AKP kurucularından ve eski genel başkan yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin iyi yönetilemediğini savundu. 

Erdoğan’ın 15 Ağustos’ta resmen cumhurbaşkanı seçildiğine ilişkin mazbatanın Meclis Başkanlığı’na verilmesine rağmen Tayyip Erdoğan’ın hem AKP genel Başkanı hem milletvekili hem de Başbakan olarak görevlerine devam ettiğini belirten Yalçınbayır, bu aşamada Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in de üstüne düşen görevleri yerine getirmediğini söyledi.

Erdoğan’ın dünkü konuşmasında Yargıtay Başkanlar Kurulu için “Bir avuç Haşhaşi”, CHP ve MHP için “Paralel yapıyla birlikte hareket ediyorlar” ve HDP için de “Teröre sırtlarını yaslıyorlar” sözlerini eleştirerek, artık Tayyip Erdoğan’a “kelime-i tayyip” gerektiğini ifade etti.

Bianet'e konuşan Yalçınbayır şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecini iyi yönetememiştir. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kararı Resmi Gazete'de yayınlanmamış, Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı seçilmiş olmasına rağmen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanlığı, milletvekilliği ve başbakanlık görevini bugüne kadar sürdürmüştür. Meclis Başkanı Cemil Çiçek de bunları takip etmemiştir.

Hem kurumsal yönetimdeki eksiklikleri hem de bu kurumların sorumluluklarını, kişisel eksiklikleri gördük. Kurumlar kendi üstlerine düşen görevleri yerine getirmemiştir.

Dünyadaki 88. demokrasiyiz ve son yaşananlar da gösteriyor ki, Türkiye demokrasisi sıralamanın aşağısına doğru gitmektedir.

Seçilmişliği istediği her şeyi tek başına yapmak olarak düşünenler seçilmişliğin vesayeti altına girerler. Demokrasi vesayet rejimi değildir. Ne siyasetin vesayeti vardır ne de kurumların. Demokrasi, denge ve denetim rejimidir.

Türkiye’de en önemli paralel yapı Tayyip Bey'in kendisidir. Kendisini devlete paralel bir güç olarak görüyor. devlete paralel anlayış olamaz. Bu anlayış herhangi bir örgüt, kişi ya da kurumda olamaz. Devletin kurumları, kuruluşları vardır.

Vesayetlerden hep şikayet edildi. Askeri vesayetten de bürokratik vesayetten de yargının vesayetinden de hep şikayet edildi. AKP programında ‘Kişisel ve kurumsal baskı kabul edilemez’ diye bir cümle var.

Bunlar otoriter anlayışları getirir. Türkiye'nin otoriter eğilimlerden demokratik eğilimlere geçmesi gerekiyor. Ancak o zaman demokrasi standardımızı 88. sıradan, ekonomimizin bulunduğu 17. sıraya yükseltebiliriz.

Cumhurbaşkanı'ndan herkesi kucaklayan bir yaklaşım beklenir. Ama aksine bugüne kadar olmamış şekilde söylemlerle toplumu germenin bir anlamı yok.

Biz nezaket kuralını, üslubu, siyasi nezaketi cumhurbaşkanlığı makamına mı anlatacağız. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin örnek olması lazım. Bizim beklediğimiz budur. Artık Tayyip beye ‘kelime-i tayyip’ gerekir. Bundan önceki davranışları, sözleri nedeniyle tövbe etmesi, özür dilemesi gerekir. "