BDP Grup Başkan Vekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve HDP Müzakere ve Çözüm Sürecinden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder'den oluşan heyet geçtiğimiz gün İmralı Adası'na giderek PKK lideri Abdullah Öcalan ile 12'nci görüşmeyi yaptı.

ÖCALAN DEVLET HEYETİYLE GÖRÜŞTÜ

ANF'ye görüşmeye ilişkin bilgi veren Sırrı Süreyya Önder, Öcalan'ın sağlık durumu için, "Gayet iyiydi, zindeydi ve morali yüksekti. İyi gördüm kendisini. Pervin Hanım'ın ifadesiyle de son iki-üç görüşmeye göre morali en yüksek olan hali bu son görüşmede imiş" dedi.

Öcalan, 22 Ekim'de kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmede devlet heyetini beklediğini söylemiş ancak geçtiğimiz hafta kardeşi Fatma Öcalan aracılığıyla "kimse benimle konuşmadı" açıklamasında bulunmuştu.

'BİZDEN BİR GÜN ÖNCE DEVLET HEYETİYLE GÖRÜŞTÜ'

Önder'in verdiği bilgiye göre; Öcalan beklediği devlet heyetiyle görüştü. Önder, "Bizden bir gün önce devlet heyetiyle uzun bir görüşme yaptığını söyledi. Verimli, yoğun bir görüşme olmuş" dedi.

Önder, Öcalan'ın heyete müdahale edilmesine dair sözlerini şöyle aktardı: "Bunu çocukça buluyorum. Tam da Erdoğan'ın sıkıntı yaptığı konularda bizim aldığımız tavırlar aslında demokratikleşme eksenli olduğu için, bu tür yaptırımlar yerine teşekkür etmesi gerekir. Heyeti tekrar BDP ve HDP'nin belirlemesi noktasına gelinmesini de yapıcı bir geri dönüş olarak değerlendiriyorum."

Önder, bundan sonra İmralı'ya gidecek heyetin Buldan, Baluken ve kendisinden oluşacağı ancak karma olarak sürekli bir kişinin değişebileceği bilgisini verdi.

Hasta tutuklular konusunun görüşmenin önemli bölümünü kapsadığını kaydeden Önder, "Hasta tutsaklar sorununa tepkiliydi. Bu sorunun düzeltilmesini istedi" dedi.

'KİM DÜŞER KİM KALIR, BELLİ OLMAZ!'

Öcalan'ın "süreç devam ediyor ama sırat köprüsü üzerinde" dediğini ve sürecin risk barındırdığını söylediğini belirten Önder, Öcalan'ın şu sözlerini aktardı: "Biz bunu yürütmek konusunda büyük bir irade gösteriyoruz. Ben Newroz bildirgesinin halen arkasında duruyorum ama bir benzetme yapmak

gerekirse, sırat köprüsü üzerinde yürütüyoruz. Tek başımıza da kalsak bunu yürütme kararlılığımız tamdır. Ama altımızdaki zemin sırat köprüsü gibi olunca, kim düşer kim kalır, belli olmaz."

Görüşmede, hükümetin "çözüm süreci"ne yaklaşımını eleştirdiğini bildiren Önder, "Hükümetin yaklaşımını son derece yetersiz buluyor. Bu yetersizliğin de odaklandığı yer olarak, sürecin bir alt yapıya kavuşmamış olmasını gösteriyor" dedi.

'YASAL DAYANAK SAĞLANMALI, İLETİŞİM OLANAKLARIM GENİŞLETİLMELİ'

Önder, Öcalan'ın yasal dayanak meselesini özellikle önemsediğini ve "şu an siz, biz, geri çekilenler, herkes, devleti de katıyorum herkes aslında mevcut yasal mevzuata göre suç işliyor" dediğini ifade etti.

Öcalan'ın "sürecin iki tane önemli eksiği var" dediğini aktaran Önder, "Birincisi; yasal bir alt yapı ve dayanağa kavuşturulmaması. Öcalan, 'neticede bu insanlar hadi gittiler, gittikleri gibi mi geri gelecekler. Bunların bir de dönüp siyaset yapmaları gerekiyor' diyor ve bunun için yasal alt yapının zorunlu olduğunu söylüyor" diye konuştu.

Önder, Öcalan tarafından belirlenen ikinci önemli eksiği ise şöyle açıkladı: "Artık iletişim olanaklarının genişletilmesini, bir şekilde demokrasi güçlerinin sürece müdahil olarak katılmasını istiyor. Bunun halen böyle düzenlenmemiş olmasını da ikinci önemli eksiklik olarak görüyor. Yurtiçi ve yurtdışı basın, Meclis'teki Çözüm Komisyonu'nun her siyasi partiden üyeleri, Akil İnsanlar arasından belirlenecek heyet, bilim insanları, politikacıları sayarak, 'bunlarla görüşmeliyim ki, müzakerede benden beklenen ya da benim görmem gereken yer işlevsel olsun' diyor."

'HÜKÜMET DOĞRU OKUMA YAPAMIYOR, BAŞBAKAN DA YANILTILIYOR'

Öcalan'ın görüşme sırasında AKP hükümetine dönük eleştirileri arasında 'iç ve bölgesel gelişmeleri doğru okuyamamanın' da olduğunu dile getiren Önder, "Sayın Öcalan genel olarak hükümeti içeride ve bölgedeki gelişmeleri doğru okuyamamak, doğru analiz edememekle eleştiriyor. Bütün bu danışmanların, müsteşarların toplamı bir araya gelseler bile bir tek sağlıklı değerlendirme yapamadıklarını söyledi ve 'bölgeyi, ülkeyi ve süreci anlama çabası anlamında bir hayli yetersizlik içerisindeler' dedi. Heyeti, kendisinin görüştüğü heyeti bundan ayrı tutuyor. Ama onun dışındaki devlet mekanizmasının bölgeyi ve ülkeyi doğru okuyamadığını düşünüyor. Bu anlamda Başbakan'ı da yanılttıklarını düşünüyor" bilgilerini verdi.

Önder, Öcalan'ın Utanç Duvarı'nın da hükümetin iç ve bölgesel gelişmeleri doğru okuyamamasından kaynaklandığını söylediğini ve "Doğru okusalardı duvar ya da yeni sınır yapacaklarına var olanı kaldırmanın imkanlarını araştırır, bu yönde seferber olurlardı, kurtuluşları da böyledir" dediğini açıkladı.

Öcalan'ın görüşmede yerel seçimler meselesine ise demokratik siyaset bağlamında değindiğini anlatan HDP'li Sırrı Süreyya Önder, Öcalan'ın şu sözlerini yansıttı: "Eş Başkanlık meselesini de bu ülkeye biz öğreteceğiz. Bunun ne kadar kadın-erkek eşitliğini sağlayıcı ve ne kadar sorun çözücü olduğunu da ülke bizden öğrenecek, öğrenmeli. Artık kadın kotası bu haliyle, geldiğimiz nokta itibarıyla geri bir anlayış. Biz tam eşitliği, eş başkanlıklarla tam eşitliği sağlıyoruz."

'KÜRKÇÜ'NÜN ÇERÇEVESİ ÇOK DOĞRU'

Öcalan'ın HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü'ye de geçmiş olsun dileklerini ilettiğini aktaran Önder, "Eş Genel Başkanımız Kürkçü'ye hem geçmiş olsun dileklerini iletti hem de Kongre'de ortaya koyduğu çerçeveyi çok doğru bulduğunu belirtti. Bütün bileşenlere de selam gönderdi. 'Bu bir ilk adımdır, bunu bir koşuya çevirmek gerekiyor' dedi" ifadelerini kullandı.

Öcalan'ın Vedat Türkali'ye eşi Merih Pirhasan'ın ölümü dolayısıyla taziye mesajı gönderdiğini de söyleyen Önder, "Vedat Türkali'ye de uzun, sağlıklı bir ömür diledi ve özel selamlarını gönderdi" dedi.

İmralı'ya giden Buldan, Baluken ile Önder'den oluşan BDP ve HDP heyeti önümüzdeki günlerde bakanlarla yapacakları görüşmenin ardından da Kandil'de KCK yetkilileriyle görüşecek.