Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun merakla beklenen 'seçim beyannamesi' açıklandı. Kendisini 'Tek değişim gücü' olarak tanımlayan bloğun 7 başlıktan oluşan beyannamesi, köklü sorunlara çözüm getirmeyi öngörüyor.

  • Türkiye sosyo-ekonomik yapılarına göre 20-25 özerk bölgesel yönetime ayrılacak. Merkezi yönetimle, yerel yönetimler arasında idari ve siyasi yönetim organı olarak işlev görecek bu özerk bölgesel halkın yönetime doğrudan katılımını sağlayacak.
  • Herhangi bir ideolojiyi dayatmayan, ulusu ve vatandaşlığı etnik temelde tanımlamayan, devletin yetkilerini sınırlayan, emekten yana, cinsiyet özgürlükçü, doğaya saygılı, farklı kültürleri, inançları koruyan yeni bir anayasayı hep birlikte yapacağız.
  • Partilerde lider sultasına son verilecek, tabanın etkili olduğu ve kararlara doğrudan katılabildiği düzenlemeler yapılacak. Baraj kaldırılacak. Cinsiyet kotası ile yönetimde temsil kademelerinde eşitlik sağlanıncaya kadar pozitif ayrımcılık yapılacaktır. Eğitimin tüm aşamalarında resmi dil olan Türkçe'nin öğretilmesinin yanında anadilde eğitim görme imkanı özerk bölge yönetimleri aracılığı ile karşılanacak. Türkçe'nin yanı sıra bütün kamusal alanlarda anadilin kullanımı serbest olacak.
  • Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılacak, yerine 'inanç özgürlüğü kurulları' kurulacak. Cemevleri ibadethane statüsüne kavuşturulacak, zorunlu din dersleri yerine dinler tarihi ve din bilgisi dersleri seçmeli olarak müfredata konulacaktır.
  • Katliamların, darbelerin, işkencelerin, köy yakmaların ve kayıpların sorumlularının açığa çıkarılması, hukuk içerisinde hesap sorulması için kurulacak bir Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu ile geçmişle yüzleşme sağlanacaktır.


'TÜRKİYE'NİN GERÇEK DEĞİŞİM GÜCÜ BİZİZ'


Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu, merakla beklenen 12 Haziran Genel Seçimleri Seçim Beyannamesi'ni düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda düzenlenen basın toplantısına, BDP Eşbaşkanları Hamit Geylani ve Filiz Koçali, Bağımsız Milletvekili adayları Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan, Emine Ayna, BDP'li belediye başkanları ile yurttaşlar katıldı. Toplam 38 sayfalık beyannamenin özet bölümünün bir kısmı Selahattin Demirtaş tarafından açıklanırken, kadın ile ilgili bölüm ise Gültan Kışanak tarafından açıklandı. Blok "Bugünkü Türkiye'nin gerçek değişim gücü biziz" dedi.

12 Haziran seçimlerinin bir dönüm noktası olarak değerlendirildiği beyanname 7 başlıktan oluşuyor. Demokratikleşme, ekonomi-eğitim-sağlık, kadın, çevre-doğa-ekoloji, gençlik, kent, engelliler, dış politika ana başlıklarından oluşan beyannamede Türkiye'nin girmiş olduğu seçim sürecinin, emek, barış, demokrasi ve özgürlük getirmesi açısından önemli bir fırsat olabileceği belirtildi.

