Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Van il örgütleri ile Kongreya Jinên Azad'ın (KJA) askeri ve sivil darbelere, Olağanüstü Hal'in (OHAL) kaldırılması ve PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecride karşı 2 Nisan Kavşağı'nda gerçekleştirdiği mitingde kitleye ilk olarak DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, hitap etti.

Alanı dolduran binleri, "Merhaba Başkan Apo'unun yoldaşları, hoş geldiniz" diyerek selamlayan Tuncel, "Bugün burada her türlü darbeye hayır demek için toplandık, OHAL'e karşı özürlükleri savunmak için toplandık, tecride karşı başkan Apo'ya özgürlük demek için toplandık" dedi.

'DARBE TÜRKİYE HALKLARINA KARŞI YAPILDI'

Türkiye'nin ağır bir süreçten geçtiğini söyleyerek, 15 Temmuz'da yapılan darbe girişiminin sadece AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a değil, Türkiye halklarına karşı yapıldığını vurgulayan Tuncel, "Darbeye karşı Türkiye ve Kürdistan halkları ayağa kalktı, 'Darbe istemiyoruz' dedi, selam olsun özgürlüğü savunanlara" ifadelerini kullandı.

Tuncel, "Cumhurbaşkanını, AKP'yi uyardık. Dedik ki; 'Eğer siz Kürt sorununu çözmezseniz, Türkiye'yi demokratikleştirmezseniz, Kürt halkına, Rojava'ya düşmanlık ederseniz, krizi derinleştirir. Türkiye'yi uçurumun kenarına getirirsiniz'. Ama bizi dinlemediler. Rojava'ya karşı DAİŞ'i, El-Nusra'yı desteklediler. İmralı'da Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın bin bir emekle kurduğu masayı devirdiler. Kürt halkıyla savaş politikasını devreye koydular, Sur'u, Cizre'yi, Nusaybin'i yerle bir ettiler. Halkımızın evini başın yıktılar, yıkamadıklarını yaktılar yakamadıklarına ise cinsiyetçi sözler yazdılar" diye konuştu.

'TÜRKİYE'Yİ DEMOKRATİK GELECEĞE TAŞINMALI'

"Bu yakanların, yıkanların hepsi FETÖ'cü diye tutuklandılar, ama Kürt halkı hala kendi durduğu yerde duruyor" diyen Tuncel, "Kürt halkı özgürlük, demokrasi istiyor, önderliğinin özgürlüğünü istiyor. Şimdi yapılması gereken darbeye karşı OHAL ilan edip bütün özgürlükleri askıya almak, darbecilerle mücadele ediyorum adı altında kendi rejimini dayatmak değil. Yapılması gerek Türkiye'yi demokratik geleceğe taşımak. Darbe Anayasası yapmak değil özgürlük Anayasası yapmaktır" dedi.

'MİLLİ CEPHEYE KARŞI DEMOKRASİ CEPHESİ'

Tuncel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla AKP, CHP ve MHP tarafından oluşturulan ittifaka da dikkat çekti. "Kürtlere karşı yeni bir Milli Cephe oluşturdular. AKP, CHP, MHP yan yana duruyor. Kürt ve Türkiye devrimci güçlerinin temsilcisi HDP'yi dışında tutuyorlar" diyen Tuncel, bu sözlerinin devamında ise şunları söyledi: "O cephede bizim yerimiz yok. Bizim yerimiz radikal demokraside, özgürlüklerde. Ne zaman görülmüş, özgürlük ve demokrasiden yana olanlar faşistlerle yan yana durmuş. Ama bu cepheye karşı bu cepheye karşı bir başka cephe daha var. Radikal demokrasi cephesi. Biz de bu cepheyi kuruyoruz. Bizim yerimiz belli. İşte demokrasi, işte özgürlük işte Van."

'DEMOKRASİ KÖPRÜSÜNÜ KURACAĞIZ'

"Kürdistan'dan demokrasi cephesini kurarak Van'dan Hakkari'ye demokrasi köprüsünü oluşturup, 'Biz varız diyeceğiz" diyen Tuncel, hükümet ve muhalefet partilerine ise, "Türkiye'de bir daha darbe yaşamasın istiyorsanız yapmanız gereken Kürt karşıtlığı politikasından vazgeçmektir. Ortadoğu'da bütün insanlık için mücadele eden, Ortadoğu'nun geleceğini karartmak isteyenlere karşı Rojava'da yanan özgürlük ateşinin yanında yer almaktır. Eğer gerçekten bir daha darbeler olmasın diyorsanız Kürt halkıyla yeni bir hukuk oluşturarak, özgürlüğünü sağlamak ve yapılacak yeni Anayasa'da Kürt halkının hak ve özgürlüklerini güvence altına almaktır" sözleriyle çağrıda bulundu.

'DARBE BELKİ PÜSKÜRTÜLDÜ AMA TEHLİKE GEÇMİŞ DEĞİL'

PKK Lideri Öcalan'ın 15 Temmuz'dan aylar önce yaptığı "Darbe mekaniği" uyarılarını hatırlatan Tuncel, "Yapılacak şey Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürleşmesidir. Demokratik bir sistemi inşa ederek, Türkiye'deki tehlikeleri ortadan kaldırmaktır" dedi.

Tuncel, şunları söyledi:

"Darbe belki püskürtüldü ama tehlike geçmiş değil. Darbeye karşı darbe, zulme karşı zulmü geliştirmek Türkiye'yi kurtarmaz. Yapılması gereken radikal demokrasiyi geliştirmek, kadın özgürlüğünü, yaşam alanlarımızı güvence altına alacak demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü sistemi inşa etmektir. Eğer bu yapılmazsa Türkiye krizi aşamaz, aksine kriz derinleşir. Bu nedenle önümüzdeki dönemde çare ne AKP, ne CHP ve MHP ne de Milli Birlik Cephesi. Çare Kürdistan'da, gençlerde, faşizme karşı direnen kadınlarda, faşizme karşı yan yana gelenlerde. Bize yönelik geliştirilen tüm politikalara Sakinelerin ve Sevelerin mücadelesi ile karşı çıkacağız. Mücadeleyi büyütme ve Başkan Apo'yu özgürleştirme zamanıdır. Barışın anahtarını halkımız eline almalı ve Sayın Abdullah Öcalan tutsaklıktan kurtarılmalıdır."