HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, toplumun bütün kesimlerini 3'üncü havaalanı işçilerinin sorunlarına duyarlı olmaya çağırdı. Geçen yıl 12 bine yakın işçinin yaşamını yitirdiğini belirten Temelli, "İş sağlığı, iş güvencesi meselesi Türkiye’nin en kritik politik meselesi. Bu sorun dün başlamış bir şey değil. AKP, iktidara gelirken imzalamış olduğu bir taahhüdün sonucu" dedi.

İŞ CİNAYELTLERİ, GÜVENCESİZ ÇALIŞMANIN SONUCUDUR

Bu, kapitalizmin belki de en başarılı pilot uygulamasıdır. Özellikle AKP iktidarları boyunca en ciddi mağduriyetler bu alanda karşımıza çıktı. İşçi sınıfı açısından bu mağduriyetler dalga dalga yayıldı. Her geçen gün giderek bu mağduriyet halkası genişliyor.

Her geçen gün iş cinayetleri artıyor. Ancak resmi rakamlarla konuşuyoruz, resmi olmayan rakamları o an gerçekleşmeyen ölümler ve sonrasında gerçekleşen yaşam kayıpları da var. Geçen yıl 12 bin kişi yaşamını yitirmiş olabilir, kesin bir rakam yok. Bütün bu gerçeklik ortada fakat bu konuda iyileşme sağlayacak hiçbir düzenleme yok. İktidar bu konuya gözlerini kapamış, bildiğini okumaya devam ediyor. Hatta ülkeyi ekonomik krizden çıkarmak için neredeyse bu yöntemi topal bir yöntem haline getirmeye çalışıyor. “Gelin işçileri istediğiniz gibi sömürebilirsiniz” diye ülkeyi pazarlamaya devam ediyor. 

SESİNİ DUYURMAYA ÇALIŞANLAIRIN KARŞISINA JANDARMA DİKİYORLAR 

Dün akşamdan beri arkadaşlarımız havaalanında. Belki de iş güvenliği meselesinin örnek vakası İstanbul’daki havaalanı inşaatı. Bu kadar sağlıksız koşullar, bu denli güvencesiz çalışma ve sömürünün, “köle değiliz” lafını güncelleyen bir yerden ortaya çıkması bize bunu gösteriyor. İşçi arkadaşlarımızla geçen hafta boyunca görüştük, söyledikleri en temel şey iş sağlığı, iş güvencesi noktasında odaklanıyordu. Ücret alamama tali bir konuydu, öncelik iş güvenliği idi. Geçen hafta görüştüğümüz üç sendika da bu konuda ortaklaşıyordu. Dün akşamdan bu yana işçiler seslerini duyurmaya çalışıyor ama karşılığında gördükleri muamele, jandarma saldırısı. Ve şu anda 600 işçi gözaltında. 

TÜRKİYE'Yİ DUYARLI OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ 

Biz bu ziyaret vesilesiyle de tüm Türkiye kamuoyunu, tüm sendikaları bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz. Hem bugün yaşanan vaka hem de Türkiye’de süregiden bu durumla ilgili, iş cinayetleri ile ilgili duyarlı olmaya çağırıyoruz. Biz buna iş cinayeti diyoruz çünkü bu bir ticarete çevrilmiş durumda. Emek gücünün pazarlanması tam da bunlara dayanarak yürüyor. Kapitalizmin o en açık hali bugün Türkiye’de bu alanda kendini gösteriyor. 

ÇOCUKLARIN YERİ ŞANTİYELER  DEĞİL OKULLARDIR 

Değinmeden geçemeyeceğim bir konu da okullar. Okullar açılıyor ama Türkiye’de 1 milyonun üzerinde çocuk işçi var ve eğitim haklarından yoksunlar. Çocuk işçiliğini meşrulaştıran bir anlayışla karşı karşıyayız. Bildiğim kadarıyla geçen yıl 100’den fazla çocuk işçi hayatını kaybetti. Çocukların yeri şantiyeler değil okullar olmalıdır. 

ÇALIŞMA YAŞIMINDA IRKÇI ANLAYIŞI BESLİYORLAR 

Çalışmalarınız çok kıymetli. Biz bu çalışmaları takip eden, bu çalışmaları siyasete taşıyan bir partiyiz. İşçilerin, emekçilerin partisiyiz. Bu anlamda yan yana olmak ve mücadeleyi yükseltmek bizim için önemli. Bu konu işçileri ilgilendirdiği kadar bütün toplumu ilgilendiriyor. Toplumsal barışın yolu buradan geçiyor.  Sermayeye karşı da iktidara karşı da kendimizi korumalıyız.

İktidar insanları, toplumu karşı karşıya getirerek besleniyor. Şantiyelerde de bugün görüyoruz. Şantiyelerde Kürt işçilere karşı ırkçı saldırılar her geçen gün artıyor. Tüm çalışma ortamını terörize ederek saldırı gerçekleştiriyorlar. Havaalanı inşaatında da bu durum söz konusu. Aynı zamanda göçmen işçileri ucuza çalıştırmak için böyle bir ırkçı anlayış yaygınlaştırılıyor. Bu zihniyet aslında bir arada yaşama iradesine saldırıyor. Biz bir arada yaşam iradesini hayata geçirmek amacıyla mücadelemiz yükselteceğiz. Bu emek mücadelesi ile yan yana yürüyen bir mücadele. 

(Demokrat Haber)