HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, af tasarısına ilişkin olarak, “Milletvekillerimiz tutsak, binlerce arkadaşımız cezaevinde. Bütün bunlar karşımızda iken bu Meclis nasıl bir af tasarısı görüşecek merak içindeyiz. Bunu şaşkınlıkla izliyoruz” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temeli, Meclis’te ODTÜ öğrencileri ile bir araya geldi. Meclis’teki HDP Grup Toplantı Salonu’nda gerçekleşen görüşmede Temelli'ye Eğitim Politikaları ve Kültür-Sanat Alanından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sevtap Akdağ Karahanlı, Gençlik Meclisi Eşsözcüsü Emine Kaya ve Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ eşlik etti.
 
Görüşmede konuşan Temelli, üniversite sorunu, gençlik sorunu ve pek çok sorunla boğuşulan bir ülkede yaşadıklarını ifade ederek, “Bu sorunları ne kadınlar ne gençler ne Kürtler yaratıyor. Bu sorunları iktidar yaratıyor, yaratırken de ülkeyi büyük bir uçuruma sürüklüyor. Bu iktidarın hem ülkemize, hem Suriye’ye, hem Irak’a nasıl sorunlar taşıdığını biliyoruz” dedi.
 
‘ÜLKEYİ KÖTÜ BİR YERE TAŞIYAN İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ’
 
“12 Eylül’den daha kötü bir yere ülkeyi taşıyan bir iktidar ile karşı karşıyayız” diyen Temelli, şöyle devam etti: “YÖK geldiğinde üniversite öğrencisiydim o günden beri hala ‘YÖK’e hayır’ diyoruz. 37 yıllık süreç içerisinde YÖK’ten kurtulamadığımız gibi her seferinde YÖK’ü kendi çıkarları için kullanan bir iktidar ile karşılaşıyoruz. Şimdi de sizlere çok fazla sorun yaratan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bu dönem belki de üniversitelerin en fazla çölleştiği bir dönemdir. Nasıl ki ormanları yakılıp kesilip, yol saray yapılıyorsa, üniversitelerin de çölleştirildiği bir dönemdeyiz. Esas çölleşmeyi üniversiteden bilim insanlarını uzaklaştırarak ya da üniversitelerde öğrencileri özgür bir ortamdan uzaklaştırarak yapıyor. Krizleri çok iyi izah edebilirsiniz çünkü o ülkede üniversite durmuştur. Bu sadece teknolojik bir kapsamda değerlendirilecek bir durum değil. Üniversite hakkı evrenseldir, doğaya insana barışıktır. Bunları dışlayan hurafe bir akıl ile iktidar üniversitelere savaş açmıştır. Hocalarımız tam da OHAL döneminde üniversitelerden uzaklaştırıldı, yurtdışına çıktılar. 130 bin genç yurtdışına gitti. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı gençleri ülkeye geri çağırıyordu. Nereye çağırıyorsun çölleştirdiğin ülkeye mi?”
 
‘GENÇLİK SİYASETİ SADECE GENÇLERİN SİYASETE GELMESİ DEĞİL’
 
Gençliğin devasa sorunlarla uğraştığını hatırlatan Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençliği kendi zihniyeti içine hapsetmeye çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bütün bunların bir çözümü var ve bunlara karşı sözümüz var. Ortak vatanda ve demokratik cumhuriyet gibi bir zeminde yan yana gelebiliyorsak bu bir sözümüz olduğunu bize gösteriyor. HDP olarak toplumun bütün sorunlarının çözülebileceğini düşünüyoruz. Yeter ki toplumun bütün kesimleri bir araya gelsin. Gençlerin bizatihi siyasete katılması ile toplumsal sorunlara müdahil olması ile çözüm gelebilir. Üniversitelerdeki faaliyetler önemli, bunun üniversite duvarlarını aşması önemli. Gençlik bu anlamıyla toplumun beklentilerine cevap verebilecek potansiyele sahiptir. Bu yüzden iktidar sürekli gençlere yönelik bir siyaseti yükseltiyor ve gençleri olabildiğince toplumdan yalıtmaya çalışıyorlar. Gençleri siyaseti davet etmek, genç vekillerimiz Meclis’e geldi ama sadece temsili olarak ve görsellik olarak kalmamalı. HDP olarak biz gençlik siyaseti ile bir özeleştiriye tabii tutup kendimizi yeniden var etmeye çalışıyoruz. Gençlik siyaseti sadece gençlerin siyasete gelmesi olarak değil siyasetin gençleştirilmesi olarak anlıyoruz.” 
 