İnadına özgürlük

Bildirge'de bloğun kuruluşu için ise "Toplumun ekonomik, kültürel ve siyasi olarak tüm savunma mekanizmalarından arındırıldığı, rantçı, ırkçı, tekçi, baskıcı ve otoriterliğe karşı çıkan tüm örgütlü kesim ve çevrelere yönelik fütursuzca saldırıların sürdürüldüğü bir dönemde inadına eşitlik, özgürlük, emek, demokrasi ve örgütlenme hakkı diyerek Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu'nu kurduk. Bloğumuz, esasında Türkiye'de sistemin ötekileştirdiği, inkar ettiği, imhaya tabi tuttuğu, asimilasyon süreçleriyle eritmeye çalıştığı, dışladığı bütün toplumsal kesimleri esas almaktadır. Tekçi sistem ve politikalara karşı demokratik ulus çözümü ve yaklaşımıyla hareket etmektedir. Eşit vatandaşlık hakkı kadar, bireysel ve kolektif hakların özgürce kullanılabildiği, bütün toplumsal kimliklerin, cemaatlerin, grupların, cinsiyetlerin kendisini ifade edebildiği ve örgütleme imkanına kavuşabildiği toplumsal yapı, bloğumuzun esasıdır" denildi.  

Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümünün kendisini dayattığı belirtilen beyannamede, öne çıkan hususlardan bazıları şunlar:

