CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir’in bu sabah TBMM’de gerçekleştirdiği basın toplantısı öncesinde bir trans kadın ayrımcılığa uğradı. LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) hakları üzerine gerçekleşecek toplantıya katılmak isteyen kadından mavi kimlik taşıdığı gerekçesiyle erkeklere ayrılmış güvenlik kontrolünden geçmesi istendi.

Pembe Hayat Derneği’nden Buse Kılıçkaya, basın toplantısı öncesinde güvenlik kontrolünde yaşadıklarını kaosGL.org’a anlattı:

“Ben 2000’li yıllardan beri hak temelli çalışmalar için Meclis’e giderim. Bu sabah ön aramadan sorunsuz bir şekilde geçtik, ikinci aramada ‘kadın’ yazılı bir güvenlik detektörü vardı ve ben doğal olarak orayı tercih ettim. Çanta aramasında bir kargaşa yaşandı, çantamı aradıktan sonra oradaki memurun diğer arkadaşlarına bir konuda danışma ihtiyacı duyduğunu hissettim. Daha önce girdiğim için sorunun sadece elimizdeki materyallerden kaynaklanabileceğini düşündüm ama bu böyle değilmiş.”

MAVİ KİMLİĞİN VARSA ERKEKSİN!

Şimdiye kadar Meclis’e girişte sorun yaşamadığını belirten Kılıçkaya, cinsiyet kimliğinin kimlik rengiyle uyuşmamasından ötürü güvenlik engeline takıldı.

“Erkek tarafından geçmemi ve beni erkeklerin arayacağını söylediler. Gerek ben, gerek yanımdaki arkadaşlar bu duruma incindi. Ben bugüne kadar eylemlerde ve yaşadığım cezaevi sürecinde dahi kendimi bir erkeğe arattırmayı her zaman reddettim. Bunu bir taciz, hatta istemediğim halde yapıldığında bir tecavüz olarak nitelendirdim. Ben bu ülkede zaten kimlik mücadelesi veren bir aktivistim. Bugün katıldığımız toplantının amacı da Türkiye’nin Avrupa ve Birleşmiş Milletler nezdinde imzaladığı sözleşmelere uyması içindi.”

“MEMURLAR NE YAPACAKLARINI BİLEMEDİLER”

Kılıçkaya, kadın güvenlik görevlisinin kendisini aramaması üzerine erkek güvenlik görevlisine yönlendirildi. Trans hakları savunucusu, cinsiyet kimliğinin tanınmamasını şu sözlerle aktardı:

“Bir kabine yönlendirdiler. Beni kadın kabininden çıkartıp ‘kusura bakmayın sizin diğer taraftan girmeniz gerekiyor’ dediklerinde ben bunu reddettim ve memurların ne yapacağını bilmez haliyle karşılaştım. Siz eğer kimliğinizde mavi iseniz öbür taraftan geçmeniz gerekiyor dediler. Prosedürün böyle olduğu, erkek kimliğimiz varsa erkek tarafından geçmemiz gerektiği yönünde 20 dakikaya yakın bir diyalog yaşandı.”

“ERKEKSEM BANA NEDEN HÂLÂ ‘BUSE HANIM’ DİYORSUNUZ?”

Güvenlik müdürünün talimatı üzerine Kılıçkaya, kendisi için arama yapılmadan fakat erkeklerin geçtiği ve daha hassas olarak ayarlanmış güvenlik detektöründen geçerek toplantının yapılacağı binaya girebildi.

 “Görüşmenin daha önemli olduğunu düşünerek oradan geçtim. Memurlar da anlamlandıramıyorlardı çünkü kimliğimi alan memur bana ‘buyrun, Buse Hanım’ diye hitap ettiğinde ‘prosedüre uymuyorsanız’ hatırlatmasında bulundum. ‘Eğer prosedüre uymanız gerekiyorsa buna da uyun, benim kimliğim mavi, Buse Bey demeniz gerekiyor’ dedim.”

“MEMURLARIN MAĞDURİYETİ BENİ ÜZDÜ”

“Adalet Bakanlığı translara özel cezaevi çalışması yürütürken neden bir trans memurun burada olmadığını onlara sordum. Bu durum, transların bu ülkede fahişeliğe yöneltildiğinin bir ispatı değil midir, dedim. Herkes sessizdi, biz de sessiz olmayı tercih edip basın toplantısının yapılacağı odaya gittik. Benim için üzüntülü olan konu, memurların oradaki mağduriyeti, onlara ne yapacaklarını bilemedikleri bir durumun yaşatılmasıydı.”

“Bir de en çarpıcı olan, benim bu ülkenin mavi veya pembe kimlikli bir vatandaşı olarak hak aramak için Meclis’e giremeyişim. Bunun için ekstra bir çaba gösterişim aslında sıkıntılıydı.

“15-20 TRANS MECLİS’İ ZİYARET ETMEK İSTESE NE OLACAK?”

Meclis girişinde yaşanan cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık Kılıçkaya’nın aklına pek çok soru düşürmüş:

Girmeden önce ‘Meclis belirli günlerde halka açık’ yazısını görmüştüm. Pekâlâ, 15-20 trans orayı ziyaret etmek istediğinde, hak aramak için bile değil, sadece Meclis’i görmeye gittiklerinde aynı muameleyle karşılaşacaklar mı? Güvenlik görevlileri aramanın bir kadın ve bir erkekle mi yapılmasını isteyecek? Beni erkekler kısmından geçmem için ikna eden memur tutanak tutmak için Buse Hanım dediğindeki çelişkiyi her zaman mı yaşayacak? Veyahut Meclis’te çişim gelseydi erkekler tarafına mı sokulacaktım?

“HAYALİM HERKESE AÇIK BİR MECLİS”

Kılıçkaya, Meclis’in herkesin rahatça girebileceği bir alan olacağı yönündeki umudunu ise kaybetmemiş:

“Bu mağduriyetin Meclis’te giderilmesi gerektiğini, insanların Meclis’e hak aramak ya da gezmek için rahatça gelebilmesi gerektiğini düşünüyorum. Daha önceden nefret suçları için Cemil Çiçek’i ziyaret etmiş, kendisiyle görüşmüş bir insan hakları savunucusu olarak Cemil Çiçek’in bununla ilgili bir hassasiyet geliştireceğini umut ediyorum. Meclis’in bütün insanlara açık bir Meclis olacağını umut ediyorum.”  

---------------------------

CHP’Lİ ERDEMİR: HÜKÜMET LGBT’LERİN İNSAN HAKLARINA “TOPTAN KAYITSIZ”!


CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, bu sabah TBMM’de LGBT’lere (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) yönelik ayrımcılık, nefret ve şiddete ilişkin bir basın toplantısı yaptı.

Kaos GL ve Pembe Hayat derneklerinden katılımcıların izlediği toplantıda Erdemir, Türkiye’nin önde gelen sorunlarından birinin homofobi ve transfobi olduğunu söyledi. CHP’li vekil, Pazar günü kutlanacak Avrupa İşbirliği Günü’ne dikkat çekerek başladığı konuşmasında Türkiye’yi imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelere uygun davranmaya çağırdı.

“TBMM’nin ve tüm partilerden milletvekillerinin, insan hakları ve demokratikleşme çabalarının kapsamına LGBT yurttaşların sorunlarını ve çözüme dair programları yerleştirmeleri gerekmektedir. Türkiye’nin tabi olduğu uluslararası rejimin baş aktörleri olan Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ve AGİT gibi hükümetler arası kuruluşların, sayısı her geçen gün artan belgeleri Hükümet’e kılavuzluk edebilir.”

“TBMM’NİN YANI SIRA BAKANLIKLARIN DA YÜKÜMLÜLÜKLERİ VAR”

AKP’nin LGBT’lerin insan haklarına ilişkin uluslararası acil önlem çağrılarına “toptan kayıtsız” kaldığını belirten Erdemir, Kaos GL Derneği’nin Türkçeleştirdiği uluslararası yayınları tanıttı.

Erdemir, LGBT’leri fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddetten koruma konusunda yalnızca TBMM’nin değil Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun da yükümlülükleri olduğunu hatırlattı.