İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, koronavirüsü nedeniyle ülke genelinde 15 günlük zorunda karantina ilan edilmesi çağrısı yaptı.

Ekonomik destek paketinin de salgından birincil derecede etkilenen vatandaşlar için genişletilmesi gerektiğini ifade eden Akşener, “Devlet aklıyla, Bilim Kurulu’nun önerileri çerçevesinde hazırlanacak ve devlet ciddiyetiyle uygulanacak bir programla, ülke genelinde 15 günlük zorunlu karantina ilan edin. Buna paralel olarak, ekonomik destek paketini, salgından birincil derecede etkilenip zora düşen vatandaşlarımıza direkt nakit yardımı da içerecek şekilde, milli gelirimizin en az %7’si seviyesine genişletin” dedi.

Bilim Kurulu üyelerine seslenen Akşener, “Ya sonuna kadar doğruları söyleyip, iktidarı doğru yola sokun, ya da onurunuzla o kuruldan ayrılın” çağrısı yaptı.

İYİ Parti lideri Akşener’in açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle oldu:

‘KADİM DEVLET GELENEĞİMİZ ADINA UTANIYORUM’

Vakit, devletin de kendisini ispatlama vaktidir. Devlet, böyle zamanlarda milletinin yanında durur. Geçmişte böyle olmuştur, şimdi de böyle olmalıdır. Ama maalesef, devleti yönetenlerin gösterdikleri performansa bakınca, bilim ışığında değil, siyasi çıkarlar ekseninde atılan adımları görünce, milletin sağlığı için değil, Sayın Erdoğan’ın uluslararası imajı için yapılan yardımları izleyince, defalarca uyarmamıza rağmen hala aynı ciddiyetsizliğin sürdüğüne şahit olunca, hepimiz adına endişe duyuyorum, kadim devlet geleneğimiz adına utanıyorum.

‘SAYIN ERDOĞAN’IN CANI “SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI ÇEKTİ”

İçişleri Bakanlığı, bir genelge ile 10 Nisan gecesi saat 00:00’da 30 büyükşehrimizde ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edeceğini duyurdu. Duyuruyu yasağın başlangıcından 2 saat önce yaptı. Belediyelerin, Sağlık Bakanlığının durumdan haberi olmadı. Bilim Kurulu’nun bir üyesi, “Biz sokağa çıkma yasağı ilan edilsin dedik, ama böyle yapın demedik” dedi, yani onların bile haberleri olmadı. Vatandaşa, “evinde ekmek, su, bebek maması, 2 günlük erzak var mı?” diye soran zaten olmadı. Özetle, Sayın Erdoğan’ın o akşam canı “sokağa çıkma yasağı çekti”, ve birden sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bilim yok, akıl yok, plan yok, program yok. Ciddiyet zaten hiç yok…

‘BECERİKSİZLİĞİNİZİ MİLLETE FATURA EDEMEZSİNİZ’

Televizyonlara çıkardığınız adamlarınız üzerinden dönüp milleti azarlamaya hakkınız yok. Sen gidip vatandaşa, “her şey kontrol altında paniğe gerek yok”, “stok yapmayın” deyip, sonra bir gece ansızın, vatandaşa hazırlık yapacak zaman bırakmadan sokağa çıkma yasağı ilan edersen, o millet sokağa çıkar. Siz, önceden haberdar olduğunuz için hazırlık yapmış olabilirsiniz… Ama hafta içi çalışan, hafta sonu evinin haftalık ihtiyacını, pazarını yapan vatandaşımıza bu tür eziyetler çektirip, panik yaşatamazsınız. Size güvenip erzak stoku yapmayan bir babadan böyle bir durumda evde kalmasını bekleyemezsiniz. Devleti babasının çiftliği, ülkeyi de şahsının tapulu mülkü zanneden bir anlayışla, beceriksizliklerinizi milletimize fatura edemezsiniz.

‘SİYASAL İLETİŞİM KAMPANYALARINI BIRAK’

Buradan sizlerin huzurunda bir kez daha Sayın Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum: Uyarılarımızı dikkate alıp, zamanında uygulayarak, süreci daha az kayıpla atlatabilmek hala mümkün. Sen bu ülkenin Cumhurbaşkanı’sın, siyasetinin merkezine kendini ve yakın çevreni değil milletini koymak zo-run-da-sın. Siyasal iletişim kampanyalarını artık bırak, bu zor günde vatandaşın yanında ol. Devlet aklıyla, Bilim Kurulu’nun önerileri çerçevesinde hazırlanacak ve devlet ciddiyetiyle uygulanacak bir programla, ülke genelinde 15 günlük zorunlu karantina ilan edin.

Buna paralel olarak, ekonomik destek paketini, salgından birincil derecede etkilenip zora düşen vatandaşlarımıza direkt nakit yardımı da içerecek şekilde, milli gelirimizin en az %7’si seviyesine genişletin. Karantina süresi içinde, yoğun bir tarama kampanyası başlatıp,

Covid-19 vakalarını daha geniş ölçekte belirleyip haritalandırın. Tanı konulan hastaların yakınlarını da takibe alın.

BİLİM KURULUNA ÇAĞRI

Bilim Kurulu’nun değerli üyelerine seslenmek istiyorum: Sizler bilim insanlarısınız. Meslek etiğiniz size her zaman doğrunun peşinden gitmeyi, her şartta doğruyu söylemeyi şart koşar. Sakın ola mesleki itibarınızı, siyasilerin bireysel hesaplarına kurban etmeyin. Siz Türkiye’nin saygın bilim insanları olarak, ülkemizin içinde bulunduğu bu zor zamanda çok önemli bir görev üstleniyorsunuz. Ya sonuna kadar doğruları söyleyip, iktidarı doğru yola sokun, ya da onurunuzla o kuruldan ayrılın. Bu, sizi bulunduğunuz yere getiren bu topraklara, bu millete olan borcunuzdur.