20 ülkeyi her yıl bir araya getiren G20 zirvesi bu yıl Riyad’da Covid-19 salgını nedeniyle çevrimiçi olarak düzenlendi.

G20 tarihindeki 15. ve Suudi Arabistan dönem başkanlığında düzenlenen ikinci Liderler Zirvesi, hazırlanan bildirinin açıklanmasının ardından son buldu.

Türkiye bildirideki Paris Anlaşmasına vurgu yapan madde hakkında ek bir açıklama yaparak sonuç bildirgesine eklettirdi.

Bu, Türkiye'nin oybirliğiyle karar alınan bildirgenin içeriğine katılmakla birlikte belirli çekincelerinin de bulunduğunu belirten bir şerh koyması anlamına geliyor.

Türkiye’nin itirazı, G20 resmi sitesinde, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Pozisyonu Üzerine Başkanlık Açıklaması” başlığıyla yer aldı ve basına servis edilen sonuç bildirgesinin ekleri arasında belirtildi.

İndependet’ten Meriç Şenyüz’ün haberine göre, G20 sitesinde “Aşağıdaki açıklama Türkiye Cumhuriyeti’nin talebi üzerine yayımlanmıştır” şekliyle yer alan Türkiye’nin itirazının tam metni şöyle:

Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadeleye azami önemi gösterir ve küresel iklim eylemine aktif olarak katkıda bulunurken, UFCCC (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) kapsamında adil bir statüye ulaşma konusundaki kararlılığını da ifade etmektedir. Bu nedenle Türkiye Kyoto Protokolünü onaylamış ve Paris Anlaşmasını imzalamıştır. Mevcut iklim mimarisindeki adaletsiz statüsü nedeniyle Türkiye, Paris Anlaşmasını henüz onaylamamıştır. Türkiye’nin küresel iklim eylemine dair anlayışı uluslararası çabalara, iklim değişikliği rejiminde açık olarak belirtildiği gibi ortak ama farklılaşan sorumluluklar ve herkesin olanakları ölçüsünde katılması çerçevesinde hakkaniyet ölçüsünde katkıda bulunmaktır. Sera gazı emisyonlarında ihmal edilebilir düzeyde (yüzde 1’den az) tarihsel sorumluluğu bulunan gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye, bütün tarafların karşılıklı anlayışı ve katkısıyla bu soruna adil, makul ve tümüyle tatmin edici bir çözümün mümkün olan en kısa zamanda, tercihen COP26’da (26.  Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı) bulunmasını dört gözle beklemektedir. Bu meseleye karşılıklı kabul edilebilir bir çözümün getirilmesi Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesindeki çabasını artırmasını mümkün kılacaktır.

LİDERLER BİLDİRİSİNDE NE DENİYORDU?

G20 zirvesinin sonunda kamuoyuna ilan edilen liderler bildirisinin 33. maddesinde küresel iklim değişikliğiyle uluslararası mücadeleye vurgu yapılırken, 2021’de düzenlenecek 26.  Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda Paris Anlaşması doğrultusunda kararlar alınmasına bütün G20 üyelerinin destek vereceği belirtiliyordu.

Ne var ki Türkiye karbon emisyonlarının sınırlandırılmasını öngören Paris Anlaşmasını imzaladığı halde parlamentosundan geçirip onaylamayan 8 ülkeden biri ve anlaşmayı onaylamayan G20’deki tek ülke. 188 ülke tarafından imzalanıp onaylanan anlaşma 8 ülke; Eritre, İran, Irak, Libya, Güney Sudan, Türkiye ve Yemen tarafından imzalandığı halde onaylanarak resmiyet kazanmamıştı. Bu ülkeler anlaşmanın karbon emisyonu sınırlamalarında gelişmekte olan ülkelere yeterince istisna tanımaması nedeniyle bir adaletsizliğe neden olduğunu belirtiyor.

ABD’NİN DEĞİŞEN POZİSYONU

Aslında G20’de Paris Anlaşmasına yönelik ilk itiraz Türkiye’ninki değil. 2018’de Arjantin'in başkenti Buenos Aires’te düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde de Paris Anlaşmasına vurgu yapılmış ancak ABD, anlaşmadan çekilme kararında olduğunda vurguladığı bir maddeyi sonuç bildirgesine koydurarak kendisini diğer G20 üyelerinden ayırmıştı.

Paris Anlaşmasından çekilmek Trump yönetimi dış politikasının en dikkat çekici hamlelerinden birini oluşturuyordu. Ne var ki, 4 Kasım 2020’de tarihin bir ironisi olarak ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çekilmesi resmiyet kazanırken, Donald Trump’ın da ABD Başkanlık seçimini kaybetmekte olduğu ortaya çıkıyordu.

Yeni başkan Joe Biden, Paris Anlaşması’na döneceğini defalarca vurgulayarak deklare etmiş durumda. ABD’nin bu yüzden, 2020 G20 Liderler Zirvesi Sonuç Bildirgesi’nde Paris Anlaşması’na yapılan atıflara özel olarak itiraz etmediği değerlendirmesi yapılıyor.

Zira seçimi kaybeden Trump yönetimi (her ne kadar sayımlara yönelik itirazları sürse de) Joe Biden’ın ABD Başkanı olarak yemin edeceği 20 Ocak’a kadar “topal ördek” durumunda.

DIŞİŞLERİ'NDEN AÇIKLAMA

Independent’in haberinin yayına girmesinden bir süre sonra Dışişleri Bakanlığı web sitesine, "Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy’un Türkiye'nin Uluslararası İklim Değişikliğiyle Mücadele Rejimi Kapsamında Adil Bir Konum Elde Etme Yönündeki Kararlılığının G20 Liderler Bildirisi‘nde Kayda Geçirilmesi Hakkındaki Soruya Cevabı" başlıklı bir açıklama kondu.

"Ülkemiz küresel bir sorun olan iklim değişikliği ile mücadeleye büyük önem vermekte ve bu bağlamda küresel iklim eylemine aktif şekilde katkı sağlamaktadır" ifadesiyle başlayan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Bununla birlikte, küresel seragazı emisyonlarında tarihsel sorumluluğu %1'den az ve "gelişmekte olan" bir ülke olan Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Sözleşme'nin uygulama aracını teşkil eden Paris Anlaşması kapsamındaki konumu hakkaniyetten uzaktır.

Ülkemizin bu çerçevedeki tutumu, 21-22 Kasım 2020 tarihlerinde Suudi Arabistan’ın başkanlığında düzenlenen G20 Liderler Zirvesi Bildirisi’nin Eki’nde yer alan bir Açıklamayla kayda geçirilmiştir. Daha önce Enerji Bakanları Bildirgesi’nde de yer alan bu konu bu kez de bütün ülkelerin mutabakatıyla G20 Liderler Zirvesi Bildirgesi’nde kayda geçirilmiştir. Böylece ülkemizin uluslararası iklim eylemine daha fazla katkıda bulunabilmesini teminen uluslararası iklim rejiminde eşit ve adil bir konum elde etme yönündeki kararlılığı bir kez daha vurgulanmıştır.