Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, 34 kişinin hayatını kaybettiği Uludere raporuyla ilgili buradan bir helalleşme örneğinin, uzlaşma, barışma örneğinin çıkarılabileceğini söyledi. Nefrete, öfkeye, kine tarihsel bir hesaplaşmaya dönüşmesini istemediklerini vurgulayan Demirtaş, özür dilenmesinin bütün toplum vicdanını rahatlatacağını, bunun da bir taviz beklentisi olmadığını ifade etti.

34 kişinin hayatını kaybettiği Uludere olayına sözü getiren Demirtaş, Başbakan'ın 2005 yılında yaptığı konuşmayı hatırlattı.

Hazırlanan raporun bir suça alet olmaktan başka bir şey olmadığını ifade eden Demirtaş, raporun yarın oylamaya sunulacağını kaydetti. Ortada üstü örtülecek, geçiştirilecek bir durum olmadığını vurgulayan Demirtaş, tarihin bunu sorgulayacağına dikkat çekti. Komisyondaki üyelere seslenen Demirtaş, "Kullanacağınız oy ya bu suça ortak olacağınızı ya da bu suça bir parça olmaktan kurtulacağınızı gösterecektir" dedi. Demirtaş, komisyonun vicdanının sesini dinleyeceğini; partisinin sesini dinlemeyeceğini umut ettiğini söyledi.

Raporda varılacak sonucun hükümetin sürece nasıl yaklaştığını da göstereceğini belirten Demirtaş, "Özür dilemekten niye gocunulur? İsrail'in özür dilemesine değer veriyoruz. İsrail'in özrü önemlidir. Başka devletlerden özür isterken bunu kendi vatandaşlarımızdan nasıl esirgeriz?" diye sordu.

Alt komisyonun sadece gördüklerini yazmasının yeterli olacağını dile getiren Demirtaş, gördüklerini dahi saklayan bir komisyonun raporunu kabul edemeyeceklerini vurguladı. Buradan bir helalleşme örneğinin çıkarılabileceğinin altını çizen Demirtaş, "Uzlaşma, barışma örneği çıkarılabilir. Nefrete, öfkeye, kine tarihsel bir hesaplaşmaya dönüşmesini istemiyoruz. Bir özür bütün toplum vicdanını rahatlatır. Bu bir taviz beklentisi değildir" diye konuştu.

Uludere ile ilgili hazırlanan raporun kabul edilmemesini ve iade edilmesini isteyen Demirtaş, komisyon ve oradaki milletvekillerinin ya bu katliamı içlerine sindirdiklerini söyleyeceğini ya da 'bu katliamı içimize sindirmedik' deyip araştırma isteyip raporun iade edilmesini isteyeceklerini ifade etti.

"DEVLET BAHÇELİ OLSUN; AMA BAHÇEDE RENGARENK ÇİÇEKLER DE OLSUN"

Diyarbakır'daki Newroz kutlamalarına da değinen Demirtaş, barışa olan özlemi anlattı. Orada okunan mesajın herkes tarafından heyecanla dinlendiğini anlatan Demirtaş, mesajın çarptırılmaya çalışıldığını kaydetti. "Türkler ve Kürtlerin ilk defa geçen hafta Cihangir'de karşılaştıklarını mı düşünüyorlar?" diye soran Demirtaş, "Önce birbirimizi öldürmeyi bırakalım, önce bunu durduralım. Birbirimize düşman olmaktan, düşman olarak görmekten vazgeçelim" şeklinde konuştu.

"Bu bizim kaderimiz mi; Türk Kürt düşman mı olacak?" diye soran Demirtaş, bu işin klasik, taktik bir siyaset olmadığını belirterek "Önümüzdeki seçimler için değil yüzyıllar için yapılmış bir çağrıdır. Bu mesajın doğru okunması hepimizin faydasınadır" dedi.

Yüzyıllardır yapılan hatadan dönüşün kapıların açılması için yapılan bir mesaj olduğuna dikkat çeken Demirtaş, ne kadar tahrik etmeye çalışırlarsa çalışsınlar bunu devam ettireceklerini vurguladı.

Meydan meydan provokasyon çağrısı yapanların bu metni anlamaktan çok uzak olduğunu dile getiren Demirtaş, devletin nasıl olacağının sorulduğunu hatırlatarak, devletin bahçeli olmasını ancak rengarenk çiçeklerin olması gerektiğini vurguladı. Ama bu bahçede kan ve gözyaşı olmamasını isteyen Demirtaş, bu bahçede Isparta'nın gülü, Hakkari'nin de lalesi, sümbülü olması gerektiğinin altını çizdi. Öfkeyle, kinle konuşmayacaklarını ifade eden Demirtaş, tüm partilerin bu mesajı doğru okuyup sahip çıkmasını talep etti.

"AKİL KADINLAR OLSUN, İÇİNE DE BAZI ADAMLAR EKLEYELİM"

Sırf Öcalan söyledi diye karşı çıkanlara seslenen Demirtaş, ‘iki kere iki dört’ dese çarpım tablosunu da mı değiştireceklerini sordu. PKK'nin sınır dışına çekilmesine de değinen Demirtaş, bunun için yasal güvencenin gerektiğini söyledi. Hangi yasaya göre bunun yapıldığının açığa çıkarılması gerektiğini belirten Demirtaş, Parlamento'nun destek vermesini istedi.

Akil Adamlar konusunda ise Demirtaş, "Akil Kadınlar diyelim; içine de bazı adamlar ekleyelim. Biz buna hazırız. Madem anaların gözyaşı dinecek diyoruz; bu komisyona da akil adamlar demeyelim. Artık kadınlara da o kadar saygımız olsun" dedi.

Çekilme başladığında, Şırnak'ta geçiş sırasında PKK'lilere operasyon yapılması halinde askerler ve PKK'lilerin ölmesi halinde askerlere ne deneceğini soran Demirtaş, geri çekilene, karakoldakine, komisyonda görev yapacak akil kadınlara güvence gerektiğini kaydetti.

‘Komisyon için biz isim sunmadık. Biz o isimlerin halkın vicdanını temsil eden ve halkın güvenine layık olması gereken insanlar olmasını düşünüyoruz’ diyen Demirtaş, bu komisyonu önemsediklerini vurguladı.

Demirtaş şöyle devam etti: “Yakın zamanda Oslo görüşmeleri nedeniyle MİT müsteşarının başına gelenleri biliyoruz. Akil Kadınlar Komisyonu çalışacaksa bir güvenceyle parlamento neden destek sağlamasın. Çaktırmadan yürütün bu işleri biz de hükümet olarak görmezden geleceğiz demek yanlış olur.”