BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, ''Diyarbakır'da büyük cezaevi konsepti yapıyorlar, adını Recep Tayyip Erdoğan, F tiplerinin adının ise İdris Naim Şahin olmasını öneriyorum'' dedi.

Kaplan, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen İçişleri Bakanlığı'nın 2013 yılı bütçesi üzerinde BDP Grubu adına yaptığı konuşmada, karlı dağlarda operasyonların yapıldığını söyledi. Kaplan, ''Sarıkamış'ta Enver Paşa'nın yaptığının benzeri, Şırnak, Cudi, Cilo dağlarında yapılıyor. Kürt sorununa terör gözüyle bakarsanız çözemezsiniz, barış ve kardeşliği de getiremezsiniz'' diye konuştu.

“F TİPİNE İDRİS NAİM ŞAHİN ADI VERİLSİN”

Bir önerisi olduğunu ifade eden Kaplan, ''Diyarbakır'da büyük cezaevi konsepti yapıldığını, bunun adının Recep Tayyip Erdoğan, F tiplerinin adını ise İdris Naim Şahin olmasını önerdiğini'' belirtti. Önerisini oylamaya sunduğunu dile getiren Kaplan, ''Tıpkı barajlar gibi. Kabul edenler ellerini kaldırsın'' dedi.

BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise polislerin sendika kurmak istediğini ancak Emniyet Genel Müdürlüğü'nün, yayımladığı genelgeyle bunun yasal olarak mümkün olmadığını belirttiğini söyledi.

Önder, jandarma, asker, polis dahil tüm kamu çalışanlarının sendikalaşma mücadelesinin yanında olduklarını ifade etti.

''BDP siyaset yapmıyor'' denildiğini dile getiren Önder, ''Siyaseti size unutturdular, bizim yaptığımızı siyaset dışı bir şey zannediyorsunuz. BDP, siyasetin en hasını yapıyor'' ifadesini kullandı.

Önder, ''Kürt milliyetçiliği'' denildiğine işaret ederek, BDP'nin, bu tehlikeye düşmemek için seçimlere aralarında sosyalist, sosyal demokratlar, değişik inanç gruplarından oluşanların da olduğu blokla girdiğini vurguladı.

''Bu toprakların en kadim meselesi nedir? Hangi parti bu meseleye çözüm önerisi getirdi?'' diye soran Önder, AKP'nin çözümünün, güvenlikçi yaklaşım olduğunu, ''Kürt sorunu diye bir şey yok; Kürt kardeşlerimizin sorunu var'' dediğini söyledi.

Sırrı Süreyya Önder, gözleri dolarak Şahin’i hedef alan duygusal bir konuşma yaptıktan sonra “Kürtler özgürleşmişler artık gerçekten umurlarında değil, ummayı bırakmışlar, korkmayı da bırakmışlar” dedi.

Şahin yerinden, “Sen benim valime söylediğin sözü düşün” deyince Önder, “Senin valin ağzından yelleniyor. Bak şu sıra (BDP) 118 sene hapis yatmış görmediği işkence kalmamış. Bununla olmaz başka bir şey bul” dedi. Şahin, “Terbiyeli olmak lazım” karşılığını verince sinirlenen BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, yerinden kalkarak Şahin’e doğru yürüdü. Buldan, “Ayıp ayıp polisin attığı bombayla hala ayağım yaralı. Ayağımın yarası hala ortada” diyerek Şahin’e ayağını gösterirken Önder de kürsüden gelerek elindeki fotoğrafları Şahin’in önüne bıraktı.

Bu sırada Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve bazı AK Partililer de gelerek Şahin’i korumaya çalıştı. AK Partililerin tepkilerine karşı Önder, “İşgal altındaki bir yerde olur bu manzaralar. Ben terbiyeyi bilirim. Bir gün Kürtler ‘Haydi Allahaısmarladık’ derler ondan sonra çok düşünürsünüz” diye bağırdı.

“KÜRTLER BU KARDEŞ LAFINDAN TİKSİNİYORLAR”

Önder, bu gerilimden önce kürsüde “Yıllardır birçok evladımızın kanı aktı, gerillası, askeri, polisi, din görevlisi hepsini rahmetle anıyorum” diye başladı.

