Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Yüksek Seçim Kurulu'nun iptal kararıyla 23 Haziran'da tekrarlanacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Temelli, "Amacımız AKP-MHP faşist blogunu geriletmektir" dedi.

Temelli, AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım'a da tepki gösterdi. Diyarbakır ziyaretinde 'Kürdistan' kelimesini kullanan Yıldırım'ı samimiyetsiz bulduğunu söyleyen Temelli, "Diyarbakır Diyarbakır olalı böyle Kürtçe duymadı" dedi.

Temelli konuşmasının devamında, "Bu Meclis'te Kürtçe konuşulduğunda bir halka bilinmeyen dil diye hakaret eden bir partinin mebususunuz ama kirli pazarlıklarınız için hiçbir şey olmamış gibi Kürdistan diyorsunuz, Kürtçe de konuşuyorsunuz, Kürtçe konuşanları da saygı içinde dinliyorsunuz. Birkaç kelime Kürtçe konuştunuz diye Kürt halkı nezdinde bir değeriniz olmayacak. Çünkü bunlar samimiyetsiz, çıkar amaçlıdır" ifadelerini kaydetti.

Sezai Temelli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

"Yargı Reformu Strateji Belgesi açıklandı. Aslında bu bir yerde itiraf belgesiydi. Demokrasiden ne kadar uzaklaşıldığının belgesi.

"Reformu geçtik, hâlâ strateji belgesi açıklanıyor. 10 yıl sonra yargı konusunda ne denli içler acısı bir durumla karşı karşıya kalındığı görülecek.

"Eğer yargıda samimi bir reforma ihtiyacınız varsa bizim bir hazırlığımız var. İsteyin, gönderelim. Başta Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılması.

"Gelin Meclis çatısı altında bütün partiler toplumsal barışı var etmek adına görüşelim, müzakere edelim. Binlerce çocuk cezaevinde. Bu ülkede sendikal haklar yasaklı, grev yasaklı. Bunun ötesinde bu ülkede vicdan yok. 

"18 insan Halfeti'de gözaltına alındı. İşkence uygulandı. Elektrik verildi, tecavüzle tehdit edildiler. Bu iktidar işkenceci olma sıfatına da sahip olmuş oldu. Bu işkenceyi gerçekleştirenlerden hesap soracağız.

YILDIRIM'A TEPKİ

"23 Haziran'da İstanbul seçimleri var. Önemli seçimler. Aslında bu seçimin haklı bir gerekçesi yok. YSK muhalefetiyle karşımıza çıkmış bir zorunluluk. Adaylardan biri Binali Bey Diyarbakır'a gitmiş , kampanyasını buradan yapıyor nedense. Kürdistan mebusu demiş, devam etmiş Kürtçe konuşmuş. Diyarbakır Diyarbakır olalı böyle Kürtçe duymadı. AKP başkanı Erdoğan meydan meydan Kürdistan diyoruz diye bağırıyordu, 'defol git' diye. Terörist olduk, hakaretlere maruz kaldık ama yine Allah'ın işine bakın, geçen güç Çavuşoğlu'nu Kürdistan'da gördük. Hem de demokrasi şehitlerini anmak için saygı duruşundaydı. Bu Meclis'te Kürtçe konuşulduğunda bir halka bilinmeyen dil diye hakaret eden bir partinin mebususunuz ama kirli pazarlıklarınız için hiçbir şey olmamış gibi Kürdistan diyorsunuz, Kürtçe de konuşuyorsunuz, Kürtçe konuşanları da saygı içinde dinliyorsunuz. 

"Birkaç kelime Kürtçe konuştunuz diye Kürt halkı nezdinde bir değeriniz olmayacak. Çünkü bunlar samimiyetsiz, çıkar amaçlıdır.

23 HAZİRAN AÇIKLAMASI

"23 Haziran'da bizim amacımız AKP-MHP faşist blogunu geriletmektir.

"İçeride anlatılan hikâye başka ama oraya gidince gerçek bambaşka. 

"Tek sığındığı şey savaş politikaları. Oysa siyaset çözüm üretmektir. Çözüm üretemedikçe bu iktidar Türkiye gündemine sürekli silahlanmayı sokuyor ve kamu kaynaklarını harcıyor. İşte önümüzde S-400 var. Ne işe yarayacağı belli değil. Türkiye'yi bu gerilim hattına mahkûm ederek silahlanmalarla çözümsüzlükten beslenmeye devam etmek istiyor.,

"Öcalan'ın mesajları önemli; çözümü işaret eden mesajlardır, 2013'ü işaret etmiştir. Ülkede bir Kürt meselesi var. Çözümü olmadan diğer meselelerin çözümü olamayacağını geride bıraktığımız 4 yılda hep birlikte yaşadık. Bu sorunun çözümü muhataplarıyla olur. Bu sorunda muhatap da Sayın Öcalan.

"Gelin bir Anayasa yapım süreci için toplumun önünü açın. Demokratik bir Anayasa için, seküler bir anlayışı gözeten bir Anayasa için adım atın. Bu bizim sorumluluğumuzdur. Bu bütün milletvekillerinin sorumluluğudur. Sadece bu çatının altına sığışmayalım. Herkes katkı sunsun.