Meral Akşener hakkında oluşturulmak istenen 'FETÖ' algısını kırmak için İYİ Parti’den aday olduğunu söyleyen Şengül Hablemitoğlu, "kendisinin adaylıktan çekilmesi" için aracıların gönderildiğini açıkladı.

İYİ Parti'ye katılan ve İzmir'den milletvekili adayı olan Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, YeniÇağ yazarı Selcan Taşçı Hamşioğlu'na konuştu.

Hablemitoğlu,  “Kocanın kemikleri sızlıyor”, “Mezarında ters dönüyor” diyenler içinse "kemik koleksiyoncusu" diyor.

İşte siyasete yeni adım atan Prof. Şengül Hablemitoğlu'nun açıklamalarının bir bölümü şöyle:

 Tamam “dezavantajlı kesimlerin sesi olmak” için...

 Tamam “özellikle kadınlar ve çocuklara dair sosyal projeler”i var...

 Tamam, “Necip Hablemitoğlu davasıyla ilgili fiili engellemeleri böyle aşabileceğine” inanıyor...

 Ama bunların her biri için üç yıl önce de, beş yıl önce de girebilirdi siyasete...

 “Meral Hanım’a karşı müthiş eşitsiz bir ortam var. Kadın olarak haksızca bir şey yapılıyor. Üzerinde yaratılmaya çalışılan bir algı var, kendisi de sürekli yanıtlıyor. Buna karşı ‘Çekilin, geldim işte. Ben de buradayım. Şimdi de söyleyin’ demek istedim” diye özetliyor Hablemitoğlu, siyasete neden şimdi ve neden İYİ Parti’den girdiğini"

 Netleşsin diye “FETÖ algısını kırmak için mi?” diye bir daha soruyorum;

 “Evet” diyor, “Onu kırmak için... Önemli bu.”

 MERAL HANIM BENİ ANLADI

 Akşener, belli ki “özel bir kadın” Hablemitoğlu için. Ve yine belli ki, Hablemitoğlu da Akşener için öyle. İkisi de birbirinin “farkında”. Ve anladığım kadarıyla, biraz da bu farkındalık yaklaştırmış Hablemitoğlu’nu İYİ Parti limanına:

 "Bir gün, ortada Meral Hanım’ın henüz hiçbir siyasi parti girişimi yokken yemek yedik. O gün beni anladığını düşünüyorum. Sonra Necip’i anma törenine davet ettim. Bir kere ilettim, çıktı geldi. Hiçbir siyasi kimlikle orada olmadı. Bu önemli bir şey. Kadın duyarlılığı önemli bir şey. Sarıp sarmalanmak önemli bir duygu. İyi geliyor insana."

 "HERKES KEMİK KOLEKSİYONCUSU"

 Hablemitoğlu hesapsız kitapsız, pazarlıksız gitmiş adaylık başvurusu için İYİ Parti’ye. Peki ya bu kararıyla hesabını bozdukları? Onlar ne yapmış acaba? Alçaldıkça alçalmışlar kısaca:

 Herkes kemik koleksiyoncusu bu memlekette. “Kocanın kemikleri sızlıyor”, peki... “Mezarında ters dönüyor”, peki... Gülüyorum bunlara. Bir ahlaksız var... Pis bir tivit attı. Pis bir insan o. “Stockholm Sendromu” dedi. Sen kimsin kardeşim! Benim pırıl pırıl kocamın adı etrafında şaibe yaratmaya çalışan kirli bir şeysin! Ucundan da bana dokunacaksın; hadi canım... “Verdiği bilmem ne ifadesine rağmen...” diyorlar. Ne ifadesi? Benim verdiğim öyle bir ifade filan yok. Bu yalan. Havuz medyasında biri “iktidar düşmanlığı” dedi. Dedim ki “iktidarın sizden iyi düşmanı olamaz”. Bana işlemez böyle şeyler. Umurumda değil. İktidar çok temkinli bu konuda; başkaları aracılığıyla yapıyor... Örneğin adaylıktan çekilmem için bile aracı geldi... Bunu durumdan vazife çıkararak da yapmış olabilir ama hiç öyle olduğunu zannetmiyorum. Bayağı ciddi bir şekilde geldi.

 "ÇEKİLMİYORUM, GERİSİ TIYNETLERİNE KALMIŞ"

 Ne dediler?

 Benim zarar görmemi istemiyorlarmış. Seçimden önce partiye yönelik bir şey olabilirmiş...

 Siz ne dediniz?

 “Eyvallah” dedim. Herkes yoluna, ben buradayım. Buyursunlar. Bunu yapacak tıynetleri varsa zaten söyleyecek bir şeyim yok. Bak Necip’in bir çatısı yoktu. Burası (Hablemitoğlu Ankara Enstitüsü) Necip’in çatısı. Ama burası bana kendi babamdan kalan, büyüdüğüm ev; hazine arazisi parçası değil. Bana 50 yıllığına kiralanmış değil. Benim ardımda hiçbir şey yok. Benim ardıma baktığın zaman yine ben varım. Bu durumdaki birine bir şey yapmak istiyorsa canları, benim söyleyecek bir lafım yok. Onların ahlaklarına insanlıklarına kalmış.