Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 1 Haziran’da başlattıkları “Demokratik Mücadele Programı”nın 3'üncü aşaması kapsamında Bursa’da düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Buldan, "İlk sandıkla birlikte tarihin çöp sepetine gidecek bir iktidarla karşı karşıyayız" dedi.

Yıldırım ilçesine bağlı Yavuz Selim Mahallesi Pazar Alanı’nda gerçekleştirilen buluşmaya, HDP Grup Başkanvekili Saluhan Oluç, Kadın Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, milletvekilleri, MYK ve PM üyeleri, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABF) Onursal Başkanı ve eski milletvekili Turgut Öker, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ve yüzlerce yurttaş katıldı.

Giresun’da yaşanan sel felaketinde de yaşamını yitirenlere başsağlığı mesajı paylaşan Buldan, "Başta Giresun olmak üzere Karadeniz halkına geçmiş olsun diyoruz. Yaşananlar kader değil, iktidarın rantçı politikalarının sonucu olduğunu hepimiz biliyoruz. Çevreye düşmanlığın, doğaya düşmanlığın sonucu olduğunu biliyoruz. Bu iktidarın her alanda düşmanlığını gördük. Yaşanan aynı zamanda çevre ve doğa düşmanlığıdır. Bu, iktidarın Karadeniz halkına yaşattıklarının sonucudur” dedi.

'SORUNLARIN TEMELİ KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜNDEKİ ISRARDIR'
 
Türkiye’de yaşanan sorunların temelinde Kürt sorununun çözümsüzlüğündeki ısrar olduğunu söyleyen Buldan, "Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklanan krizin, kaosun yaşandığını biliyoruz. Kürt sorunu bu ülkenin en büyük sorunudur, çözüm yollu bellidir, çözümü vardır. Bu ülkeyi yönetenler hep aynı yöntemlerle, hep güvenlikçi politikalarla halkların dilini ve kimliğini inkarla, siyaset kanallarını daraltmakla çözmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

'İLK SANDIKLA BİRLİKTE TARİHİN ÇÖP SEPETİNE GİDECEK BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ'

Muhalefetin son dönemde Kürt sorununa ilişkin yaptığı çıkışları hatırlatan Buldan, "Geçmişte çözmek isteyenler sadece kendileri çözüldü. Çünkü meselenin ana kaynağına bir türlü inmediler" dedi ve ekledi:

"Bu sorunun gerçek ismini bir türlü telaffuz etmediler. Kürt sorununu çözemedikleri için kendileri çözülüp gittiler. Tıpkı AKP gibi. AKP çözmediği ve çözemediği gibi son demlerini yaşıyor. İlk sandıkla birlikte tarihin çöp sepetine gidecek bir iktidarla karşı karşıyayız."

DAVUTOĞLU’NA KÜRT MESAJI
 
Bazı partilerin Kürt sorununa ilişkin açıklamalarını hayretle izlediklerini dile getiren Buldan, şunları kaydetti:

"Bir dönem bu ülkede başbakanlık yapan, iktidardayken faşizmi, baskıyı, şiddeti gündeminden eksik etmeyen, Şırnak’tan Hakkari’ye, Mardin’e birçok insanın katledilmesine göz yuman, o zaman başbakan olan; şimdi yeni parti kuranların Kürt sorununu çözmek için rapor hazırladıklarını, bu raporları gidip Kürt illerinde, Kürdistan’da açıklama gereği duyuyorlar. Katliamlara ortak olanlar, bu faşizmi uygulayanlar şimdi Kürt halkının oyunu nasıl alırım arayışına girdiler. Kusura bakmasılar Kürlerin oyu satılık değil. Kürtlerin karnı sizin yalan dolanlarınıza toktur. Yeri geldiğinde inkar edeceksin, yeri geldiğinde siyaseti var edeceksin, yeri geldiğinde siyasetçileri cezaevlerine göndereceksin, yeri geldiğinde kayyım atayacaksın, buna ses çıkarmayacaksın, bir halkın temsilcilerini cezaevlerinde rehine olarak tutacaksın, bundan hiçbir şekilde söz söylemeyeceksin, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Sebahat Tuncel, Gülten Kışanak ve ismini sayamadığım onlarca arkadaşım cezaevindeyken tek ekilme etmeyeceksin, ülkeyi kayyımlarla yönetenlere tek kelime sözün olmayacak, ülkeyi tecrit ülkesi haline getirenlere hiçbir sözünüz olmayacak, sonra kalkıp Kürt sorunundan bahsedeceksiniz. Sonra gidip Kürt illerinde siyaseti başlatmanın yollarını arayacaksınız, bu yaşananlar itiraz etmeyeceksiniz. Böyle bir tutumu ne Kürtler ne Türkiye halkları kabul eder.” 

