KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Sur’a yönelik AKP’nin ‘kamulaştırma’ planına ilişkin ANF’ye açıklamalarda bulundu.

Karasu, Sur’da gerçekleştirilmek istenen yeni istimlak planına ilişkin, “Sur’a yaklaşım başlı başına bir savaş nedenidir” uyarısında bulunarak , “Sur’a, Cizre’ye herkes sahip çıkmalıdır” dedi. 

Tüm demokratik çevrelere Sur’u sahiplenin çağrısı yapan Karasu, özellikle Kürtlere şu çağrıyı yaptı: “Sur’daki ‘Kentsel dönüşüm’e izin verilmeyeceğine inanıyorum. Hiçbir Kürt orada müteahhit olmamalı, hiçbir Kürt orada işçi olmamalı, hiç bir Kürt esnafı orada çalışanlara hiç bir şey satmamalıdır.”

Karasu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

DİYARBAKIR RUHU ORTADAN KALDIRILMAK İSTENİYOR’

“AKP hükümetinin zihniyetini, politikasını, Kürt’e yaklaşımını anlamak için Sur’a yaklaşımına bakmak yeterlidir. AKP faşist zihniyettedir. Kürt halkının iradesine saygısı yoktur. Kürdü köle olarak görüyor. Kürdün topraklarında, şehirlerinde istediğim uygulamayı yaparım, Kürt sesinin çıkaramaz diyor. Kendim Sur’un hemen hemen bütün sokaklarını gezmişim. Direnişin olduğu o alanları zamanında gezmişim. Sur’a sahip çıkmayan Kürtlüğe sahip çıkamaz. Her Kürdün, her Amedlinin Sur’a sahip çıkması lazım. Sur’a sahip çıkmadan kimse ben Amedliyim diyemez hatta Kürdüm diyemez. Sur’un 7000 yıllık bir tarihi var. Bütün uygarlıkların bütün yaşanmış kuşakların orada ruhu, emeği, kültürü var. Kültür Sur’dur, Sur’un yarattıklarıdır, Sur’da bir yaşam vardır. Amed Sur’dur, Kayapınar Amed değildir, Ofis Amed değildir. Sonradan oluşan mahalleler Amed değildir. Kayapınar da, Ofis de oradan besleniyor. Bütün mahallelerin beslendiği yer Sur’dur. Amed kültürü Sur’dan besleniyor. Amedlilik öyle ortaya çıkıyor. Sur’da sürekli bir nüfus akışı oluyor ama orada Sur kültürünü, Amed kültürünü yaratan bir toplum var. O sürekli Amed kültürünü yaratıyor. Ve o kültür bütün Amed’e dalga dalga yayılıyor. Şimdi bu ortadan kaldırılmak isteniyor. Amed’in ruhu ortadan kaldırılmak isteniyor. Amed ruhsuz, değeri, kültürü olmayan bir yere dönüştürülmek isteniyor.

“‘MODERNLİK’ SUR’U KORUMAKTIR”