  • "Özgürlükçü, demokratik, eşitlikçi, halktan yana bir anayasayı hep birlikte inşa edeceğiz. Herhangi bir ideolojiyi dayatmayan, ulusu ve vatandaşlığı etnik temelde tanımlamayan, devletin yetkilerini sınırlayan, bireysel-kollektif haklara dayalı, emekten yana, cinsiyet özgürlükçü, doğaya saygıyı insana saygıyla bir tutan, Türkiye'nin bütün farklı kültürlerini, inançlarını, değerlerini koruyan yeni bir anayasayı hep birlikte yapacağız.
  • Kürt sorunu artık bu dönemde kesinlikle çözülmek zorundadır. Kalıcı bir barışın sağlanması için iktidar başta olmak üzere tüm kesimlerin samimi bir yaklaşım ile çözüm iradesi ortaya koymaları, Kürtlerin talep ve beklentilerini dikkate almaları ve üç yıldır İmralı'da süren görüşmeleri bir an önce müzakere sürecine dönüştürmeleri gerekmektedir.
  • Geçmiş dönemlerde ve yakın zamanda yaşanmış olmasına rağmen, üstü örtülmüş bütün toplumsal acıların, insan hakları ihlallerinin, katliamların, sürgünlerin, askeri darbelerin, işkencelerin, faili meçhul cinayetlerin, köy yakmaların ve kayıpların sorumluların açığa çıkarılması, faillerinden hukuk içerisinde hesap sorulması, mağduriyetlerin ve toplumsal travmaların giderilmesi açısından, kurulacak bir Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu ile geçmişle yüzleşme sağlanacaktır.
  • Siyasi partilerde lider sultasına kesinlikle son verilecek, tabanın, seçmenlerin, üyelerin parti yönetiminde etkili olduğu ve kararlara doğrudan katılabildiği düzenlemeler yapılacaktır. Seçim barajı tümden kaldırılacaktır. Cinsiyet kotası ile yönetimde temsil kademelerinde eşitlik sağlanıncaya kadar pozitif ayrımcılık yapılacaktır. Eşbaşkanlık sistemi yasallaştırılacaktır. Siyasi partilere yapılan hazine yardımı seçime girme yeterliliğine sahip bütün partilere eşit olarak dağıtılacaktır.  
  • YÖK ve MGK kaldırılacak.
  • Köy koruculuğu kaldırılacak, köy korucularının orman ve çevre işlerinde istihdamı sağlanacaktır. Bununla birlikte diğer özel savaş aygıtları olan JITEM, özel tim vb. tüm uygulamalara son verilecektir.
  • Yargı reformu çerçevesinde; HSYK'nin yapısı adalet teşkilatının lehine yeniden düzenlenecek, İstiklal Mahkemeleri'nin güncel uygulaması olan Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılacak, hücre tipi cezaevleri kapatılacak, herkesin kendi anadilinde hizmet alabileceği yargı koşulları oluşturulacak, toplumsal barışı ve dayanışmayı artırmak amacıyla sivil halk mahkemeleri olarak görev yapacak 'barış ve adalet komisyonlarının' kurulması ve faaliyete geçmesi desteklenecektir.
  • Herkes için bir hak olarak kabul edilecek, eğitimin tüm aşamalarında resmi dil olan Türkçe'nin öğretilmesinin yanında anadilde eğitim görme imkanı Özerk Bölge yönetimleri aracılığı ile karşılanacak. Ülkenin tamamında resmi dil olan Türkçe'nin yanı sıra bütün kamusal alanlarda anadilin kullanımı serbest olacak, vatandaşlara kendi anadillerinde kamusal hizmet sunulacaktır.
  • Sistem muhalifi oldukları için yıllardır baskı ve tutuklama ile karşı karşıya olan tüm siyasi tutsakların ayrımsız bir şekilde özgürlüğüne kavuşması sağlanacaktır.
  • İfade hürriyeti ve örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm yasal ve idari engeller kaldırılacak, uluslar arası insan hakları belgelerine uygun bir standart getirilecektir. Muhalefeti bastırmak için her fırsatta hükümetler tarafından kötüye kullanılan Terörle Mücadele Yasası tümden kaldırılacaktır.
  • Herkesin dini inançlarını ve dünya görüşü çerçevesinde sosyal hayatını özgürce yaşamasının önündeki her türlü engel kaldırılacaktır. Bu çerçevede başörtüsüne konulan fiili ve idari bütün yasaklara son verilecek, bu nedenle mağdur olmuş herkesin mağduriyeti giderilecektir.
  • Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılacak, bunun yerine özerk bölge meclislerine bağlı 'inanç özgürlüğü kurulları' kurulacaktır.
  • Cemevleri ibadethane statüsüne kavuşturulacak, zorunlu din dersleri yerine dinler tarihi ve din bilgisi dersleri seçmeli olarak müfredata konulacaktır.
  • Dokunulmazlıklar kaldırılacak, sadece ifade özgürlüğü çerçevesinde kürsü dokunulmazlığı korunacaktır.
  • Dini ve etnik azınlıklara eşit yurttaşlık hakkı hem anayasal, hem yasal hem de pratik düzeyde sağlanacaktır. Dini inancından ve etnik kimliğinden dolayı kamu yönetiminden uzak tutulan bütün yurttaşlarımıza temsil hakkı ile birlikte yönetime katılma güvencesi ve kotası verilecektir.
  • Kooperatifleşme esas alınacak, kooperatiflerin konfederal bir yapı içinde tamamen özerk bir yapıya kavuşmaları için yasal düzenlemeler yapılacak, maddi yönden çok güçlü kurumlar haline gelmesi sağlanacak; her türden siyasi müdahale ve yönlendirmeye karşı etkin tedbirler alınacak.
  • Ormanlık alanların ne sebep altında olursa olsun talanına, özelleştirilmesine, inşaat alanı olarak kullanılmasına izin verilmeyecek. Hasankeyf, Munzur, Allionai, gibi tarih ve kültür mirasları, Karadeniz'deki doğal güzellikler HES'lere kurban edilmeyecek, buralarda başlayan HES faaliyetlerine derhal son verilecek. Nükleer enerji ve fosil enerji kaynakları yerine; 'Merkezi Enerji Strateji Planı' oluşturulacak.
  • Demokratik özerk yönetimlerde, yeni siyasi ve idari yapı çerçevesinde diplomatik faaliyetler merkezi hükümetin görev alanında olacaktır. Silahlı Kuvvetler hiçbir şekilde sınır dışına gönderilmeyecektir. Hiçbir ülkenin toprak bütünlüğü ve sınır dokunulmazlığı ihlal edilmeyecektir. Türkiye, 1952'den beri dahil olduğu NATO'dan çıkacaktır. Türkiye'deki bütün yabancı askeri üsler kapatılacaktır. Türkiye, dünya çapında nükleer silahsızlanma için çalışacak, hiçbir nükleer projeye dahil olmayacaktır."

