HDP Eş Genel Başkanı Temelli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BMGK'da yaptığı konuşmada Suriye'ye ilişkin gösterdiği haritayı hatırlatarak, "Suriye haritasının bir bölümünü çizmiş, almış. O çizip aldığı bölüm üzerine neler yapacaklarını anlatıyor. Cumhurbaşkanı değil, sanki emlak ofisi işletiyor. Yok 140 köy, 200 ilçe yapacakmış, bina dikecekmiş" dedi.

HDP'li Sezai Temelli, partisinin yeni yasama yılının ilk TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, eski HDP Eş Genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın yeniden tutuklanmasının 'siyasi komplo' olduğunu söyledi.

Temelli, "Tutuklu olarak yargılandıkları dosyadan bir kez daha tutuklanmış oldular. Bu pespayeliktir. İşte hukukun içine sürüklendiği en açık fotoğraftır" diye konuştu.
Yargı reformu paketinin Meclis gündemine nihayet geldiğini belirten Temelli, "Yargı reformu paketi tam bir fiyasko. Pakette siyasetçilere özgürlük, evrensel hukuk ve ifade özgürlüğüne dair bir düzenleme yok. Yargı reformu paketi değil, bir göz boyama paketi. Gerçek anlamda bir yargı reformuna ihtiyacımız var. Bunun nasıl yapılabileceğine yoğunlaşmamız lazım. Meclis, bu iradeyi göstermek zorundadır. Bu gelen pakette reform söz konusu değil" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni yasama yılı açılışında yaptığı konuşmada Suriye'de yaşanan gelişmelere değindiğini anımsatan Temelli, Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Suriye'ye ilişkin bir harita gösterdiğini dile getirdi.

'TAHAMMÜLÜ KALMAYAN MÜTEAHHİTLER'

Temelli, "Suriye haritasının bir bölümünü çizmiş, almış. O çizip aldığı bölüm üzerine neler yapacaklarını anlatıyor. Dün de anlatıyor. Cumhurbaşkanı değil, sanki emlak ofisi işletiyor. Yok 140 köy, 200 ilçe yapacakmış, bina dikecekmiş. Hep birlikte, 'tahammülümüz kalmadı' diyorlar. Bence tahammülü kalmayan müteahhitler. Battıkça, müteahhitlere alan açmak üzere Suriye'yi işgal etmeye kalkmış bir devlet var karşımızda. Böyle bir iktidar olabilir mi? Savaşa karşı çıkmalıyız, barış istemeliyiz. Suriyeli mültecilerin sorunlarını da hep birlikte çözmeliyiz ama Hafız Esad'ın yaptığı gibi Arap kemeri modelleriyle değil. Bugün Suriye'de barış ve demokrasi açısından atılacak adımlar dediğimizde aslında Kuzey Suriye önemli bir örnek ortaya koyuyor. Onu görmek, anlamak yerine sürekli olarak Kuzey Suriye'yi tehdit eden, Kuzey Suriye'de ortaya çıkmış olan Suriye Demokratik Güçleri'nin sürece katılmasını engelleyen, onlara rağmen bir anayasayı var etmeye çalışan bir iktidar var. Biz bu savaş çağrılarını kabul etmiyoruz. Buradan Meclis Başkanı'na da çağrı yapıyorum; bu kürsülerde savaş çağrısı yapanlara yer vermeyin. Savaş ile şiddetle arasına mesafe koymayanlara cumhurbaşkanı olsa bile bu kürsülerden yer vermeyin" diye konuştu.