“Sur çok önemlidir. Sur’un evleri, avluları vardır. Birçok ev avlulara çıkar. Orada insanlar her an birbirleriyle göz teması içindedir ve ilişki içinde orada bir kültür oluşuyor. Apartmanlarda birbirini tanımayan, beş yıl aynı yerde kalıp kimin oturduğunun bilinmediği bir yer değildir. Her gün yan yana oturan, bütün işlerini ortak yapan, toplumsallığı yaratan bir Sur vardır. Bu çok önemlidir. O sokakların bir ruhu vardır. Diyorlar, modernleştirilecekmiş. Bu modernlik değildir. O zalimliktir, barbarlıktır, çağ dışılıktır. ‘Modernlik’ Sur’u korumaktır. O değerleri korumaktır. Alt yapı yine yapılabilir. Dünyada böyle bir şehri kimse yıkmaya cesaret edemez, göze alamaz. Böyle Sur içinde şehirler azdır. Dünyada az kalmıştır. UNESCO kültür mirası içindedir, yıkıp modern yapacağız diyorlar. Bu suçtur, katliamdır. Oraya vurulan her kazma; Kürdün beynine, vücuduna vurulmuş bir kazmadır. Sur’a o kazma ve dozerlerin girmesini insan düşünemiyor. Fırat Anlı güzel bir söz söyledi; ‘O yıkıntılar içinde o taşları bulacağız, o taşlarla yine gelip o evleri yapacağız’ dedi. Evet, yaklaşım bu olmalıdır. O siyah taşlarla Sur yeniden yapılmalıdır. O sokaklar yine öyle dar olmalı, o evler yine öyle yapılmalıdır. Hatta geçmişte bazı yerlerde modernizm anlayışıyla eski Amed evleri yıkılmış, yerine apartmanlar yapılmış. Onlar bile cinayettir. Ama şimdi müsaade edilmemeli.

'SUR’DAKİ ‘KENTSEL DÖNÜŞÜM’E İZİN VERİLMEMELİ'

“Amed halkı örgütlenmeli, inisiyatif kurulmalı, Sur’da devletin istediği yapılanmaya izin verilmemelidir. O barikatlar, o beton bariyerler yıkılmalıdır. Sen kim oluyorsun kapatıyorsun! Sur bize aittir, Amed bize aittir. Senin gelip Sur hakkında karar verme hakkın yoktur denilmelidir. Amedli olmanın bir bilinci olmalıdır. Kent bilinci, şehirlik bilinci diyorlar. Bu bilinç Amedliler’de çok yüksektir. İzmir’e, İstanbul’a da gitse Amedlilik bilinci vardır. Amedliler başkalarının kültürünü ve bilincini kolay kolay kabul etmezler. O Amedliliği yaratan Sur’dur. Amedlilik kültürünün örgütleneceğine, Sur’daki ‘Kentsel dönüşüm’e izin verilmeyeceğine inanıyorum. Hiçbir Kürt orada müteahhit olmamalı, hiçbir Kürt orada işçi olmamalı, hiç bir Kürt esnafı orada çalışanlara hiç bir şey satmamalıdır. Böyle bir yaklaşım sergilenmelidir.

‘UNESCO DA SAHİP ÇIKMALI’

UNESCO da bu mirasa sahip çıkmalıdır. Nasıl yıkıldı? Açıktır. Oradaki direnişçilere YPS’lilere ulaşmak için ne yapıldı? Tanklar sokaklara girebilsin diye dozerlerle her yer yıkıldı. Yoksa giremiyor. Dozerle yol açıyorlar. Bütün evleri alçakça yıktılar. Bundan daha ağır suç olabilir mi? YPS’lilere ulaşmak, yol açmak için bütün Sur’u yıktılar. Dünya gelsin görsün. Geçen gün Besê arkadaş da seslendi. Ben de Avrupa’ya, BM’ye, ABD’ye, herkese çağrı yapıyorum. AKP hükümeti Sur’da, Cîzre’de, Silopi’de ne yaptı, şehirleri nasıl yakıp yıktı gelip görsünler. Biz buna karşı mücadele veriyoruz. Biz öz savunma yapıyoruz, Kürt halkı öz savunma yapıyor.

HERKES SAHİP ÇIKMALI

Sadece Amed halkını değil, bütün Kürdistan’ı Sur’a, Cîzre’ye ve Silopi’ye sahip çıkmaya çağırıyorum. Silopi’deki, Cizre’deki, Sur’daki halkımız yalnız bırakılmamalıdır. Kürt halkının gücü oradaki bütün tahribatları ortadan kaldırabilir. Sur yeniden yapılabilir. Kürt halkının buna gücü vardır. Demokrasi güçlerinin buna gücü vardır. Sur’a, Cizre’ye herkes sahip çıkmalıdır.