Toplu mezarlara ilişkin hükümete çok sert eleştirilerde bulunan BDP Grup Başkanvekili Ayla Akat Ata, hükümetin de suç ortağı olduğunu belirtti.

 "Dün o insanları vahşice öldürüp, toplu olarak gömen zihniyet ile bugün bu toplu mezarların açığa çıkmasını engelleyen zihniyet aynıdır" dedi.

Ata, bir kez daha Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulması çağrısında bulundu. BDP Grup Başkanvekili ve Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, toplu mezarlara ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

Newala Qesaba ile başlayıp Mutki ile devam eden toplu mezarları "Bu ülkenin gerçeği ve en yakıcı gündemi" olarak nitelendiren Ata, "Bu mezarlar, devlet adına 17 bin faili meçhul cinayetin işlendiği, insanların gözaltında, işkencede kaybedildiği, aydınların - gazetecilerin - siyasetçilerin sokak ortasında kurşunlandığı, 3 bine yakın köyün yakılıp - yıkılıp, insanların zorla göçertildiği, 'terörle mücadele' adı altında kirli bir savaşın yürütüldüğü karanlık bir dönemin sonucudur. Üzerinden yıllar da geçse Türkiye bu gerçeklikle yüzleşecektir, yüzleşmek durumundadır" diye konuştu.

'Bölge ölüm tarlalarını anımsatıyor'

Türkiye'deki ilk toplu mezarın 1989 yılında Siirt'teki Newala Qesaba'da bulunduğunu, burada 9 cesedin çıkarıldığını ancak araştırmaların sonuçlandırılmadığını anımsatan Ata, daha sonra 2002 yılı ve sonrasında yaşanan toplu mezar olaylarını anlattı. Bölgedeki toplu mezarları, "Bölge adeta ölüm tarlalarına dönüştürüldü" sözleriyle tanımlayan ve buna karşı tepki gösteren kesimlerin, "Gerçeğimi ve Mezarımı İstiyorum" adı altında imza kampanyası başlatarak Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmasını istediğini hatırlatan Ata, AKP'nin bu sese kulak tıkadığını ifade etti. İHD verilerine göre bölgenin 46 değişik noktasında yüzlerce insana ait toplu mezarlar bulunduğunu anımsatan ve toplu mezar sayısının sadece Diyarbakır ve Şırnak'ta 34 olduğunun altını çizen Ata, "Şimdi toplu mezarlar zincirinin son halkası Mutki'de ortaya çıktı. O bölgede sadece iki çukurda kazı yapıldı ve 18 ceset çıktı. İlçe halkı, 38 ayrı bölgede daha toplu mezar bulunduğunu belirtiyor. Eğer bu konuya dair harekete geçilirse, bir araştırma komisyonu kurulsa eminiz ki yüzlerce toplu mezar açığa çıkacaktır" şeklinde konuştu.

'Komisyon, Başbakanın talimatlarına göre mi çalışıyor'

"Kayıp aileleri, ağlayacak, teselli bulacak bir mezar taşları olsun istiyorlar. Bu yüzden toplu mezarlar bu aileler için bir umut olmuştur" diyen ve hükümetin bu konudaki duyarsızlığını eleştiren Ata, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na konuyla ilgili 25 Ocak'ta yaptıkları başvurunun da sonuçsuz kaldığını belirterek, "Oysa aynı Komisyon Başkanı, Başbakan'ın talimat doğrultusunda faili meçhul cinayetlerle ilgili bir alt komisyon oluşturmuştur. Sormak istiyoruz: Bu meclis, bu komisyon Başbakan'ın talimatıyla mı çalışıyor? İnsan haklarını inceleme komisyonu olaylara böyle mi yaklaşacak? Ayrıca kurulan alt komisyonda bütün parti gruplarının temsil edilmemesi kabul edilebilir mi?" diye tepki gösterdi.

'Dün insanları katledip toplu gömen ile bugün onları koruyan zihniyet aynıdır'

Siirt'teki toplu mezarlara ilişkin yapılmak istenen yürüyüşün engellenmesini de eleştiren Ata, hükümetin hakikatlerin açığa çıkmasından korktuğunun altını çizerek, "Dün o insanları vahşice öldürüp, toplu olarak gömen zihniyetle, bugün bu toplu mezarların açığa çıkmasını engelleyen zihniyet aynıdır" diye konuştu. Hakikatler Komisyonu kurulması talebini bir kez daha yineleyen Ata, "Toplumsal vicdanlar ancak böyle temizlenebilir, yaralar ancak böyle sarılabilir. Bu ülkenin toprakları altında savaş suçları yatıyor, insanlığa karşı işlenen suçlar yatıyor. Bu suçlar gün yüzüne çıkarılmadan, failleri yargılanmadan bu ülkede iç barış tesis edilebilir mi? Bu ülke aydınlık bir geleceğe taşınabilir mi?" diye konuştu. Jandarma Genel Komutanlığının yaptığı açıklamayı da "toplu mezar" itirafı olarak nitelendiren Ata, "Bu insanlık mıdır?" diye tepki gösterdi.

'DNA Bankası kurulmalıdır'

Ata, hükümete de şu çağrıda bulundu: "Eğer bu insanlık suçuna ortak olmak istemiyorsanız kaybedilenlerin toplu mezarlarda olduğu gerçeği ile yüzleşme cesaretini göstererek, geçmişin karanlığını aydınlatmak için gerekli adımları atın. Grubumuz tarafından verilen toplu mezarlarla ilgili araştırma önergesi mevcut. Bir an önce gündeme alınmalı ve Meclis araştırması açılmalıdır. Toplu mezarlar konusunda devlet arşivlerinde ve TSK'nin elinde her türlü bilgi, belge ve kroki mevcuttur. Bu arşivler bir an önce açılmalı ve toplu mezarlarla ilgili kazı çalışması başlatılmalıdır. Çıkan mezarlardaki kemiklerin teşhisi için bir DNA Bankası kurulmalıdır. Toplu mezarlarla ilgili olarak bazı Ergenekon sanıklarının da ifadeleri doğrultusunda kapsamlı bir soruşturma süreci başlatılmalı ve bu karanlık dönemin sorumluları yargı önüne çıkarılmalıdır."/Diha