Temelli, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
 
‘ÜYESİ TUTUKLU MECLİS AFFI NASIL GÖRÜŞEBİLİR’
 
MHP’nin Meclis gündemine getirdiği af tasarısına ilişkin HDP’nin tutumunun sorulduğu soruya Temelli, “Tamamıyla toplumun siyaset yapma hakkını engelleyen bunu da adaletsiz bir sistemle sürdüren, yargıyı siyasallaştırmış bir sistem bunları görünmez kılmaya çalışıyor. Türkiye’nin en büyük sorunu adalet ve yargı sorunudur ve bunu da yaratan bu iktidardır. Toplumla alay eder gibi yargıyı olabildiğince taraflı hale getirmiş bunların aldığı kararları iki yıl boyunca yaşadık. Eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz tutsak, binlerce arkadaşımız cezaevinde. Bütün bunlar karşımızda iken bu Meclis nasıl bir af tasarısı görüşecek merak içindeyiz. Sayın Leyla Güven cezaevinde iken TMK ile paralel bütün bu tutsakları göz ardı ederek nasıl bir af tasarısı görüşebilir bunu şaşkınlıkla izliyoruz. Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en büyük sorunlardan biri adalet sorunudur. Bunun acilen demokratikleştirilmesi gerekiyor. Acilen tarafsız bir yargı gerekiyor. Bu gerçekleşmediği sürece hiçbir adaletsizliği ortadan kaldırmak mümkün değildir. Bu tür kanunlar sorunları daha da derinleştirecek” diye cevapladı.
 
İTTİFAK PAZARLIĞI HALKIN İRADESİNE İPOTEK KOYMAKTIR

Temelli, AKP- MHP arasındaki yerel seçim ittifak tartışmaları karşısında HDP’nin özellikle büyük kentlerde nasıl bir strateji izleyeceğine dair bir soruya ise, şunları söyledi: “Bu tür pazarlıkların ittifak pazarlıklarının yapılması halkın iradesine ipotek koymaktır. Cumhur ittifakı sürekli bunu yapıyor. Halkın iradesini açığa çıkaracak, tabanın görüşlerini ortaklaştıracağımız çalışmalar yapıyoruz. Gençler, kadınlar, halkımız kendilerini de kentlerini de nasıl yöneteceklerini karar verip bize işaret edecektir. Bütün kentsel dinamiklere ve toplumsal dinamiklere çağrı yapıyoruz. Gelin birlikte nasıl bir yerel yönetim istediğimizi nasıl adaylarla gideceğimizi tartışalım diyoruz. Bu anlamda toplantı dizileri başlatıyoruz. Demokratik siyaset buluşmaları gerçekleştireceğiz.”
 
Görevden alınan ODTÜ Öğrenci Temsilcileri Konseyi Başkanı Özgür Mehmet Gür ise, üniversitelerdeki baskılara dikkat çekerek, şunları söyledi: “Üniversitelerde yaşananlar ülkede yaşananlardan bağımsız değil. İnsanların iradesine ipotek koyma bizde de oldu. Mezuniyet pankartları epey sorun olmuştu. Bizler iktidarın baskıcı politikalarını da protesto ediyorduk. Gözaltılar oldu, yönetmenlikle bir sürü kişinin görevine son verdiler. Bu birazda cezalandırma daha fazla ses çıkarmasın diye yaptılar. Ne denirse he diyebilecek insanları atadılar. Dayanışmadan söz ediyoruz. Üniversitelere yönelik bir saldırı var. Çünkü orada eleştirel düşünce var. Kötü gidişata hayır diyor üniversiteler. Bu bütün toplumu da etkileyecek. Bu üniversitede baskı görüyoruz.”