Radikal'den Barış Avşar'ın haberi; işte sosyalist partilerin seçim değerlendirmeleri...

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan: Adayımız Demirtaş

AKP Hükümeti’nin 12 yıllık iktidarının ekonomi, siyaset, sosyal, çevre; kısaca her alanda yarattığı tahribatlarla cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidiyoruz.

İcracı bir makam olmamakla birlikte cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tüm toplumsal kesimler, beklentilerine cevap olacak bir seçenek aramaktadır. Elbette bu beklentinin oluşmasında, çalışma hayatındaki kölelik düzeninin, artan kadın ve işçi cinayetlerinin; hayat tarzına, inanca ve düşünceye müdahale edilmesinin etkisi vardır. Kürt sorununda, çözüm ve müzakere sürecinin kalıcı barışa evrilmesi için demokratikleşmeye dair güçlü bir beklenti mevcuttur. Hükümetin çatışmacı ve mezhepçi dış politikası endişeleri artırmaktadır.

Bugün üç cumhurbaşkanı adayı olmakla birlikte, Partimiz; neoliberal, milliyetçi, muhafazakar politikaların temsilcisi adayların karşısında halkın demokrasi, barış, eşitlik, adalet taleplerinin temsilcisi aday şeklinde seçim hattını iki çizgi olarak değerlendirmekte ve halkın bu taleplerini ifade eden ilkelerin savunucusu olarak Selahattin Demirtaş’ı adayımız olarak görmekte ve desteklemektedir.

ÖDP Genel Başkanı Alper Taş: Oyumuz, 'Erdoğan'a hayır'

CB seçimleri olağan bir seçim olarak gerçekleşmiyor. Yüzde 10 oy ya da 20 milletvekili şartı seçimin önüne bir baraj konulmuş durumda. İlk defa halkın seçtiği Cumhurbaşkanı olacak söylemiyle parlatılmaya çalışan seçimler özünde 12 Eylül yasalarına dayanıyor. Bilindiği gibi, faşist Kenan Evren anayasa oylamasına koydurduğu bir madde ile ilk kez sözde halk tarafından seçilen CB olmuştu. Erdoğan da bugün Başbakan olarak girdiği seçimlerde devletin tüm gücünü kullanarak tıpkı Kenan Evren gibi kendini onaylatmaya çalışıyor.

Erdoğan şimdi, faşist Kenan Evren’in dahi kullanmadığı 12 Eylül yasalarının tanıdığı yetkileri kullanmak üzere aday oluyor. Fiili diktatörlüğünü Başkanlık sistemi ile kurumsal bir diktatörlüğe dönüştürmeye çalışan Erdoğan’a oy vermek 12 Eylül’e oy vermek anlamına gelecektir.

CB seçimlerinde halkımızı Gezi’den bu yana halka karşı savaş ilan eden Erdoğan’ın ülkenin tüm geleceğini teslim almaya çalışmasına karşı bir barikat kurmaya çağırıyoruz. Partimiz, Gezi’de ve sonra halka yalan söyleyen, ölüm madencinin fıtratında var diyebilen hatta madencilere tekme tokat saldıran, ceplerini milyon dolarlarla dolduran, sokakta gençlerimizi öldüren Erdoğan ve AKP’nin bugün üzerini örtmeye çalıştıkları gerçekleri teşhir edecektir. Politikamız ve oyumuzun rengi Erdoğan’a hayır olacaktır. Seçim süresince de Yalancıya, Hırsıza, Diktatöre Oy Verme çağrısı ile çalışmalar yapacağız.

SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan: Seçim iki kesim arasında geçecek

Cumhurbaşkanlığının adeta bir kurtarıcı gibi sunulması, adaylığın 20 milletvekilinin önerisine bağlanması ve 12 Eylül’den mülhem olağanüstü yetkilerle donanmışlığı düşünülürse, demokratik olmayan bir makamın, demokratik olmayan seçimiyle karşı karşıyayız. Yine de bu durum seçimin, rejimin sahipleriyle, rejimin gadrine uğramışları arasında geçtiği gerçeğini değiştirmiyor.

Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı, yetkilerin tek elde toplandığı daha otoriter bir rejim demektir. İçerde mezhebi gerilimleri artıran, dışarıda Ortadoğu hayalleri iflas etmiş bir dış politikanın ısrarla sürmesi demektir. Memleketin inşaat şirketi gibi yönetilmesi demektir.

İhsanoğlu tüm gücüyle verili düzeni muhafaza etme yanlısıdır. Muhafazakarlık konusunda Erdoğan’la yarışırken, temel konulara yaklaşımı farksızdır.

Demirtaş ise verili düzenin tüm ezilen, sömürülen ve yok sayılanlarla beraber demokratik dönüşümünün olanağı demektir. İktidarın bir tiranın ya da oligarşinin değil, geniş halk kitlelerinin eline geçmesinin imkânı demektir. İki sağcı adaya karşı tek demokratik seçenektir. O nedenle desteğimiz S. Demirtaş’a yani yeni bir yaşam umudunadır.

ESP Genel Başkan Yardımcısı ve Vekili Çiçek Otlu: Demirtaş köprü olabilir

HDP'nin bileşeni olan ESP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP'nin adayı olan Selahattin Demirtaş'ı destekleyecek.

HDP'nin temsil ettiği adalet, özgürlük ve halklara eşitlik taleplerinin adaylar arasındaki tek temsilcisinin Sayın Selahattin Demirtaş olduğunu hem onun siyasi mücadele geçmişinden hem de içinden geldiği siyasi gelenekten biliyoruz.

Sermaye, sömürü ve zulüm düzeninin temsilcisi olan AKP ile CHP-MHP'nin adayları antidemokratik, ırkçı, milliyetçi ve mezhepçi anlayışları temsil ediyorlar.

Bu düzenin temsilcisi olan her iki aday ve onların arkasındaki siyasetler işçi ve emekçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, ezilen ulusal ve inançsal toplulukların, kadınların ve gençlerin, LGBTİ'lerin taleplerine ve çıkarlarına yanıt veremezler.

Sayın Selahattin Demirtaş Gezi ile Lice ve Rojava arasında emekçilerin ve ezilenlerin köprüsünü kurmaya aday. Seçimde özgürlük ve demokrasi cephesi HDP'de ve Sayın Demirtaş'ta somutlaştığı için oylar Selahattin Demirtaş'a!

Emekçi Hareket Partisi Merkez Komitesi: Erdoğan’ı sakın seçme

Emekçilerin ve ezilenlerin lehine olan “koşmayan, terlemeyen” cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanın “koşması, terlemesi” demek Meclis'in veya bakanlar kurulunun bile yetkisinin kısıtlanması demektir. Emekçiler aleyhine olabilecek her kararın Erdoğan’ın ağzından çıktıktan sonra hiç kimsenin veya kurumun itiraz dahi edememesi demektir. Tüm yetkilerin tek bir kişide toplanması demektir. Erdoğan’da toplanması ise şüphesiz diktatörlüğe doğru bir adımın daha atılması demektir.

Partimizin destek vereceği aday Selahattin Demirtaş’tır. Gerek emekçilerin gerekse Kürt halkının ilk turda Selahattin Demirtaş etrafında birleşmesi Erdoğan’ın ilk turda seçilme hayallerini en başından suya düşürecektir. Demokrasi mücadelesi yürütenler açısından ise seçimde alınacak başarılı sonuç demokrasi cephesinin güç kazanmasına imkan sağlayacaktır. Partimiz örgütlenecek seçim kampanyasının her yönüyle parçası olacaktır, ilk günden son güne kadar hummalı bir seçim mücadelesi yürütecektir.

(NOT: Haberi yapan Barış Avşar, görüşlerine başvurulan TKP ve DSİP'ten yanıt alamadıklarını aktardı)