'KÜRT SORUNU SADECE HAKKARİ'NİN, DİYARBAKIR'IN BİR SORUNU DEĞİLDİR'

"Kürt sorunu sadece Hakkari'nin, Diyarbakır'ın bir sorunu değildir. Kürt sorunu aynı zamanda Bursa’nın ve Bursalının da sorunudur. Aynı zamanda Balıkesirlinin, İzmirlinin, Egelinin, Karadenizlinin bir meseledir. Çünkü yaşanan krizler hem ekonomik hem sosyal. Krizler sadece HDP'yi ve Kürtleri etkileyen krizler değildir. Türkiye'nin batısından Ege’sine Karadeniz’ine yaşayan halkları; Çerkesleri, Alevileri, Arapları, Türkleri ne kadar ilgilendiriyorsa, Kürdistan’da da Kürtleri ve orada yaşayan insanları da ilgilendiriyor. Eğer Türkiye toplumu, biz bu ülkede kardeşiz, birlikte yaşıyoruz diyorsa işte o zaman Kürt’ün yaşadıklarına, inkar politikası altında yaşadıkları zulme karşı mutlaka söyleyeceği bir sözü olmalıdır. Bu ülke hepimizin ülkesi, hepimiz birlikte yaşıyoruz. Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Alevi’si ile kadını, genciyle hepimiz birlikte yaşıyorsak, bu sorunlara hep birlikte karşı çıkmak durumundayız."

'TECRİT, İMRALI ŞAHSINDA TÜRKİYE HALKLARINA UYGULANIYOR' 

Buldan, Türkiye’nin bir tecrit ülkesi haline getirildiğini de vurgulayarak, "Tecrit sadece İmralı Cezaevi’nde Sayın Öcalan'a uygulanmıyor. İmralı şahsında Türkiye halklarına uygulanıyor. Türkiye halkları her haliyle bir tecrit yaşıyor. Adaletin, hukukun, demokrasinin olmadığı bir ülkede kimse kendini özgür hissetmiyor, kimse geleceğine güvenceyle bakmıyor" dedi.

Buldan, iktidara karşı, "Kimseye faydaları olmayan, kendi geleceklerini garanti altına almaya çalışan, iktidarlarını kurtarmaya çalışan AKP hükümeti, yeni yeni müjdeler vererek, Türkiye halklarını kandırmaya çalışıyor.  Yeniden iktidarını kurmaya çalışan bir anlayış haline geldiler. Ayasofya'yı yeniden ibadete açtılar ama herkes biliyor ki altında başka hesaplar var. Bu onların iktidarını kurtarmaya yetmiyor. Şimdi de ‘Karadeniz'de gaz bulduk’ müjdesi verdiler. İktidarlarını artık yedi kat yerin dibinde aramaya çalışıyorlar. Çünkü yeryüzünde insanların yüzüne bakacak yüzleri kalmadı” ifadelerini kullandı.

Buldan, “Ne yaparlarsa yapsınlar HDP’nin büyümesini, genişlemesini, bu ülkeyi yönetmeye dair başlattığı yürüyüşü asla ve asla engelleyemeyecekler” dedi.

Kaynak: MA