Meclis'e gönderilen yasa tasarısıyla Hakkari ve Şırnak'ın il olmaktan çıkarılması ve yerlerine Cizre ile Yüksekova merkezli ve aynı isimde iki il kurulmasını Gazeteci- yazar Metin Yeğin, “Sizin çizdiğiniz çizgi herhangi bir çizgi değildir. İktidarın sınır çizgileridir ve mülkiyetin değerini belirler” diyerek eleştirdi.

Metin Yeğin'in Özgür Gündem'de 'Şırnak ve Hakkari' başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

“Şırnak ve Hakkari il merkezi taşınıyor. Basit bir idari karar bu! Elinin altında bir harita, eli kalem tutan birkaç mühendis-mimar varsa, onlara dönüp parmağınla haritada bir yer gösterip, şuraya diyorsun; oraya çizgiler çizmeye başlıyorlar. O çizgilerin içine bir vali, son gelişmelerden sonra eğer elinde fazla kalmışsa vali yardımcıları, tabi ki emniyet müdürleri, polisler, zaten var olan Toma’lardan biraz daha, göz yaşartıcı bombalardan henüz kullanılmayanları ya da yeni siparişleri... Ne bileyim bir il için gerekli ne varsa; mesela dilekçe kabul ve reddediciler, hakimleri alınmış kürsüler, maaş bordroları, başlarındaki isimleri değiştirilmiş ‘İl merkezi’ yazıları, tabi ki mahkeme duvarlarındaki ‘adalet mülkün temelidir’ yazısı, içinden türk geçen bir sürü özlü söz, güneyde ya da en azından bozkırda bir il merkezine atanma yapmak için torpillerin telefon numaraları, çay ocağı ihalesi... Yani herşey bu mühendis-mimarlar tarafından çizilecek, iktidarın yüceliğinin temsili, oldukça yüksek binanın içine yerleştirilicek ve al sana il... Goethe’nin ‘Faust’u gerçekten müthiş kitap...

Haberde gerekçe olarak, “Hakkari ve Şırnak’ın şehir merkezlerinin taşınması terörle mücadele kapsamında gündeme gelmişti. Terör olaylarının şehir merkezine uzak olan Cizre ve Yüksekova’da daha yoğun olması, bu nedenle kontrol ve müdahalede zaman kaybı yaşandığı belirtiliyordu” deniyor. Yani vali bey, hani çizginin içine muhtemel en üst kata ama kesinlikle en büyük odaya yerleştirilecek olan kişi, demin saydıklarımla birlikte oraya taşındığında, her şey güllük gülistanlık olacak. Bunu sizin takdir ve teşekkürlerinize bırakarak geçiyorum.

Esas mesele haberde ikinci olarak sayılan bölüm; “İki ilin coğrafi durumları da kararda etkili olan nedenlerden. Şırnak ve Hakkari merkezlerinin dar bir alanda olduğu, Cizre ve Yüksekova’nın ise genişlemeye daha uygun bir coğrafi yapıya sahip olduğu biliniyor” diyor haber. İşte ‘Faust’un zırt dediği yer burası. Yeniden binalar çizmek, ölçmek, biçmek, yapmak, satmak ve satmak, eğer birinci perdede yıkılmadıysa yıkmak, kepçeler ve ihaleler, tabi ki çok para ve benim yazılarımın kötü kahramanları müteahhitler...

Çok yıl önce Harita Kadastro mühendislerinin yaz kampında, konuşmama başlamadan önce dinlemek için oturan öğrencilerin arasında bir kurdele çekmiştim. Önce üç sıra öne gelen, oradan arkaya dönen, sonra iki kişinin arasını ayıran ve bazılarını dışarda bırakan; “Sizin çizdiğiniz çizgi herhangi bir çizgi değildir. İktidarın sınır çizgileridir ve mülkiyetin değerini belirler” demiştim. “Bazılarını zenginleştirir, çoğunu yoksullaştırır, bir kısmını dışlar, kimilerini ayırır ve parçalar...” Şimdi iktidar ve sistem, Şırnak ve Hakkari’de yeni bir mülksüzleştirme ve bununla birlikte Cizre ve Yüksekova’da yeni işbirlikçi mülk sahipleri, özellikle müteahhitler yaratarak yeni bir il merkezi inşa etmeye çalışıyor. Son 10 yılda anlatmaya çalıştığımız ‘Mekan, Kimlik ve Ekoloji’ kuramının, şimdilik, nihayi noktası bu. Kentin temerküz merkezi efendinin hükümet binası, nereye çizilecekse onun etrafında işbirlikçi malikler, bu binaların yapımında efendiye yakın müteahitler, onların akrabalarından taşeronlar ve imha edilmiş coğrafyada, tamamen üretimsizleştirilmiş topraklarda, bu inşaatlarda çalışmaktan başka bir çaresi olmayan işçiler ve eğer ellerinden gelirse, bu yıkımdan, ili taşımaktan doğan bir Kürt Müteahhit Partisi! Yani bir ‘Kanal Şeş’ hamlesi bu...

Peki bu basit(!) idari karara karşı sadece mecliste karşı oy kullanmak yeterli olacak mıdır?

Ya da tam aksine, temerküz merkezini alıp gidecek sistemin boşalttığı yerler, kent topraklarının halka dağıtılmasının, kadınlara dağıtılmasının yani ‘Ekolojik bir kent(!)’in alt yapısı olamaz mı?