Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu  ile İYİ Parti Genel Merkezi'nde bir araya gelen Meral Akşener, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu yönelik tehdit ve hakaretlerde bulunan organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'ya ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı tarafından yapılan hakaret ve tehdide ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamasına ilişkin konuşan Akşener, "Biraz önce savcılığın CHP'nin müracaatı üzerine soruşturma açtığına dair bir bilgim oldu. Bunu olumlu karşılıyorum. Fakat dünden itibaren özellikle takip ettiğim bir şey oldu. Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın İçişleri Bakanının ve Adalet Bakanının bu tavıra karşı herhangi bir söylemi, tutumu olacak mı diye. Şu ana kadar herhangi bir cümle, kelime, harf duymadık. Bunu bir noktaya getirelim. Ana muhalefet partisinin Genel Başkanı'nı bu manada tehdit edilmesi ve Türkiye'yi yönetenlerin de kulağının üstüne yatması çok manidardır.  Bu beyefendilere hatırlatmak isterim ki siyasetçi siyasetçinin dostu olmak durumundadır. Dün kendilerinin yaşadığı pek çok konuda siyasetçiler yanlarında durmuştur. Bunu milli iradeye yapılmış tehdit olarak görmekte olduğumu ifade etmek isterim. Asıl benim dikkatimi çeken başka bir durum var. Biz tüm siyasetçiler, hepimiz çeşitli dönemlerde tehdit aldık. Benim evim basıldı, sayın Kılıçdaroğlu saldırıya uğradı bunlar hep oldu ama bugüne kadar hiçbir siyasetçi böyle bir tehdidin yanında durmadı. Asıl bakılması gereken yer burası. Sayın Abdülhamit Gül adalet reformundan bahsetti. Erdoğan da Adalet Bakanının bu sözlerini desteklediğini ifade etti. Sonra tehdit geldi. Tehdide küçük ortağın tavrı ortaya geldi. Tehdide sahip çıkıldı. Sayın Kılıçdaroğlu’na tehdit söz konusudur, ayıptır. Abdülhamit Gül'e dendi ki bence küçük ortak tarafından 'haddini bil reform meform yapamazsın'. Kılıçdaroğlu’na tehdit geldi ama adresi adalet reformunu söyleyen Adalet Bakanı ve ona sahip çıkan sayın Erdoğan'adır.  Siyasetçilere hep tehdit olmuştur ama böyle bir tehdide sahip çıkan siyasi cenahtan ilk ve tek tavır olmuştur" dedi.

"TÜRKİYE FAKİRLİK KAPANINDAN ÇIKAMIYOR"

Faiz kararına ilişkin de açıklamalarda bulunan Meral Akşener şöyle dedi:

"Türkiye fakirlik kapanına girdi çıkamıyor. Önce bir ucube sistemle uçtuk kaçtık aştık denildi. Sonra orta gelir tuzağından fakir kapanına geçtik. Bugün o bile kırıldı faiz arttırıldı. Bu ucube sistemin Türkiye’yi uçuruma götürdüğünü gördük. Hukukun işlemediği, adaletin olmadığı, demokrasinin uygulanmadığı alanda bu zihniyet hiş bir şeyi başaramaz. Bu zihniyetin değişmesi lazım. Bunun yolu da bizlerin önerdiği iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin mecbur hale geldiğini gösteriyor faiz açıklaması."

"YÜZDE 22 BANKA FAİZİNE GELMİŞ OLMAK TÜRKİYE'NİN YOĞUN BAKIMA GİRDİĞİNİN İŞARETİDİR"

Ziyarette açıklamalarda bulunan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun satırbaşları şöyle oldu:

"Sayın Cumhurbaşkanının son dönemlerde adalete önem verdiği kalkınma için yeni bir hamle başlatacağını söylemesi ifade olarak güzel ama tatminkar değil. Eski tas eski hamamken her şeyin güzel olacağını ifade etmek iyi günler temennisinden ibaret kalır daha da ileriye gitmez kanaatindeyim.

Sayın Cumhurbaşkanının soruşturma başlatacağını söylemesi önemli bir adım.  Siz AYM’nin aldığı bir kararı ben tanımam diyen bunu diyerek de anayasayı çiğneyen bir hakimi terfi ettirirseniz sizin söylediklerinizin hiçbir manası kalmaz. Adaleti yok sayanlar cezalandırılmadıkça adalet tesis edilemez. Adalet reformu dediğiniz zaman kanunları çıkarmak kolay. Adil olacağız demek kolay. Birisi adaleti çiğnediği zaman sizden de solsa onun hakkında işlem yapabiliyorsanız işte o zaman Türkiye’de adalet vardır denilir.

Yoğun bakıma ihtiyacı olan hastalar yoğun bakıma alınıyor. Yüzde 22 banka faizine gelmiş olmak Türkiye’nin yoğun bakıma girdiğinin işaretidir. Yoğun bakıma giren bir hasta nasıl ki o hastalıktan kurtulmadan kendisiyle ilgili hiçbir konuda fikir ileri süremezse, Türkiye de içine sürüklendiği felaketten iktidarın bütün prensiplerini değiştirmeden düzelmesi mümkün değil. Yolsuzluklar durmadan, israftan kurtulmadan Türk ekonomisi düzelmez."