HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yaklaşık bir aydır kayıp olan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku'nun akıbetini soran Temelli, "Devlet bu olayı geçiştirmeye, üstünü örtmeye çalışıyor" dedi.

Temelli, "Bitmeyen bir gecenin, kâbusun içindeyiz. Ellerinde benzin bidonu yangına koşmaya devam ediyorlar. Mülteci krizi sorun yumağı haline gelmeye devam ediyor. İdlib'de yaşananlardan sonra Cumhurbaşkanı apar topar Ukrayna'ya gitti. Cumhurbaşkanı'nın aklı fikri damatların bütçesinde." dedi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın açıkladığı 'Yüzyılın Anlaşması'na da değinen Temelli, "İsrail ile dış ticaretimiz artmış. Filistin meselesinin çözümünde BM'nin ara buluculuğu olmalı. Türkiye bir an önce tarihi ile yüzleşmelidir" diye konuştu.

Kürtçe’nin kamusal alanda olmadığını ifade ederek anadilin önemine değinen Temelli, "Kayyumların ilk yaptığı şey Kürtçe tabelaları indirildi, sokak isimleri değiştirildi, heykeller kaldırıldı, Azadiye Welat kapatıldı. Bütün illerde, ilçelerde hayata geçirdiler. Bu Meclis Kürtlerin de Türklerin de Meclisi'dir.  Depremde bir görevli kadın arkadaşın Kürtçe konuşması ne kadar önemli olduğunu gördük. Deprem bunun en uç örneğiydi, kamusal alanda kendi dilinizde hizmet almıyorsanız gerçek anlamda dışlanmışsınız demektir. İnsanın kendini en iyi şekilde ifade edebildiği tek şey ana dilidir. 112’de Kürtçe yok. 112’de 112 dil var, Kürtçe yok." ifadesini kullandı.

Konuşmasında ağırlıklı olarak AKP iktidarına eleştirilerde bulunan Temelli, “Mutlak tecritle başlayan hukuksuzluk artık olağan bir hal aldı” dedi ve dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla “demokratik siyaseti çökerttiler” diye konuştu.

Temelli, “4 Kasım 2016 darbesi ile demokratik siyasete en büyük darbeyi vurdular. Kayyımlarla bu ülkede toplumsal barışı çökerttiler. Dönüp baktığımızda işte bu ülkenin bu iktidarın elinde nereye sürüklendiğini çok iyi görüyoruz” dedi.

Hükümetin kurmak istediği rejimi “zorba sistemi” olarak nitelendiren Temelli, bekçilerin yetkilerinin genişletilmek istenmesine değindi:

“Bütün ülkeyi zapturapt altına almaya çalışan iktidar bekçi yasasıyla bunu hayata geçirmenin peşindedir. Tıpkı Kürdistan’da koruculuk sistemi gibi bugün batıda bekçi yasası ile koruculuğun sokaklara mahallelere taşınmasından başka bir şey değildir.

“Toplumu terörize ederek, bütün memleketi terörize ederek şiddet eliyle ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Bitmeyen bir kabusun içindeyiz. Bu kabusun nedeni bu iktidardır.”

‘TEK DERTLERİ KÜRTLERİN KAZANIMLARINI YOK ETMEK’

Türkiye’nin dış politikasına da değinerek, gerilimin tırmandığı İdlib üzerinden hükümeti eleştiren Temelli, “Bugün dönüp İdlib’e baktığımızda bütün meselenin son fotoğrafını İdlib’de görüyoruz” diye konuştu.

AKP iktidarının emperyalistler arasındaki gerilimlerden kendisine çıkar sağlamaya çalıştığını savunan Temelli, sözlerini özetle şöyle sürdürdü:

“Suriye politikası dediğimiz politika, tam da bunun üzerine oturuyor. Bir gün Rusya bir gün ABD’nin kapısını çalarak, bu kaostan beslenmeye ve bununla ayakta kalmaya çalışan bir iktidar var karşımızda.

