Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Gezi Parkı olaylarının yeni futbol sezonunda statlara taşınması halinde 'futbolun biteceğini' iddia etti.

Suat Kılıç "Stadyumları şiddetin, siyasi gösterilerin merkezi haline getirenler hukuki bedelini öder" dedi.

Zaman gazetesine konuşan Kılıç, Gezi Parkı protestolarının tribünlere yansımaması için hem taraftarlara hem de kulüplere tehdit gibi uyarılarda bulundu.

Kılıç, "Stadyumları şiddetin, siyasi gösterilerin merkezi haline getirenler hukuki bedelini öder. Futbol taraftarı arasına siyasi nifak sokanlar bedelini öder. Kanunda bedeli neyse. Stadyumlar siyaset yeri değil" dedi.

“POLİSLE, YARGIYLA KİMSEYİ KORKUTMUYORUM AMA”

Statlardaki güvenliğin kulüplerin sorumluluğunda olduğunu söyleyen Kılıç, şöyle konuştu:

"Taraftar gruplarının arasına birileri sızmak isterlerse burası muz cumhuriyeti değil. 30 senedir terörle mücadele eden bir devletiz. Bir-iki yaşanır. Üçüncüde kontrol altına alınır.

Olayların arkasında kim var, tahrik eden kim, kulüpler nereye kadar içinde? Devlet 24 saat içinde lamba gibi ortaya koyar.

Polisle, yargıyla kimseyi korkutmuyorum ama bir eylem için senelerce men cezası almak kulübü ve kendini ateşe atmak kimseye bir şey kazandırmaz. İnsanlar çocuklarını maça, cepheye mi korkusuyla gönderir hale gelirse bu durum Türkiye'de futbolu, kulüpleri, yöneticilerini bitirir."

ELEKTRONİK BİLET

Spor savcılarının stadlarda olayları yakından izleyeceğini söyleyen Kılıç, elektronik bilet uygulaması ile suçun engellenmesini amaçladıklarını ifade etti.

Kılıç, "Spor savcıları müsabakaları yerinde izleyecek, doğrudan görecek. Raporlar, görüntüler önüne gelecek. Kimin hangi koltukta oturduğunun tespiti için elektronik bilet uygulamasına geçiyoruz. Burada bir fişleme yok. Elektronik bilet tribünlerde yaşanan olaylardan çıktı. Elektronik bilet güvenlik, suç işleyeni bulmak ve bir daha stadyuma girmesini engellemek amaçlı" dedi.

“DEVLET GEREĞİNİ YAPAR”

Kılıç, eylemlerin üniversitelere de yayılacağı haberleriyle ilgili ise “Gezi eylemlerini üniversitelerde de deneyebilirler. İstediğimiz, öğrencilerin karşı karşıya gelmemesi. Birisi eğitim almama hakkını kullanmak istiyorsa bahçede oturur, boykot hakkını kullanır. Ama, amfide ders yapan öğrencinin hakkını kısıtlamaya kalkarsa devlet gereğini yapar. Eylemciler, eyleme katılmayanların bu hakkını kısıtlayamaz. Çağrım şu: Kimse hayatını karartmasın, geçmişine sabıka kaydı düşürmesin.” dedi.