1996 yılında kurulan Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) olağanüstü kongreye hazırlanıyor.

Tüzük değişikliklerinin yapılacağı kongre 22 Aralık Pazar günü saat 11.00’de Ankara’da İnşaat Mühendisleri Odası’nda düzenlenecek.

Kongreye, partide değişikliklere karar verecek 800 delegenin yanı sıra üyelerin de katılması bekleniyor.

Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre, partinin isminin değişeceği kongrenin sonunda bir “manifesto” yayınlanacak.

‘Başkanlar Kurulu’ndan oluşan mevcut parti yönetimi yapısının korunması, ancak yönetimde yeni isimlerin görev alması bekleniyor.

KENDİMİZİ ÖZELEŞTİREL BİR SÜZGEÇTEN GEÇİRECEĞİZ’

ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, kongrenin yalnızca isim değişikliğiyle sınırlı olmadığını belirterek, “Geldiğimiz safhada hem Türkiye hem de dünya solunu arıyor. En azından Türkiye’nin soluna yanıt verme anlamında isim değişikliğiyle beraber bir sol manifesto ortaya konacak. ÖDP bir hat belirleyecek ve kendi dışındaki bireylere böyle bir tartışmayı birlikte yapmak ve bu süreci birlikte örgütlemek adına çağrı yapacak” dedi.

Sosyalizmin daha kuvvetli ve güçlü vurgulandığı bir programın tartışılmasına kongrenin öncülük edeceğini ifade eden Taş, “Türkiye’deki sol vurgunuz dikkat çekiyor. Olağanüstü kongrede Türkiye soluna dair eleştiri ya da özeleştiri yapılacak mı?” sorumuza ise şu yanıtı verdi:

“Beş aydır kendi içimizde tartışma süreci geçirdik. Kongre, isim değişikliği, politika değişikliği ve özeleştiriyi içeriyor. 23 yıllık ÖDP tarihine dair de eleştirel bir süreç olacak ama bu da sahiplenme üzerinden yapılacak. Gelinen evrede ÖDP’nin yeterli olmadığı, ÖDP’yi oluşturan konjonktürün bütünüyle değiştiği ortada. Kendimize yeniden bakacağız. Kendimizi de özeleştirel bir süzgeçten geçireceğiz.”

‘ÖDP YETERLİ BİR ÖZNE OLMAKTAN ÇIKTI’

Özeleştirel bir süreç içerisinde olmadan Türkiye soluna yapılacak çağrının samimi olmayacağını ifade eden Taş sözlerini şöyle sürdürdü:

“ÖDP sonuç itibariyle önemli politik adımlar atmasına rağmen gelinen noktada yeterli bir özne olmaktan çıkmıştır. Bunun subjektif ve objektif nedenleri elbette vardır. Ama doğal olarak ÖDP’nin yeni dönemde ortaya koyacağı hat bir tür kendisinin de özeleştirel yenilenmesi manasına gelecek. Yeni bir zihniyet ve anlayışla hep beraber yol açmaya çalışacağız. Sonuçta bir özne ihtiyacını giderdikten sonra solun farklı kesimlerine çağrılarımız olacak. Yeniden şekillenecek partinin haziran ayına kadar toplayacağı olağan kongre sürecinde, toplumsal muhalefete, Türkiye soluna, birleşik mücadele konusunda çağrı olacak. Olağanüstü kongrede de Türkiye’de örgütlü ya da örgütsüz insanlara ‘gelin birlikte yeni bir süreç inşa edelim’ çağrısı yapacağız.”

MUHALEFET ÇIKIŞI SAĞDA ARIYOR’

22 Aralık’ta gerçekleşecek kongrenin çağrı olarak görülmesi gerektiğini ifade eden ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen de, “Parti Meclisi olağanüstü kongre kararında ‘yeni bir yol yaratmak için yola çıkıldığını’ vurguladı. İşleyen, “Yeni yol nasıl şekillenecek?” sorumuza şu yanıtı verdi:

“Türkiye ağır bir krizden geçiyor. Siyasal İslam tükendi ancak türlü zorbalıklarla ayakta durabiliyor. Muhalefet ise çıkışı sağda arıyor. Ülkenin bugün yaşadığı ekonomik ve toplumsal krizi yaratan iktidar parçalarıyla bir araya gelerek bu çürümüş düzeni ihya etmenin derdine düşmüş durumdalar. Bedeli ise emekçi halk ödüyor. Yoksullar sadece intihar ettiklerinde görünür olabiliyor. Sokak ortasında kadınlar canice öldürülüyor. Ne yana baksak bir çaresizlik, bir umutsuzluk var. Bu toplumu, insanları tüketiyor.”

‘ÖDP HERKESİN İÇİNDE YER ALABİLECEĞİ BİR YÜRÜYÜŞ BAŞLATIYOR’

Ülkeyi değiştirmek isteyen ve mücadele eden çok sayıda insan olduğunu belirten İşleyen sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama yetmiyor, çünkü siyaset sahnesinin ‘ana’ aktörleri sağın her türlü kirliliğinden, sermayenin ve emperyalizmin çıkarlarından başka bir şeyi düşünmüyor. Biz, ülkemizin ve dünyanın bugün yaşadığı kapsamlı ve çok ciddi sorunlara gerçek bir sol politikayla, solu toplumsal bir güç haline getirerek çözüm bulunacağını düşünüyor ve bunun için harekete geçiyoruz. ÖDP bu ihtiyaca yanıt vermek üzere kendini dönüştürerek, ‘artık bir şeyler değişmeli’ diyen herkesin içinde yer alabileceği bir yürüyüş başlatıyor. Şili’de bir duvar yazısındaki gibi ‘her şeyi değiştirmeye cüret etmek’ üzere harekete geçiyoruz. Bütün çirkinliğiyle, adaletsizliğiyle, çürümüşlüğüyle ortadan duran bu karanlığa karşı umut olacak bir seçeneği birlikte yaratmaya davet ediyoruz.”

Kaynak: Duvar