PKK üyeliği iddiasıyla verilen hapis cezası onanan HDP Eş başkanı Sebahat Tuncel, "Yargı siyaseten işini yapmıştır. Demokratik ülkelerde yargı siyasete karışmaz ama bizim ülkemizde ne yazık ki siyaset yargı eliyle yapılıyor" diyerek tepki gösterdi.

Yargıtay 9'ncu Ceza Dairesi tarafından PKK üyeliğinden verilen 8 yıl 9 aylık hapis cezası onanan ve milletvekilliğinin düşmesi gündeme gelen HDP Eş Başkanı Sebahat Tuncel, Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

BİZİM İÇİN MEKAN ÖNEMLİ DEĞİL

Yargıtay'ın siyaseten bir karar aldığını söyleyen HDP Eş başkanı Sebahat Tuncel, "Türkiye'de uzun süredir yargı ne yazık ki demokratik siyasetin önünde engeldir. Biz 2009 yılından bu güne kadar bu konuya dikkat çektik. Özellikle KCK adı altında yürütülen siyasi soykırım operasyonlarının bir siyasi operasyon olduğunu demokratik siyasetin önünü kesmek istediğini ifade ettik. Yargıtay'ın bu kararı bunun devamıdır. Özgün bir durum yoktur. Tam da Türkiye'de gerçekten demokratik siyasete ihtiyaç olduğu, özellikle Kürt sorununun çözümü konusunda toplumsal bir beklenti olduğu dönemde cezaevindeki milletvekili arkadaşlarımızın çıkması beklenirken tersi bir karar Yargıtay'da hızlandırılarak bizim dosyamızın öne alınıp onaylanması bir siyasi mesajdır. Yargı siyaseten işini yapmıştır. Demokratik ülkelerde yargı siyasete karışmaz ama bizim ülkemizde yazık ki siyaset yargı eliyle yapılıyor. Bu güne kadar AK Parti iktidarı buna zemin sundu. Bugün de aslında kendisi yargıya müdahale yapıyor açıklamalarla. Biz şöyle ifade ediyoruz 'yargı kendi işini yapıyor, biz de siyasetçiler olarak kendi işimizi yapmaya devam edeceğiz.' Halkımızla birlikte Türkiye'nin temel sorunları Kürt sorunu, demokratik ve barışçıl çözüm başta olmak üzere emekçinin işçinin yoksulun hak ve özgürlük mücadelesini yapmaya devam edeceğiz. Biz bu ülkede hızsızlardan hesap sormaya devam edeceğiz. Bizim için mekan önemli değil. Önemli olan mücadelenin kendisidir. Bir kişiyle Halkların Demokratik Partisi'nin yürüyüşü engellenemez. Bu yürüyüş koşuya çevrilmiştir. Böylesi bir dönemde, özellikle Türkiye'de her şeyin birbirine karıştığı, yolsuzluk ve rüşvet tartışmalarının ayyuka çıktığı bir dönemde aslında temiz siyasetin adresi ve hesap sorabilir adres Halkların Demokratik Partisi'dir" dedi.

CEZAEVİ KOŞULLARINI BİLEN İNSANLARIZ

Gazetecilerin, "Peki bundan sonra ne olacak? Hükümet nasıl bir yol izler sizce, meclis nasıl bir yol izler? Cezaevine gitmeniz söz konusu olabilir mi? Sorusu üzerine Tuncel şunları söyledi:

"Bundan sonraki süreç normal prosedür. Top artık Meclis'tedir. Meclis Başkanı eğer bu Yargıtay'ın onama kararını okursa milletvekilliğimiz düşecek, bize cezaevi yolu açılacak. Ama bunun ortaya çıkaracağı siyasi sonuçlar, krizler Türkiye'yi demokratik bir yere götürmez. Bir hafta önce de Halkların Demokratik Partisi milletvekilleri olarak açlık grevindeydik cezaevindeki arkadaşlarımız çıkartılsın diye. Mustafa Balbay çıkartıldı. Dolayısıyla diğer milletvekilleri de Anayasa Mahkemesi'nin kararına uygun olarak çıkartılmak durumunda. Aslında bence Yargıtay 'Siz istediğiniz kadar halkın hem seçme hakkına hem seçilme hakkına müdahalede bulunuyorsunuz ama biz bildiğimizi yaparız' diyerek Anayasa Mahkemesi'ne bir cevap vermiş oldu. Biliyorsunuz ben milletvekili seçilmeden önce de cezaevindeydim, sonuçta bu koşulları bilen insanlarız. Biz istiyoruz ki cezaevleri boşalsın. Ama bu hükümetin niyeti cezaevlerini yeniden doldurmaksa o zaman ortaya çıkacak sonuçla kendileri ilgilenir."

BU KRİZ TÜRKİYE'NİN KRİZİDİR

Basın mensuplarının, "Sizinle temasa geçen hükümet kanadından yada başka siyasi isim oldu mu?" sorusu üzerine HDG Eş Başkanı Sebahat Tuncel, "Şimdiye kadar kimseyle temasa geçmedim bir açıklama da olmadı. Muhtemelen yargı bağımsızdır açıklaması gelecektir. Biz hükümetten bu açıklamayı bekliyoruz. Yargının ne kadar bağımsız olduğunu ifade edeceklerdir diye bekliyoruz. Bu kriz bizim krizimiz değil Türkiye'nin krizi. Başından beri bu konuya dikkat çektik ama çözmediler. Hükümet ısrarla çözmedi. Dolayısıyla topu başka yerlere atamaz, AK Parti hükümetinin de sorumluğu vardır. Çözmek isterse bunu çözebilir, bir günlük iştir. Yasa düzenlemesi yapabilir. Bunu yapmak isteyip istememek siyasi bir iradeye bağlı bir durumdur" diyerek sözlerini tamamladı.