“Tek dertleri Kürtlerin kazanımlarını yok etmek. Tek dertleri Kürt düşmanlığını canlı tutmak, tek dertleri bölge halklarının demokratik kazanımlarının kökünü kazımak. İşte bu anlayışla Ortadoğu’yu bir yangın yerine çevirdiler, ellerinde benzin bidonu yangına koşuyorlar.

“10 yıl boyunca bu politika ile geldiğimiz yer ortadadır. Şimdi sona yaklaştıkça yitirilen canlar artıyor. Yok olan kaynaklar artıyor. Mülteci krizi çok daha büyük bir sorun yumağı haline gelmeye devam ediyor.”

‘BU ÜLKENİN ÇÖZÜMÜ BAŞKA İKTİDARDIR’

AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İdlib gerginliğinin hemen ardından Ukrayna’ya yaptığı ziyarete ilişkin ise şunları dile getirdi:

“Bu sürüklenişe hızla ve bir an önce son vermeliyiz. Bakın İdlib’de son yaşananlardan sonra Cumhurbaşkanı apar topar Ukrayna’ya gidiyor, orada görüşmeler yapıyor 200 milyon liralık kaynak aktarıyor.

“Bu ülkenin kaynaklarının nereye gittiği ortada. Ne yapacak bu 200 milyonla Ukrayna, bizden silah alacak. Kimden alacak? Damadından alacak. Cumhurbaşkanın aklı fikri damatların bilançosunun peşinde, bunu pazarlamaya çalışıyor. Ukrayna’ya para veriyorsunuz bu para ile Ukrayna sizden silah alıyor.

“Bunca kıyamet yaşanırken Cumhurbaşkanı Ukrayna’da insanlara müjde veriyor, diyor ki serbest ticaret anlaşması çok yakında hayata geçecek. Bu kim için, hangimiz için müjde? Bu sadece etrafındaki bir avuç iş insanı için müjde olabilir. Bu ülkenin çözümü başkadır, başka bir iktidardadır.”

Türkiye’nin hızla demokratikleşmesi gerektiğini belirten HDP Eş Genel Başkanı, “Tezkerelerle değil dayanışma politikalarıyla içeride ve dışarıda dayanışma çabası içinde olacağız. Uluslararası toplumu da Ortadoğu halklarıyla dayanışmaya çağırıyoruz” diye ekledi.

KIZILAR-ENSAR VAKFI TARTIŞMASI

Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na para aktarılmasına değinen Temelli şöyle devam etti:

TÜİK rakamları çarpıtmaya devam ediyor. Enflasyon sepetinde ‘çok seçiciler’ . En fazla fiyat artışının olan kalemleri kaldırıyorlar. TÜİK’in enflasyonu sahici değil.  Asgari ücretliye yapılan zam bir ayda bitti.

Ülkede taksitli doğal gaz dönemi başladı. Ben umutluyum, bunla baş etmek için Diyanet İşleri Başkanlığı bir fetva verecektir.

Kızılay'a yardım gündeme yardım geldi. Kızılay üzerinden Ensar Vakfı'na aktarmış. Çok iyi kazanmışlar, nasıl kazanmışlar ki kazançlarının bir kısmını Ensar'a aktarmışlar. Kamuya vergi zararı yaratma peşindeler. İşte yolsuzluk ve talan aklı budur. Bu akıl ülkeyi daha fazla yoksullaştırmaktadır. Bu iktidardan kurtulmak için daha büyük adımlar atılmalıdır. 23 Şubat'taki kongremize herkesi bekliyoruz. Gelin birlikte demokrasi ittifakını var edelim. Bu iktidardan kurtulmanın yolunu bulalım. Bu kâbusa hep birlikte son verelim. Şimdi demokrasi ittifakı inşa etme zamanıdır. Halkların, emekçilerin, kadınların beklentilerine hep birlikte çözüm üreteceğiz. Tüm toplumu kucaklayan, herkes için siyaset diyeceğiz. Demokrasi ittifakıyla iktidara yürüyeceğiz."