Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Birliği, Almanya gerilimi ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

AB’nin 'yeni fasılların açılmasına uygun ortam olmadığı' yönündeki açıklamalarını değerlendiren Çelik, "Deniliyor ki 'fasılların açılmasına uygun bir ortam yok.' Şimdi bu saçma sapan bir şey. AB'nin sorun çözmek için ürettiği mekanizma fasıl açmak. Biz fasıl kapatmaktan bahsetmiyoruz. Fasıl açacağız, oturup konuşacağız. Şikayet ettiğin bir konu varsa onu konuşmanın bir yolunu bulacaksın" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de kimlik tartışmalarının daha çok kadınların kılık, kıyafeti üzerinden yapıldığını söyleyen Çelik, "Son zamanlarda kılık, kıyafetinden dolayı kadınlara yönelik yapılan bu saldırıları çok masum bulmuyorum. Sistematik bir hale getirilmeye çalışılıyor " dedi.

Çelik,  TRT Haber canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Çelik, Almanya'nın, Türkiye ile Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi çalışmalarının askıya alınmasını ve Türkiye'ye katılım öncesi fonların dondurulmasını istediğine ilişkin iddiaların sorulması üzerine, Almanya'nın önemli bir müttefik ülke olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilerin kötü olmasının arzu edilmediğini söyledi.

ALMANYA İLE YAŞANAN GERGİNLİK

Türkiye ile Almanya'nın Avrupa içindeki dayanışmasının hem iki ülke hem de dünya için oldukça önemli olduğunu savunan Çelik, iki ülke arasındaki ilişkilerde bir kısır döngünün süre geldiğini dile getirdi.

Çelik, "Bunun en temel sebebi, çok uzun zamandır PKK konusunda verdiğimiz dosyaların, Türkiye'ye dönük olarak tehditlerin bertaraf edilmesi konusunda beklediğimiz hassasiyetlerin yerine getirilmemesi var. Son olarak da Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının Almanya tarafından aktif biçimde korunması ve bunlarla ilgili olarak Türkiye'nin girişimlerine olumlu yanıt verilmemesi söz konusu oldu" ifadelerini kullandı.

Avrupa'daki göçmen ve İslam karşıtlığının Almanya'nın iç siyasetini de esir aldığını savunan Çelik, bu karşıtlığın merkezine Türkiye'nin konulduğunu ve Türkiye'ye karşı tansiyonun yükseltilmeye çalışıldığını savundu.

TÜRKİYE’DE TUTUKLANAN ALMAN VATANDAŞLARI

Çelik, Türkiye'de Alman vatandaşlarının tutuklanmasına ilişkin, "Herhangi bir şekilde Almanya vatandaşlarına dönük olarak yapılan bir şey yok ama burada hangi örgüt ya da dernekten olursa olsun, FETÖ ya da PKK terör örgütü gibi örgütlere müdahil olan, onlarla iş birliği içinde gözükenlere karşı tabii ki adım atılıyor" dedi.

'GÜMRÜK BİLRİĞİ'NİN SİYASİ KOZ OLARAK KULLANILMASI AB'NİN ÇIKARLARINA AYKIRI'

'Türkiye AB'ye girmesin' söyleminden 'Türkiye-AB ilişkileri kesilsin' söylemine doğru bir gidişatın gözlemlendiğine işaret eden Çelik, "Yapısal olarak baktığımızda Gümrük Birliği meselesi Türkiye'nin tek taraflı bir talebi değil. Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin, modernize edilmesinin bir siyasi koz olarak kullanılması AB'nin çıkarlarına da aykırı" ifadesini kullandı.

Ticaretle ilgili teknik konuların siyasi mücadelenin bir parçası haline getirilmesinin Avrupa için kötü bir durum olduğunu ifade eden Çelik, "Şu anda Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gibi başarılara Avrupa'nın ihtiyacı var" diye konuştu.

Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesinin tek taraflı bir talep olmadığını, iki tarafın da işine yarayacağını söyleyen Çelik, "(Biz Türkiye'nin güncellemeyle ilgili taleplerine olumlu yanıt vermeyiz.) demek aslında kendi kendilerinin taleplerine 'olumlu yanıt vermeyiz' demek anlamına gelir" dedi.

