Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın, 6 Mayıs 1972 tarihinde idam edilişlerinin 48’inci yılına değinen Oluç, “Bu Meclis çatısı altında idamlar onaylandı. Türkiye tarihinin sayfalarına kara bir yaprak olarak eklendi” dedi.

Gezmiş’in idam sehpasında söylediği “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlı mücadelesi” sözlerinin unutulmadığını ifade eden Oluç, “Mücadelesi devam ediyor” dedi.

Ölüm orucunun 323’üncü gününde eylemini sonlandıran Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in yaşamını yitirmemesinin sevindirici olduğunu belirten Oluç, “Biz de parti olarak bu konuda elimizden gelen her türlü çabayı, dayanışmayı gösterdik, diplomasiyi sürdürdük ve böylesi bir sonucun alınmasına ufak da bolsa bir katkımız oldu” diye konuştu.

Kürt illerinde mezarlıklara dönük saldırıların sistematik olduğuna işaret eden Oluç, “Mezar taşları kırılıyor, Kürtçe isimler ve yazılar siliniyor. İnsani açıdan bütün değerlerin yok edildiği, asla kabul edilmeyecek bir tutumdur. Biraz evvel sözünü ettiğim illerde yaşananlar bu gelenekleri bu inançları bu saygıyı yerle bir etmiştir. Bunu asla kabul etmiyoruz, bunu yapanları uyarıyoruz. İnsanlığınıza biraz değer veriyorsanız bunu yapmaktan vazgeçin. Hiçbir Kürt yurttaşımız mezarlıkların tahrip edilmesini kabul etmeyecektir ve bu asla unutulmayacaktır. Bunu çok net olarak söyleyelim. Akla sığmaz, vicdana, ahlaka sığmaz bu tutumdan bir an evvel vazgeçilmesi gerekir” dedi.

‘2020 BÜTÇESİ ONARILMALI’

HDP Plan ve Bütçe Komisyon üyelerinin 10 maddelik bir kanun teklifi hazırladığını dile getiren Oluç, şunları söyledi:

“Baktığımız zaman bu temel ihtiyaçların karşılanabilmesi için 2020 bütçesinin tekrar ele alınması gerekiyor. Eğer 2020 bütçesi halkın temel ihtiyaçlarını güvenceye alınacak bir şekilde düzenlenmiş olsaydı, bugün bunları tartışmak zorunda kalmazdık. Ama 2020 bütçesi hatırladığımız gibi böyle olmadı. Şimdi biz bunun onarılması gerektiğini düşünüyoruz. Kanun teklifinin temel anlayışı, sosyal devlet olmasının gereği ülkenin tüm kaynaklarının ve imkanlarının halkın ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılmasıdır.”

KANUN TEKLİFİNİN MADDELERİ

Oluç, önerilerini şöyle sıraladı:

“İlave kaynağa gerek olmadan, toplumun yüzde birine akan kaynağın, toplumun yüzde 99’ una aktarılmasını öngörmektedir. İçişleri Bakanlığına ayrılan bütçenin bir kısmının, işsizlik fonuna aktarılarak, başta geliri olamayan kadınlar olmak üzere tüm işsizlere 6 ay boyunca aylık 2 bin 500 TL doğrudan gelir desteği verilmesini öneriyoruz. Cumhurbaşkanlığı bütçesinin bir kısmı ile işyerleri kapatılan esnafa 6 ay boyunca aylık 2 bin 500 lira doğrudan gelir desteği olarak ödenmesini istiyoruz. Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçesinin bir kısmıyla çiftçi borçlarının ve desteklerinin ödenmesini öneriyoruz. Yandaş vakıflara ve derneklere şirketlere aktarılan transfer ödemelerinin durdurularak, elde edilen kaynakla elektrik su doğalgaz ve internetin ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmasını öneriyoruz. Yandaş şirketlere yapılan garanti ödemelerinin durdurularak, elde edilen kaynağın tüm sağlık harcamalarında kullanılmasını öneriyoruz.”

HULUSİ AKAR NEDEN KONUŞMUYOR?’

Oluç, tekrardan gündeme getirilen darbe tartışmalarına ilişkin de şöyle konuştu:

 “Biz yürütmenin ne yapmakta olduğunu biliyoruz. Bir darbe tartışması başlatıldı ya bunun hiçbir mesnetti yok. Bu ülkede darbe gerçekleştiyse, her zaman ordu içerisinde gerçekleşmiştir. Neden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar susuyor, ordunun içinde herhangi bir açıklama var mı, niye açıklama yapmıyor? Çünkü böyle bir tartışma yok. Esas itibariyle bir mağduriyet oluşturmaya çalışıyor. Yani yürütme diyor ki; topluma bakın, biz mağduruz bizi darbeyle götürüyorlar. Yok öyle bir şey. Siz zaten kendi kendiniz bitiriyorsunuz, kimsenin sizi darbeyle bir yere götürme ihtiyacı yok.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı