Türkiye, bir hafta içinde ikinci büyük canlı bomba eylemi ile sarsıldı. Güvenlik stratejileri uzmanı Mesut Caşın ve Ercan Çitlioğlu'na göre Suriye iç savaşının etkileri, ardı ardına saldırıların hedef olan Türkiye'ye sıçramış durumda.

Türkiye son bir haftada önce İstanbul Beşiktaş'ta sonra da Kayseri'de gerçekleştirlen canlı bomba eylemleri ile sarsıldı. Her iki saldırıda da hedef olarak şehir merkezlerindeki polis ve askeri birimler seçildi.

İstanbul eylemini üstlenen ve TAK'ın Kayseri bombalamasının da faili olduğu ihtimali güç kazanmış durumda. Peki neden Türkiye, ardı ardına gerçekleştirilen bombalı saldırıların hedefi oluyor? Saldırılarla ne amaçlanıyor?

"Suriye savaşının uzamasını isteyen güçler var"

Uluslararası güvenlik stratejileri uzmanı Prof Dr. Mesut Caşın, son dönemde Türkiye'de meydana gelen saldırıları değerlendirirken, sözlerine "Halep'te yaşananlardan sonra, Suriye'deki savaş tamamen Türkiye'ye sıçramış durumda" diyerek başlıyor.

Türkiye ile Rusya'nın yakınlaşmasının Suriye'deki savaşın uzamasını isteyen güçleri memnun etmediğini dile getiren Caşın, "Rusya Ortadoğu'da çok büyük bir güç kazandı. ABD ise 8 yıllık Obama döneminden sonra bölgedeki gücünü neredeyse sıfırladı. Bu durum bölgedeki dengesizliklerin ana kaynağını oluşturuyor" değerlendirmesinde bulunuyor.

İran'ın Irak ve Suriye'de nüfuzunu artırma çabaları ve Ortadoğu'daki tansiyonun Karadeniz kıyılarına kadar ulaşmasının bölgedeki şiddet ekseninin giderek genişleyeceğinin bir habercisi olduğuna vurgu yapan Caşın, PKK'nin de bu tablo içinde varlığını güçlendirecek bombalı eylemlere yöneldiğini söylüyor.

Son dönemde kent merkezlerinde araçlı canlı bomba eylemlerinin örgüt açısından militanları arasında kaybettiği motivasyonu yeniden sağlama ve örgüte katılımları artırmaya dönük hamleler olduğunu ifade eden Caşın, "Kayseri'deki eylemin de bu sebeble PKK eylemi olduğunu düşünüyorum. Saldırıya uğrayan askerlerin mensubu olduğu birlikler ve tugay, PKK'ya en ciddi kayıpları verdiren komando ve hava indirme birlikleri" diyor.

"Devlet HDP'ye saldırılara karşı uyanık olmalı"

"Üzülerek söylüyorum ki, maalesef bu tür eylemlerin devamı gelebilir" diyen Caşın, bu dönemde HDP'ye yönelik fiili saldırıların da çok tehlikeli bir hat oluşturduğuna işaret ediyor.

Caşın, "Devlet yetkilileri HDP binalarına dönük saldırılara karşı uyanık olmalı. Bu durum Kürt ve Türkler arasındaki nefret tohumlarını yeşertmek isteyenlere zemin sağlamamalı. Çözümün adresinin Meclis olduğu unutulmamalı" yarısında bulunuyor.

Türkiye'de artan saldırıların 2 önemli sebebi olduğuna vurgu yapan Başkent Üniversitesi Stratejik Aratırmalar Merkezi Danışmanı Ercan Çitlioğlu'na göre ise, PKK ile birlikte IŞİD tehdidini de göz ardı etmemek gerekiyor.

"Kayseri, IŞİD'in eylem alanı içinde"

"PKK, süren operasyonlar nedeni ile kış üstlenmesini yapamadı. Rahat hareket edemediği için gücünü şehir merkezlerine kaydırıyor" diyen Çitlioğlu, IŞİD'in ise Fırat Kalkanı operasyonu ile egemenlik alanını büyük ölçüde kaybettiğini, operasyonun El Bab'a uzanması sonrasında ise kentsel alanlara yöneldiğini söylüyor.

Kayseri'nin hedef olarak seçilmesinin üzerinde durmak gerektiğini dile getiren Çitlioğlu, "Kayseri, PKK'nın eylemsellik tarihi açısından erişim alanı dışında kalan bir yer. Oysa IŞİD'in yakın zamanda Orta Anadolu'da, Nevşehir'de silahlı saldırılar yaptığını biliyoruz. Yani Kayseri, bugüne kadar PKK'nın değil ama IŞİD'in erişim alanı içerisinde. Dolayısıyla bu saldırıda iki örgütün işbirliği yapmış olabileceği ihtimali gözden kaçmamalı" diye konuşuyor.

"İstihbarat eksikliği bir an önce giderilmeli"

Kayseri Tugay Komutanlığı'nın El Bab operasyonunda IŞİD'e karşı savaştığına işaret eden Çitlioğlu, saldırıyı gerçekleştirenlerin yabancı istihbarat birimlerinden yardım almış olabileceğini öne sürerek, "Ancak bu konuda herhangi bir kanıt sunmadan bir devlet ismi vermek doğru olmaz" diyor.

Son dönemde Türkiye'nin önemli kent merkezlerinde ardı ardına gerçekleştirilen bu bombalamaların yarattığı 'güvenlik eksiği' algısının da bir an önce düzeltilmesi gerektiğinin altını çizen Çitlioğu, "En kısa zamanda TSK, Emniyet, Jandarma ve MİT arasındaki istihbarat ağı güçlendirilmeli. Eminim devlet organları da bu konuda hızla çalışma başlatacaklardır" diye konuşuyor. (Kaynak: DW)