'TÜRKİYE, GÜÇLÜ BİR AVRUPA DEVLETİ'

"Biz Avrupa'ya dışarıdan konuşan bir ülke değiliz. Biz Avrupa'nın baştan beri bir parçasıyız. Güçlü bir Avrupa devletiyiz" değerlendirmesinde bulunan Çelik, Türkiye ile AB arasındaki ticari ilişkilerin sadece Ankara ve İstanbul'un meselesi olmadığını, Anadolu'nun en ücra köşe ve ilçelerinin de meselesi olduğunu savundu.

Bakan Çelik, "Avrupa meselesi bizim dışımızda bir mesele değil. Geleceğimiz ortak, çıkarlarımız ortak. Dolayısıyla Avrupa'da bir güvenliksizlik durumu olması demek, AB'nin dağılması demek, bizim milli çıkarlarımıza zarar verir. Ticari olarak zarar verir, oradaki, Avrupa'daki Türk varlığını, Müslüman varlığını, soydaş varlığını, ırkçılara ve faşistlere terk edemeyiz" diye konuştu.

'ŞİKAYET ETTİĞİN KONU VARSA KONUŞMANIN YOLUNU BULACAKSIN'

Çelik, Türkiye ile AB arasında 23'üncü (yargı ve temel haklar) ve 24'üncü fasılların (adalet, özgürlük ve güvenlik) açılmasının önemine işaret ederek, şunları söyledi:

"Deniliyor ki 'fasılların açılmasına uygun bir ortam yok.' Şimdi bu saçma sapan bir şey. AB'nin sorun çözmek için ürettiği mekanizma fasıl açmak. Biz fasıl kapatmaktan bahsetmiyoruz. Fasıl açacağız, oturup konuşacağız. Şikayet ettiğin bir konu varsa onu konuşmanın bir yolunu bulacaksın." 

Türkiyesiz bir Avrupa güvenliğinin bugüne kadar olmadığına, bundan sonra da olamayacağını öne süren Çelik, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin esasının katılım müzakereleri olduğunu ve Türkiye için AB üyeliğinin stratejik bir hedef durumunda bulunduğunu savundu.

Çelik, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin seyrini değerlendirmek üzere liderler zirvesi yapılması gerektiğini belirterek, "Şu anda üzerinde çalışılıyor. Onlar da kabul ettiler. Biz bu yıl sonuna yetişsin istiyoruz. Avrupa'da olabilir büyük ihtimalle ama o problem değil, önemli olan içerik ve somut çıktı üretebilmek" diye konuştu.

Bakan Çelik, Türkiye'deki kimlik tartışmalarına ilişkin, "İç enerjimizi tüketen en önemli problem kimlik farklılıklarımızı, kimlik sorunları ve çatışmalarına dönüştürüyoruz. Yönetilebilir düzeyde tutmuyoruz" ifadesini kullandı.

'SALDIRILARI ÇOK MASUM BULMUYORUM'

Türkiye'de kimlik tartışmalarının daha çok kadınların kılık, kıyafeti üzerinden yapıldığını söyleyen Çelik, insanların hayat tarzı konusunda bir yarış içine girilmemesi gerektiğini dile getirdi.

Çelik, "Son zamanlarda kılık, kıyafetinden dolayı kadınlara yönelik yapılan bu saldırıları çok masum bulmuyorum. Sistematik bir hale getirilmeye çalışılıyor. " dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarına da değinen Çelik, görevine devam eden ve yeni başlayanlara başarılar diledi. Çelik, şunları kaydetti:

"Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinin Mehmetçik sıfatına yakışmayanlardan arındırılması, kendi milletine silah çekecek kadar gözü dönmüş katillerin orduya bu derece sızmış olması karşısında bir değerlendirme yapılması, bunların tekrarlanmaması ve en ufak düzeyde bile bunlara artık tahammül gösterilmeyecek kurumsal tedbirlerin alınması çok önemli. Önümüzdeki dönem de bu açıdan önemli."

(Kaynak: Sputnik)