Demokratik  özerk yönetimler kurulacak

Halkların demokratik birliğini esas alan, demokrasiyi sadece temsili bir meclise hapsetmeyen, halkın tartışma ve karar mekanizmalarına katılımını kolaylaştıran, toplumun temel sorunlarını en iyi şekilde ve yerinde çözüme kavuşturacağı bir siyasi ve idari yapılanma modelinin kendisini bir ihtiyaç olarak dayattığı belirtilen beyannamede, "İdari yapının demokratikleştirilmesi için çözüm önerimiz, bölgesel yönetimler şeklinde tanımladığımız Demokratik Özerk'liktir" denildi. Beyannamede demokratik özerk yönetimlere ilişkin şunlar belirtildi:

  • "Demokratik öz yönetim anlamına gelen Demokratik Özerkliği, demokratik cumhuriyetin özüne uygun niteliklerinin pekiştirilmesi olarak görmekteyiz.
  • İddia edildiği üzere bölünmenin ve parçalanmanın değil; demokratik birliğin, doğrudan ve katılımcı demokrasi modelinin güvencesi olacak olan Demokratik Özerkliğin hayata geçirilebilmesi için yeni anayasa çalışmalarıyla birlikte siyasi ve idari yapılanmada köklü bir reforma gidilmesi gerekmektedir.
  • Bu temelde Türkiye sosyo-ekonomik yapılarına göre 20-25 özerk bölgesel yönetime ayrılacak. Merkezi yönetimle, yerel yönetimler arasında idari ve siyasi yönetim organı olarak işlev görecek bu özerk bölgesel yönetimler işleri kolaylaştıracak ve hızlandıracak, halkın yönetime doğrudan katılımını sağlayacak, demokratikleşme açısından önemli bir adım olacaktır.
  • Bu idari modelde, birbiriyle yoğun bir şekilde sosyo-kültürel ve ekonomik ilişki içinde bulunan komşu illeri kapsayan, yapı olarak seçimle iş başına gelen il genel meclislerine benzeyen ‰dem-i merkeziyetçi bölgesel meclis olacaktır. Bu meclisler Türkiye'nin bölgesel özgünlüğüne göre siyasi ve idari olarak hukuki, siyasi güvenceye ve kimliğe kavuşturulmalıdır. Bu bölgesel meclisler, eğitim, sağlık, kültür, sosyal hizmetler, tarım, denizcilik, sanayi, imar, çevre, turizm, telekomünikasyon, kadın, gençlik, spor ve diğer hizmet alanlarından sorumlu olacaktır. Dışişleri, maliye ve savunma hizmetleri de merkezi hükümet tarafından yürütülecektir. Emniyet ve adalet hizmetleri merkezi hükümet ve bölge meclisleri tarafından ortak yürütülecektir. Tüm ülkede geçerli olan resmi dil Türkçe'nin yanında, bölgeler kendi özgün ihtiyaçlarına göre başka dilleri de ikinci, üçüncü dil olarak kullanabilecektir.
  • Bölge meclisleri gelişmişlik düzeylerine ve nüfusa göre her yıl merkezi hükümetin aktardığı bütçenin yanında, kendi yerel gelir ve gelir kaynaklarından pay alarak hizmetlerin yürütülmesini sağlayacaktır. Az gelişmiş ve yoksul bölgelere merkezi yönetim tarafından pozitif ayrımcılık uygulanacaktır.
  • İttifakımız, böyle bir yapılanmayla demokratik cumhuriyet'in inşasında önemli bir aşama kat edileceğine inanmaktadır. Böylece cumhuriyet'in ilk kuruluş aşamasından bugüne kadar gerçekleşmeyen idari ve siyasi demokratikleşmeyi hayata geçirecektir.

Emek, Demokrasi ve Özgürlük adayları olarak, Demokratik Özerkliği sadece Kürt sorununun çözümünde değil; bir bütün Türkiye'nin idari yapısının demokratikleştirilmesinde, toplumumuzun kültürel zenginliğini gözeterek çağdaş ölçülerde özgürlükçü ve katılımcı demokrasiye ulaşmada da güçlü bir seçenek olarak görmekteyiz."

