin vermeyeceğiz.

Türkiye Komünist Partisi (TKP):

TSK'nın, diktatörün emriyle bir Suriye uçağını düşürmesi, uzun süredir devam etmekte olan kirli ve örtülü savaşın açık bir savaşa dönüşme tehlikesini yeniden belirgin hale getirmiştir.

AKP hükümeti, Suriye'deki her tür dinci silahlı grubu desteklemiş, onların katliamlarına ortak olmuştur. Ancak Suriye halkı dış müdahaleye ve uluslararası gericiliğin komplolarına direnerek diktatörün hevesini kursağında bırakmıştır.

Şimdi ise sonu gelen diktatör, kendini kurtarmak için ülkeyi savaşa sokmaya çalışıyor. Daha şimdien seçimlerin savaş hali nedeniyle iptal edilme olasılığı konuşulmaya başlandı. Nafile!

Diktatör, geçtiğimiz Haziran'daki büyük halk direnişinde kaybettiğini bir türlü anlamıyor. Ülkeyi savaşa sokmaya kalkarsa, bu halk ona ve suç ortaklarına unutamayacakları bir ders daha verir.

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Merkez Yürütme Kurulu:

Devletler arasında yaşanabilecek olan buna benzer sorunlara ilk elden diplomasi yoluyla değil de askeri yöntemlerle müdahale etmek savaşçıl bir tutumdur.

Çok iyi biliyoruz ki böylesi bir saldırı Başbakan’ın talimatı olmadan gerçekleştirilemez. Tıpkı Roboski’de olduğu gibi. Zaten Başbakan Erdoğan uçak düşüren TSK’yı gururlanarak seçim mitinglerinde kutladı. Sadece Başbakan Erdoğan değil, Cumhurbaşkanı Gül de bir tebrik mesajı yayınladı.

Geçtiğimiz Cuma gününden bu yana Hatay sınırındaki Keseb şehri bombalanıyor. Bu bombardımana direk destek veren Türkiye, El Kaide militanlarını Türkiye’den arabalarla taşıyor. Ağır silahlar dâhil olmak üzere bölgeye Türkiye’den silah ve mühimmat desteği yapılıyor.

AKP kaybetmekte olduğu iktidarını muhafaza etmenin yolu olarak içeride de dışarıda da gerilim yükseltici, savaşçı politikalara yöneliyor.

İç siyasette gittikçe sıkışan Tayip Erdoğan ve şürekâsı Suriye’yle bir “savaş atmosferi” yaratmayı çıkış yolu olarak görüyor. AKP seçimlere beş kala IŞID ile işbirliği içerisinde Suriye’yle gerilimi arttırmaya çabalıyor. “Ulusal sorun” kaygısı yaratarak halkın gündemini iç siyasetten, dış siyasete evriltmek istiyor. Bunları yaparken halkın bir savaş ortamına sürüklendiğini göz ardı eden AKP, insan yaşamı hiçe sayıyor.  

Üç yılı aşkındır Suriye’deki cihatçı muhaliflere destek veren ve her fırsatta savaş kışkırtıcılığı yapan AKP ve Tayip Erdoğan, bizleri istemediğimiz bir savaşa sürüklemekte. Devlet kurumları AKP’nin emri ile görev ve yetkilerini aşarak bölgede savaşı kışkırtıyor. Bu ihlali ile en çok göze batan Milli İstihbarat Teşkilatı’dır.  MİT aracılığıyla Suriyeli cihatçı çetelere tırlar dolusu silah sevkiyatı yapıldığını tüm dünya biliyor.

Suriye’ye yönelik bu saldırgan tutumun altında, Erdoğan yönetiminin halktan gelen özgürlük, demokrasi ve adalet talepleri karşısında köşeye sıkışması ve açığa çıkan yolsuzluk ve hırsızlıkların ağır basıncı yatıyor. AKP iktidarı kendisine karşı yükselen güvensizlik ve itibar kaybını önlemek için dikkatleri dış politikaya yöneltme taktiği uyguluyor. Bunu yaparken de Türkiye’yi maceralara sürüklüyor.

Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetinin kendi iktidarda kalma süresini uzatmak için iç ve dış politikada giriştiği bütün saldırılara karşı halklarımızı barışı sahiplenmeye çağırıyoruz.

Suriye’de demokrasiyi emperyalist, işgalci, cihatçı müdahaleler değil ancak Suriye halkının kendi örgütlü gücü geliştirebilir.

Yolsuzlukla, hak gasplarıyla, sokakta insanlara düşmanca saldıran polisiyle, taraflı yargısıyla iyice deşifre olan ve yıpranan AKP hükümeti içeride ve dışarıda sürdürdüğü çatışmacı/savaşçı tutumundan, IŞID ile kurduğun kanlı ittifaktan vazgeçmeli ve derhal istifa etmelidir.