Meltem Yılmaz / Cumhuriyet

Üniversitelerde Disiplin Soruşturmaları: Öğrencilerin İfade ve Örgütlenme Özgürlüğü AİHS Çerçevesinde Bir Değerlendirme” raporuna göre, öğrencilere karşı açılan soruşturmalar ile verilen cezalarda, her geçen yıl orantılı bir artış var.

2000’de tüm üniversitelerde açılan soruşturma sayısı 2601 iken 2011’de sayı 5871’e yükseliyor. Soruşturmaların Emniyet’ten gelen listeler üzerine açılması, soruşturma kapsamında öğrencilerin ayrımcılığa uğraması, soruşturma evrakının hem ailelere gönderilip hem de okul panosuna asılması, bu alanda karşılaşılan en önemli sorunlar olarak göze çarpıyor. Marmara Üniversitesi Araştırma görevlileri Esra Demir Gürsel ve Hülya Dinçer, Galatasaray Üniversitesi Araştırma Görevlisi Gülşah Kurt, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Zeynep Kıvılcım ve avukat Benan Molu’nun birlikte hazırladığı “Üniversitelerde Disiplin Soruşturmaları: Öğrencilerin İfade ve Örgütlenme Özgürlüğü AİHS Çerçevesinde Bir Değerlendirme” raporu, On İki Levha Yayıncılık’tan kitap olarak da raflardaki yerini aldı. 2009-2012 yıllarında, 10’u İstanbul Üniversitesi’nden, 3’ü ise Dicle Üniversitesi’nden olmak üzere, öğrencilere karşı açılan toplam 13 disiplin soruşturması örneğini temel insan hakları açısından inceleyen rapor, önemli sonuçlar ortaya çıkardı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne 1959-2011 yılları arasında toplam 47 ülkeden yapılan başvurularda, “ifade özgürlüğünün ihlaline” hükmettiği 479 karardan 207’sinin Türkiye aleyhine olduğunun anımsatılarak başlayan raporda, “Tek başına bu veri bile Türkiye’de ifade özgürlüğü ihlallerinin ulaştığı vahim boyutu ortaya koyuyor” denildi. YÖK’ün, 144 üniversite rektörlüğünün verdiği bilgi temelinde oluşturduğu istatistiklerden yola çıkılan raporda, 2000 yılından bugüne dek öğrencilere karşı açılan soruşturmalar ve bunların sonucunda verilen cezalarda orantılı bir artışın olduğuna dikkat çekildi. Buna göre 2000’de tüm üniversitelerde açılan soruşturma sayısı 2601 iken, 2010’da bu sayı 6001’e, 2011’de ise 5871’e yükseliyor.

Soruşturma sayısı 1612 2012’nin ilk üç ayında soruşturma sayısı 1612. “Bu dramatik sayısal artışın yanı sıra açılan soruşturmaların yarısından fazlasının cezai yaptırımla sonuçlanması da tabloyu daha vahim hale getiriyor” ifadelerinin yer aldığı raporda, son 3 yıllık dönemde Siirt Üniversitesi’nde “rektörün antidemokratik uygulamalarını protesto etmek için” basın açıklaması yapan 100 öğrenciye; harç parasını biriktirmek için inşaatta çalışırken ölen öğrenci arkadaşlarının anıtını dikmek isteyen 150 Muğla Üniversitesi öğrencisine; Roboski’de yaşananları protesto etmek isteyen 100’den fazla Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi öğrencisine soruşturma açılması gibi antidemokratik uygulamalar örnek gösterildi. Üniversitelerde soruşturma açılan birçok eylemin, aslında öğrencilerin ifade ve toplanma özgürlüklerini kullanma biçimi olan eylemler olduğuna dikkat çekilen raporda, “Soruşturma örnekleri, soruşturma makamlarının, ifade ve toplanma özgürlüklerine ilişkin değerlendirme yapmaksızın öğrenciler hakkında soruşturma başlattığını ve ceza verdiğini ortaya koymaktadır” denildi.

‘AYRIMCILIK YAŞANIYOR’

Rapordan dikkat çeken diğer bölümler.

Görüşme yapılan soruşturmacılardan biri, soruşturmaların Emniyet Müdürlüğü’nden gelen listeler üzerine açıldığını anlatırken “O gün okulda olmayan öğrenciler de dahil listelere göre açılıyor. Öğrenci örneğin uçak bileti getiriyor, olay tarihinde yurtdışında, şehir dışında olduğuna ya da akrabasının hasta olduğuna dair. Soruşturma listesinden çıkarıyoruz o zaman.

Çalışma kapsamında görüşülen öğrencilerin tamamı, soruşturma açılırken ve soruşturma sonunda ceza verilirken ayrımcılığa uğradıklarını düşünmektedirler.
Öğrenciler, afiş asan, bildiri dağıtan, eylem/basın açıklaması yapan, konferans düzenleyen öğrencilerin sağ ve muhafazakâr siyasetten olmaları durumunda onlara hiçbir şekilde müdahale edilmediğini, ciddi bir yaralama olayına karışmadıkları sürece haklarında neredeyse hiç soruşturma açılmadığını, açılırsa da bir ya da iki hafta uzaklaştırma cezası gibi küçük cezalar verildiğini belirtmişlerdir.

Görüştüğümüz öğrencilerin genel kanaati, soruşturmacıların tarafsız ve bağımsız olmadıkları yönündedir.

Pek çok öğrencinin soruşturma evrakı hem ailelere gönderilmekte hem de okul panosuna asılmaktadır. Soruşturma açılması yönündeki kararın öğrencinin ailesinin yaşadığı adrese tebliğ edilmesini bazı öğrenciler, “Korkunç bir şey” olarak tarif etmişlerdir.

Öğrencinin disiplin soruşturmalarında avukatla temsil hakkının kullanılmasına imkân verecek şekilde olduğundan söz etmek mümkün değildir. Maddenin bu haliyle AİHS’nin 6.3.(c) maddesi uygulaması ile uyumlu olmadığı belirtilmelidir.