CNN Türk’e konuk olan Sırrı Süreyya Önder Şirin Payzın’ın sorularını yanıtladı. HDP'nin Ankara'dan adayı olan Önder, "Neden Ankara?" sorusuna, "Ankara önemli bir yer. Listelere bakınca Cebeci kantini gibi olduğunu göreceksiniz. Bir devrimci yanı var," yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 400 vekil talebini 335'e indirmesine ilişkin de konuşan Önder, "Cumhurbaşkanı karşımda olsa hele uzat elini kaçtan aşağı olmaz desem 220-230’a olacak gibi," dedi.

İşte Sırrı Süreyya Önder'in açıklamaları

NEDEN ANKARA?

“Ankara önemli bir yer. Listelere bakınca Cebeci kantini gibi olduğunu göreceksiniz. Bir devrimci yanı var. İnsanlarının statükocu olduğu vehmedilir Ankara’nın. Ben böyle olmadığını yakınen bilen biriyim. Ankara benim talebimdi. Bir dayatmada bulunmadım ama… Üniversiteyi burada okudum. Hayatımın İstanbul kadar kısmı neredeyse Ankara’da geçmiş. Ankara’nın biçareliği Ankara’nın vekili yok.

"Ankara’dan seçilen kendini genel siyasetin adamı sayıyor. Tuzluçayır, Mamak, ODTÜ’de bir sürü şey oldu. Ankara’ya vekillik etmek istiyorum. Ankara’nın bizim bu çabamıza vize vermesi çok önemli. Ankara’da içinden geldiğimiz siyasi yapının önemli mimari başlangıçları bu kentte yapıldı.

"Bir çoğu hayatta değil, Kemal Pir gibi. Onlara bir borçtur. Hepsi bir araya gelince Ankara dedim. Aday listemiz de Ankara’nın bu tarifine uygun oldu."

SEÇİM BARAJI

“Baraj dediğiniz nedir ki, bir Oy’luk canı var. Bir oy verirsiniz barajları yıkarsınız.

"Belli ki egemenler bu barajı kaldırmayacaklar, bu kadar riyakar yaklaşıyorlar. Herkes seçilmeden önce gayri insani dedi, seçildikten sonra arkasına saklandılar. Bir zengine servetinin kaynağını sormuşlar, demiş benim ilk kazancımı sormayın kalanını hesabını veririm

DAVUTOĞLU'NUN SÖZLERİ

"Davutoğlu’nun konuşmasında birden fazla yanlış var. Ya da hiç doğru yok. Demagoji nereden geliyor kavramsal olarak. Vikipedia’ya baktım gelirken. siyasi terminolojide halkın ön yargılarını, korkularını kullanarak siyaset yapmak.Davutoğlu’nun söylediği baştan sona demagoji.

"İkincisi, 'sayemizde', 'şunu verdik, bunu verdik..' Böyle bir şey yok. eğer, iki dakika tefekkür etseydi, hepimizin alnına sürülmüş utanç vardı bunu ortadan kaldırdık derdi. Doğru bir akademisyenin kuracağı bilimsel dil böyle kurulur. Bu Korkuya dayalı anlayışın doğurduğu şeydir: 'bir utancı kaldırdık.' Kaldırmadınız da… Bize süreç için de aynı dili kullanıyorlar.

"Biz ötekine berikine bel bağlamadık. Durduğumuz yerde durup bedeline razı olduk. Yine diyorum haşa, böyle bir merhamet sofrasından beslenecek yapı değiliz.” yanıtını verdi."

EĞER BARAJ AŞILAMAZSA...

"Biz siyaset yapmaya devam ederiz fakat bu ülke temsiliyet anlamında önemli bir darbe almış olur. Barajı geçen diğer partileri hesaplayınca yaklaşık bu ülkenin 3 te 1 ini oyunun dışarıda bırakmış olacaksınız. Biz kendimize güveniyoruz. Bu barajı aşacağız. Aşamazsak bu meclis meşru olmaz. bu bir tehdit değil."

CHP LİSTELERİ

"Bir kere tebrik ediyorum. CHP’de tersine bir temsiliyet var. Tabanda karşılığı yüzdelere temsil etmeyen kesim parti yönetimini domine ediyor. Bunu kırmanın yolu ön seçim. Önemli demokratik bir hamle yaptılar, alkışlanacak, saygı duyulacak takdir edilecek bir tutumdur.

"Tabanın siyaset anlayışını gruba da yansıtır bu. CHP’li bir vekil artık eskiden olduğu gibi savaş dilini kullanamaz, tabanın taleplerini gözetmek zorundadır. Bu halkta öfkenin karşılığı yok; siz yaratıyor, siz körüklüyorsunuz, Bütün siyasetçiler… Onun için şüphesiz taktir edilecek bir tutumdur. Daha da geliştirilmelidir. Bize benzemiş olmaları veya bizi gözetmelerinden sadece onur duyarım. İyi bir iş yaptılar."

ARINÇ'IN SÖZLERİ

(Bir ayrışım var mı hükümet ve Cumhurbaşkanı arasında?)

“NTV’de isterdim bu sorunun yöneltilmesini. “Siz siyasette şeffaflık dediniz, iki gün sonra geri adım attınız, yolsuzluk yapanın kolunu keseceğiz dediniz halen iki kollu geziyor” diye sormasını isterdim bir gazetecinin. Bunun bir faturası var ne kadar biliyorlar bilmiyorum ama bu bizi olaya götürür. Yeni birşey istemiyorum, yeni birşey söylemiyoruz. İzleme heyetinde mutabık kalmıştık.”