''Kürtler'in kardeş sözünden tiksindiğini, artık kusacağını'' söyleyerek, ''Bırakın kardeşlik demeyi ya da manikürcü terimlerini, etmiş, tırnakmış... Bunlarla sosyolojik bir mesele çözülemez. Eşitlik, en tılsımlı şey budur'' görüşünü savundu.

"Kürtler bu kardeş lafından tiksiniyorlar, istemiyorlar. Niye istemiyorlar biliyor musunuz? Bu bir tabut... Ölüden ve deliden hüküm kalkar. TOMA’lar gazlı su, gaz bombaları ile iki tabuta müdahale ediyorlar. Talep ne, karşı çıkış noktası ne? Talep şu; ‘Biz şu 500 metreden yürüyerek cenazemizi gömeceğiz’ diyorlar. İtikadınız varsa ölüye rıfk ile muamele edilir, yumuşaklıkla. Bu olay, on gün önce oldu. Bu fotoğrafta da annesi var. Siz, bu topraklara gelmeden önce Kürtler, bu toprakların kadim haklarından biriydi. Cenazeye, cenaze cemaatine bu yapılır mı?Bu da annesi.

General Brij diye biri var. Çanakkale savaşında Fransız Generali. Hatıratını yazdı. Bir kolu ve bacağını kaybetmişti. Bir Fransız er yaralanmıştı, yoksul bir Türk askerini gömleğini yırtıp onun yarasını sararken buldular. ‘Niye böyle yapıyorsun’ dediler, ‘Fransız askerinin yarası ağırdı, elinde annesinin fotoğrafı vardı, benim anam hayatta değil, onun annesi var, bari o ölmesin dedim’ der. Bir Fransız askerinin bu topraklarda işgalcilikten başka hiçbir hüviyeti yok. General ağlar, çünkü aynı süngü yarası Türk askerinde de var, kendi yarasına ot tıkmış. İkisi birden ölürler orada. Bu Fransıza reva görülen bu da Kürt kardeşinize reva görülen muamele. Bırakın şu kardeşliği eşitlik deyin. Manikür laflarını, eti tırnağı da bırakın. Horasan erenleri bu topraklara gelince ‘Biz 72 millete bir bakarız’ dediler. Siz ne yapıyorsunuz? Bir Çamlıca camii rezaleti var. Oradaki mimar abla diyor ki; 72,5 metre yaptık minareyi, çünkü 72 buçuk millet var. Buçuk olarak herhalde Çingeneleri kastediyorsunuz. Halen daha buçukların derdinde olan bir anlayış. Bununla çözülmez.”

Önder, Kürtler'in, ''demokratik özerklik'' önerdiğini ifade ederek, ''Demokratik özerklik, bölünmüş olan bu ülkede, Kürtlerin bu ülkeyi bütünleştirme çabasıdır. Kürtler, federasyon, ayrılık isteseler bunu söylemekten imtina edecek adamlar değil'' dedi.

"BÖLGEDE AĞZINDAN YELLENEN VALİLERİNİZ”

Kürtlerin özgür bir hayat sürdüğünü çünkü sistemin bir adım daha dışına çıktıklarını söyleyen Önder, "Sistemin dışına çıkana zulüm kâr etmez. Dibin dibinin dibi, Kürt'ün en yoksulu bu harekete sürekli can suyu veriyor. Çünkü siz kardeşlik derken, bölgede ağzından yellenen valileriniz, yöneticileriniz kol gezerken...'OHAL kalkmış' diyorsunuz, 'BDP siyaset yapmıyor' diyorsunuz, peki el insaf, size düşer bunun altını aramak. Bakanlık burada, yetkilileri burada, Diyarbakır'da, İstanbul'da seçildiğimiz günden bugüne izinsiz, ki izin almak bile saçma, bir tek toplantı yapamadık, bir tek basın açıklaması yapamadık. Bu mu 'BDP siyaset yapamıyor'. 'Şiddetle arasına mesafe koyacak'mış; bununla mı koyacak? Siz siyasete alan açmazsanız, bu alan bir polisin zırhı ya da bir TOMA'nın süpürgesi mesafesinde olursa Kürt'ten neyi bekliyorsunuz, BDP'den neyi bekliyorsunuz? Bir tek şunu murat ediyorsunuz; 'dokunulmazlıkla, hapisle korkuturuz' diyorsunuz. Bitmedi KCK operasyonu, çünkü BDP'ye oy veren bütün Kürtler bitmeden de biteceği yok" diye konuştu.