'Eğitim ücretsiz olacak'

Eğitim ve sağlık hizmetlerinin özerk bölge meclislerine bağlı olarak yürütüleceğini belirten Demirtaş, "Eğitim temel ve her kademesi ücretsiz bir kamu hizmeti haline getirilecek. İkili eğitimden tekli eğitime geçilecek, sınıf mevcutları en fazla 24 öğrencili olacaktır. Üniversitelerde, başta araştırma görevlileri olmak üzere, iş güvencesinden yoksun olarak çalışan tüm üniversite çalışanları kadroya alınacaktır. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasından derhal vazgeçilecek, sözleşmeli çalışan öğretmenlere kadro verilecektir.

Sağlık hizmetleri, oluşacak Özerk Bölgesel Yönetimlere devredilecek. Sağlık hizmetlerinde herkesin kendi anadilinde hizmet alması sağlanacak. Yeşil kart uygulamasına son verilecek. Her yurttaşın sağlık hizmetinden ücretsiz ve eşit bir şekilde yararlanması garanti altına alınacak. Tarım ve hayvancılık sektörünün bitirilmesine izin verilmeyecek" dedi.

YÖK kalkacak üniversiteler özerk olacak

Selahattin Demirtaş, gençliğe ilişkin Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun projelerini de şöyle açıkladı: "Gençler sınav merkezli eğitimin yarattığı sömürü ortamından kurtarılacak, anadillerinde eşit ücretsiz, bilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim almaları ve meslek edinmeleri sağlanacak. YÖK kaldırılarak, üniversiteler özerk, bilimsel ve demokratik bir yapıya kavuşturulacaktır. Ailelerden ve öğrencilerden harç, katkı payı, masraf, bağış ve benzeri isimler altında para tahsiline son verilecektir. Üniversite öğrencilerinin barınma, beslenme, ulaşım, eğitim öğretim ihtiyaçları, sosyal ve kültürel faaliyetlerine ilişkin giderleri ücretsiz olarak karşılanacaktır. İhtiyacı olan bütün öğrencilere karşılıksız öğrenim bursu sağlanacaktır. Yükseköğretim herkes için bir hak olarak kabul edilecek ve güvenilirliğini yitiren ÖSYM ile birlikte üniversiteye giriş sınavları kaldırılacak, isteyen herkes orta öğretimdeki başarısı, yetenek alanı ve talebi doğrultusunda bir üniversiteye yerleştirilecektir. Gençliğin siyasete katılımını engelleyen tüm yasal düzenlemelere son verilerek, seçilme yaşı da seçme yaşı gibi 18'e çekilecektir. Zorunlu askerlik uygulaması kaldırılacak. Vicdani ret hakkı yasallaşacaktır."

Ekonomi, eğitim ve sağlık

Beyannamenin 2. başlığı "Ekonomi", "eğitim ve sağlık" oldu. Beyannameyi okuyan Selahattin Demirtaş, "Gelir dağılımında adalet, yoksulluğa karşı sadaka değil; insanca geçinme ve sosyal güvence, işsizliğe karşı insanca çalışma, herkese eşit parasız sağlık ve sosyal güvence hakkı!" dedi. Tekelleşmeye karşı katılımcı toplum ekonomisini savunduklarını belirten Demirtaş, şunları belirtti: "Bölgesel eşitsizliklerin giderilmesinde belli yatırımların yoğunlaştırıldığı Bölgesel Kalkınma Merkezleri kurulacak. Geri bırakılmış bölgelere aktarılmak üzere Merkezi Kalkınma Fonu oluşturulacaktır. Adaletsiz vergi sistemine son verilecektir. Gelir dağılımında eşitsizliğe son verilecek. Üretim, tüketim ve kalkınmayı içerecek şekilde entegre kooperatifçilik sistemine dayalı bölgesel kalkınma planları oluşturularak, özellikle kooperatifler eliyle yapılacak yatırım ve istihdam sağlayıcı çalışmalar teşvik edilerek desteklenecek. Özelleştirmelere son verilecek."

ÖZGÜR GÜNDEM