Bu konuda tekrardan görüşmeler yapıldığını söyleyen Önder, görüşmelerden bir sonuç çıkmak zorunda olduğunu ifade etti. “Bir müzakere süreci yaşayınca dil dediğimizin ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz, olmalı. Niye olmasın, çıksın desinler ki bunun gerekçesi ne? Oradan gidebiliriz!

HAKİKATLER KOMİSYONU

(Hakikatler komisyonu”na kimse olmasın demiyor sizce neden şart?)

“Şart. Ben söylüyorum. Yalçın Akdoğan böyle bir şey konuşmadık derse ikimizin söylediği de spekülasyona girer. biri yalan söylüyor olur. Bunun yolu birinin bu konuşmaya tanıklık etmesi. İsterseniz 5 vilayetin tapu müdürlerinden oluşsun. niteliğinde falan değiliz. Aklın gereğini toplumsal ihtiyacımızın bir gereğini yerine getiriyoruz. Açılım sürecinden oy kaybediyoruz diye düşündüler.

Oysa tüm abuk sabuklukları yok sayıyorlar. Barış olduğu için oy kaybedeceğini kaybın orada olduğunu düşünüyor. Oysa elinizde kalan bunun yüzü suyu hürmetine. biz sizin gibi sırça saraylarda değiliz, halkın içinde görüyoruz. herhangi bir siyasi aidiyeti olmayan da MHP’li de CHP’li de destekliyor. Kendileri de teyid ediyorlar.”

(Işıltılı isim yok deniyor diyen Payzın’a)“Işıltı’dan ne anlıyorlar bilsek… Şimdi Kürt adayları var Ak Parti’nin. Kürt meselesinde tamamen iktidarın türküsünü çağıran insanlar var. Bir de akademisyen aydın çevrelerden adaylar var. Ben hepsinin yerine bakıyorum. 3 seçim geçirmiş bir insanım. Şöyle yerlere koymuşlar. O insanlara hakaret onlar bu utancı nasıl taşıyacak bilmiyorum. AKP içindeki Kürtlerin yerlerine baksınlar.

HDP barajı geçmezse ancak seçilebilirsiniz diyorlar. Bu bile bir psikolojik harp meselesi. Bize karşı bunlara saldırın diyorlar. “Bunlar gelirse siz seçilemeyeceksiniz.” Bak bunun için biri istifa etti. Bunu kendime yakıştıramam dedi. Herkes Türklük Kürtlük ekseninde bu mesele ele alınmamalı.

Biz Arap’ıyla Rum’uyla Ermeni’siyle Türk’üyle Kürt’üyle bir arada yaşamayı gösterdik. tarihimize dönüp bakmamız yeterli, katliam ve soykırımlardan ders çıkarıp…. Tek mani hegomonik yaklaşım. Gerçekten halkın içinde alnı açık yüzü ak korumasız olarak gezmenin rahatı hiç bir şeyde yok hepimiz bu duruma gelelim.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN 400 VEKİL TALEBİ

(Cumhurbaşkanı 400 vekil istiyordu 335’e indi. Referandum’a işare etti. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?)

“Cumhurbaşkanı karşımda olsa hele uzat elini kaçtan aşağı olmaz desem 220-230’a olacak gibi.”

'İÇ GÜVENLİK' KONUSU

(İç güvenlik meselesini kapattınız diyorlar)

“Milletvekillerimizin ana görevleri vardır. Tüm görevlerimizi bıraktık en geniş ve sürekli katılım ile gövdemizi siper ettik bu yasaya. Diğer muhalefet partilerle birlikte. En radikal biçimde engellemeleri yaptık. Bence ilk uygulanmak zorunda kalındığı gün Davutoğlu ne büyük bir felaket olduğunu anlamış olacak umarım iş işten geçmemiş olacak.

ÇÖZÜM SÜRECİ VE HAKAN FİDAN'IN DURUMU

"Çözüm Kurulu oluştuktan sonra doğrusu Hakan beyle olan irtibatlarımız sıfır derecesine indi. Artık siyaset ve siyasetin yetkilendirdiği bir kurulla yürütüyoruz işi.

(MİT' Çözüm Süreci'nde devreden çıktı mı?)sorusuna karşılık: "Devreden çıktı tam dememek lazım. Ama muhattaplık anlamında siyasilerle daha çok muhatabız."

SİLAHSIZLANMA

“Bu konuda kimsenin adına konuşma konumunda değilim. İzlenimimi söylüyorum. Rojava’da Şengal’de bu halk katliama uğradı ve 21 yy direniş destanı yazıldı. Bu tehdit ortadan kalktı mı kalkmadı… Hükümet bu konuda ciddiyetini, demagojiden uzak bir yere geldiğinde KCK bunu sürat ve pratikte güncelleyecektir.

Barış çok kıymetli bir şey. 4 yıllık vekillik hayatımın 2,5 yılı morg kapılarından genç bedenleri almakla geçti. Bunun özlenir bir yanı yok. Romantikleştirilecek bir şey değil. Bu kadar da halk desteği var ben bunu annelerin babaların gençlerin gözünde görüyoruz. Barış bizim uhdemizde olan bir şey değil.

Buna çaba ve emek koyan insanlardan biriyiz biz. Herkes gelsin itirazlarıyla, kaygılarıyla, yaratıcı geliştirici önerileriyle gelsin. Bundan daha mühim bir gündemimiz yok. Siyaset bunun için yapılırsa manalı. Gerisi nedir..” (Direnisteyiz.Net)