İSTANBUL - 'Anayasa yapım sürecinde toplumsal katılım’ çalıştayında konuşan BDP Eşgenel Başkanı Gültan Kışanak, Hükümetin toplumsal barışı zehirleyen bir yaklaşım içinde olduğunu vurgulayarak, barış iklimi oluşmadan demokratik yeni bir anayasanın mümkün olamayacağını söyledi.

 

BDP'nin düzenlediği "Anayasa yapım sürecinde toplumsal katılım" çalıştayı başladı. İstanbul Elite World Otel’de düzenlenen çalıştaya BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, BDP Milletvekilleri Hasip Kaplan ve Sebahat Tuncel, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, gazeteci Nuray Mert, Prof. Dr. Büşra Ersanlı, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, KADEP Genel Başkan Yardımcısı Nizamaettin Mazkan, Jineps Yayın Kurulu üyesi İnci Hekimoğlu, Engelliler Derneği Federasyonu Genel Başkanı Turan İçli, Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği Başkanı Mehmet Tarhan, Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, HDK Anayasa Komisyonu'ndan Kemal Tekin Sürek de katıldı.

 

Çalıştayın açılış konuşmasını ise Gültan Kışanak yaptı. Kışanak, Türkiye'de uzun yıllar verilen mücadeleler sonucunda demokratik bir anayasanın toplumsal talep haline geldiğini belirtti. "Herkes 'bize özgürlükçü, yeni bir anayasa gerekiyor' cümlesini kuruyor. Bu cümleden sonra parlamentonun bu cümleye kayıtsız kalması mümkün değildi. BDP, Blok Bileşenleri ve vekilleri olarak oldukça zorlayıcı bir sürecin içinde olmamıza rağmen Anayasa Uzlaşma Komisyonu içinde yer aldık. Buna biz de kayıtsız kalamazdık kendi yaşadığımız problemler, öteleyici yaklaşımlar, baskılar bütün bunlar bizim gerçeğimizdi" diye konuştu.

 

'ÜÇ TALEP KARŞILANMADI'

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Oslo görüşmelerine ilişkin, ''Kamuoyuna açıklanan belgelerde görüyoruz ki görüşmelerde reddedilen ve yerine öneri getirilmeyen 3 talep var. Bunlar, Anayasa Konseyi, Barış Konseyi, Hakikat ve Adalet Konseyi. Bu 3 talebe yanıt verilmediği için bugün dışarıda kan deryası var. Ülkenin doğusundan batısına her gün ocaklara ateş düşüyor'' dedi.

 

BAŞBAKAN TOPLUMSAL BARIŞI ZEHİRLİYOR

“Bir barış anayasasına ihtiyaç var” diyen Kışanak, bunun sadece Kürt sorunu için değil, inanç özgürlüğü, kadınların katılımı, emeğin hakları için de geçerli olduğunu vurguladı. "Birbirimizle konuşacak halde değilsek bunun kendisi bir çatışma halidir. Türkiye farklı kültürleriyle çoğulcu bir toplum, bunu taşıyacak hukuksal yapı yoksa biz çatışma halindeyiz” dedi.

 

Kışanak, Türkiye'nin acilen demokratik bir anayasa ihtiyacı olduğunu söyledi. Halkın yeni anayasa taleplerine siyasilerin kayıtsız kalamayacağını belirten Kışanak, zorlu bir süreçten geçtiklerini ve tüm olumsuzluklara rağmen TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda görev aldıklarını kaydetti.

 

Kışanak, komisyonun çalışmalarının daha verimli olması için, ''komisyon çalışmalarının yanında dışarıda barış ikliminin sağlanması'', ''çalışmaların amacına uygun yürüyebilmesi için ifade, düşünce ve basın özgürlüğünün tesis edilmesi'' ve ''siyasi partilerin söylemlerinin gerilim üretmesi nedeniyle komisyona paralel tartışma meclislerinin oluşturulması'' gibi taleplerde bulunduklarını söyledi.

 

Türkiye'de ''barış anayasası''na ihtiyaç olduğunu ifade eden Kışanak, ''Sadece Kürt sorununda değil, Türkiye'nin tamamı gerilim hattında, birçok konuda bir gerilim hattındayız ve çatışma zeminindeyiz'' dedi.

 

Barışçıl bir anayasa yapmanın 2 yolu olduğunu söyleyen Kışanak, bunları ''siyasal ve sosyal problemlerin çözülüp diyalog sürecinin oluşması'' ve ''komisyonda ve mecliste yapılan tartışmaların barışa hizmet etmesi'' olarak açıkladı.

 

Kışanak, BDP-Blok milletvekilleri olarak toplumsal barışa hizmet edecek bir sürecin yaşanacağına inandıklarını dile getirerek, Türkiye'nin başka çıkış yolunun olmadığını söyledi.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, anadilde eğitim konusundaki talepleri ''O kadar da değil'' diyerek görmezden geldiğini hatırlatan Kışanak, Başbakan Erdoğan'ın sözlerinin yapıcı değil, yıkıcı olduğunu kaydetti.

 

Kışanak, anayasa sürecine ilişkin BDP ve CHP'nin devre dışı bırakılarak AK Parti'nin, MHP ile uzlaşma yoluyla kendi anayasasını hazırlamaya çalıştığını öne sürdü.

 

-OSLO GÖRÜŞMELERİ-

Gültan Kışanak, Oslo görüşmelerine de değinerek, ''Kamuoyuna açıklanan belgelerde görüyoruz ki görüşmelerde reddedilen ve yerine öneri getirilmeyen 3 talep var. Bunlar, anayasa konseyi, barış konseyi, hakikat ve adalet konseyi. Bu 3 talebe yanıt verilmediği için bugün dışarıda kan deryası var. Ülkenin doğusundan batısına her gün ocaklara ateş düşüyor'' diye konuştu.

 

Türkiye'nin bu süreci daha fazla taşıyamayacağını söyleyen Kışanak, ''Diyalog ve müzakere yolunun önü açılmalı. Biz sorunlarımızı cesurca, açıkça, siyasal sorumluluk alarak konuşabileceğimiz bir yola girmek zorundayız. Anayasa yapım sürecinin yapıcı olabilmesi için, her zamankinden daha fazla bir barış iklimine ihtiyacımız var. Biz dokunulmazlıkların kaldırılması, meclisten atılma tartışmalarının yapıldığı süreçte bile net olarak bunu söylüyoruz. Halkımız bize toplumsal barışı tesis etme, sorunları çözme konusunda görev verdi. Biz bu görevimizi her şart ve koşul altında yapmaya kararlıyız. Birileri 1994'teki gibi Kürtleri meclis dışına atmaya çalışabilir. Biz her şeye rağmen çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Biz zaten sine-i milletiz, biz zaten halkın kendisiyiz bu yüzden bu tartışmaları çok anlamlı bulmuyoruz. Böyle bir siyasi operasyona bizim de siyasi bir tutumumuzun olacağını bilmelidirler' ifadelerini kullandı.