BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Terörün Finansmanının Engellenmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı”nın, "Kürtler ve muhaliflere yeni varlık vergisi" anlamına geldiğini savunarak 5 maddelik muhalefet şerhi koydu.

 

Önder, İçişleri Komisyonu’nda görüşülen Terörün Finansmanının Engellenmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı’yla ilgili muhalefet şerhini komisyona gönderdi. Tali komisyon yetkisiyle İçişleri Komisyonunda görüşülen yasaya yapılan bazı eklemelerin “garabetler”e neden olduğunu savunan Önder’in ilk muhalefet şerhi terör tanımıyla ilgili oldu.

 

Birleşmiş Milletler Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Sözleşmede "terör" kavramıyla ne kastedildiği açık olarak yer alırken getirilen tasarıda, iç mevzuattaki terör suçu tanımlarına atıflar yapıldığına dikkat çeken Önder, “Zaten sorunlu olduğu ve değiştirileceği hükümet tarafından da sıklıkla beyan edilen ilgili TMK maddelerine atıf yapılması, kanunun uygulamada büyük bir kargaşaya yol açacağını göstermektedir. BM sözleşmesinin ruhuna ve aslına sadık kalınması gerekmektedir” dedi. Önder tasarıda “fonun bir suçun işlenmesinde kullanılmış olması şartı aranmaz” ifadesinin "şartı aranır" şeklinde değiştirilmesi gerektiğini savundu. Önder, “Bu değişiklikle hukukun genel ve evrensel ilkelerinin gereği olarak, "suçun koşullarının oluşması için, söz konusu fonun suçun işlenmesinde kullanılmış olması şartı"nın getirilmesi amaçlanmaktadır” dedi.

 

“YARGIYLA İLGİLİ KONUDA BÜROKRATLAR KARAR VEREMEZ”

 

BDP’li Önder tasarıda “Yabancı devlet hükümetinin mal varlığının dondurulmasına ilişkin taleplerin yerine getirilmesi için ilgili devletten teminat talep edilebilir" ibaresinin "talep edilir" şeklinde değiştirilmesi gerektiğini savundu. Önder, “Hukuksal güvenlik ilkesi gereği, yabancı devlet hükümetinin "malvarlığının dondurulması"na ilişkin taleplerinin yerine getirilmesi için, ilgili devletten teminat talep edilmesi zorunluluğu olmalıdır. Bu yapılmadığı zaman kendi yurttaşlarımızı diğer ülke hükümetlerinin keyfi takdirleriyle mağdur durumuna düşürülmesi sıkıntısını ortadan kaldırmak amaçlanmaktadır” dedi.

 

Yasayla malvarlığını dondurma kararını verecek komisyonun üyelerinin Başbakanlık Güvenlik İşleri Müdürü, MİT Müsteşar Yardımcısı, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı gibi bürokratlardan oluşmasını öngörüyor. BDP’li Önder ilgili maddenin "Değerlendirme komisyonu üyeleri yargıç niteliğine haiz kişilerden oluşur" şeklinde değiştirilmesini ve maddeye "Değerlendirme Komisyonunun hukuka aykırı kararlarından ötürü Kurul üyelerine ilişkin doğacak hukuksal ve cezai sorumluluğun kapsamı kanunla düzenlenir" fıkrasının eklenmesi gerektiğini savundu. Önder bu değişiklik ile "yargı" alanına giren konularda bürokratların karar vermesi gibi bir yanlışın önüne geçileceğini ileri sürdü.

 

BDP’li Önder yasaya bir ek madde konularak, diğer ülke hükümetlerinden gelen "mal varlığını dondurma" taleplerinde "mütekabiliyet şartı" aranması gerektiğini kaydetti.

 

“YENİ BİR VARLIK VERGİSİ”

 

Önder, İslami yapıları hedefleyen ve ABD’nin zorlamasıyla çıkarılan sözleşme ile “Kamusal nüfuz” kullanımıyla ilgili yaptırıma bütün muhalif belediyelerin girebileceğini, fonun terörist faaliyette kullanılmış olma şartı aranmamasının sosyal yardım kuruluşlarını hedef alabileceğini söyledi. Önder, “Kısacası Kürtler ve muhalifler açısından yeni bir varlık vergisi işlevi amaçlanmakta” eleştirisi getirdi.