İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Balıkesir mitinginde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Akşener, "Duyun Sayın Erdoğan, 'tamam' diyorlar. Allah büyük kendi ağzıyla söyletti, sonra 3 milyona yakın insan 'tamam' diye tweet attı çok bozuldular. Bugün de gençlere demiş ki, 'Benden sıkıldınız artık'. Evet. Gerçekten sıkıldık. Gerçekten bıktık. Gerim gerim gerilmekten, işsiz gezmekten, AK Parti teşkilatlarından kağıt getirerek taşeron yanında ya da uzman çavuşlukta iş bulmaktan bıktık. Vatan çocukları iş için gökyüzüne bakarken bakan çocuklarının trilyonlarla oynamasından bıktık" dedi.

Akşener seçilirse, çiftçiye mazotu 1.5 liraya satacağını ve çiftçi borçlarının da silineceğini öne sürdü.

Ailesinin mal varlığında "liralık artış olmayacağı" taahhüdünde bulunan Akşener, gençlere de iş buluncaya kadar "vatandaşlık maaşı" bağlama sözü verdi.

Akşener'in konuşması satır başlarıyla şöyle:

Bugün Kuvayı Milliye şehri Balıkesir'deyiz. Namı diğer Karesi. Mehmet Akif'in şiir yazdığı, toprağının her santimetrekaresinden sıktığın zaman şehit kanı çıkan şehir Balıkesir. Türkiye'nin incisi Balıkesir. Bu meydanı kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, başı açığı, başı kapalısıyla, çiftçisiyle, işçisiyle, işsiz genciyle, kara kara düşünen anneleriyle, 'yarın oğlumun cebine harçlık koyabilecek miyim' diyen babalarıyla doldurdunuz. Hoş geldiniz. Allah sizden razı olsun, hakkınızı helal edin.

'ELBETTE Kİ MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİSİNİZ'

Allah'ın izniyle, sizlerin gayretiyle elbette 24 Haziran akşamı Cumhurbaşkanı Meral Akşener. Bu yola size güvenerek çıktık. (Mustafa Kemal'in askerleriyiz sloganları üzerine) Balıkesirli gençlerden başka bir şey beklemek mümkün mü? Elbette Kuvayı Milliye şehrinin gençleri, elbette ki, Mustafa Kemal'in askerlerisiniz.

'SİZE GÜVENEREK YOLA ÇIKTIK'

Bu yola sizlere güvenerek çıktık. Önce binler, sonra yüzbinler, sonra milyonlar oldu. Dedik ki yola çıkarken 'Gayret bizden, tevfik Allah'tan'. İlk defa 6 saat içinde 100 bin imzayı bularak, milletin adayı, milletin tek kadın adayı olarak karşınızdayım. Allah her birinizden razı olsun. En büyük desteği veren illerimizden birisi Balıkesir. Özellikle kadınlarımıza, genç kızlarımıza, hamarat ev kadınlarına özellikle teşekkürlerimi sunuyorum.

'BİR KİŞİNİN KEYFİNE GENÇLERİN GELECEĞİ YOK EDİLİYOR'

Bugün karşınızda Cumhurbaşkanı adayı olarak, hem de sizin 250 bin imzanızla Cumhurbaşkanı adayı gösterilmiş bir kişi olarak bulunuyorum. Ama böyle bir yolu yürümek bazılarını korkuttu. Kimisi bize, kimisi ana muhalefet partisine sövüyor. Şunu bilin, bizi siz kurdunuz, bizi bekçi tayin ettiniz, 'Yürüyün, arkanızda olacağız' dediniz ve İYİ Parti kuruldu. 6 aylık bir siyasi partinin genel başkanı olarak bugün aranızda 61. ili geziyorum. Şırnak'tan Muş'a, Bitlis'ten Mardin'e, Mardin'den Artvin'e, Artvin'den Edirne'ye neresi varsa dolaştık. Vatandaşlarımızla, kardeşlerimizle hemhal olduk. Gördük ki siyasette rekabet önemli bir şeydir, gördük ki siyasetin tek yanlı yapılması milletimizin aleyhindedir. Gördük ki tek kişinin bekası Türkiye'nin bekası olmuş, bu tehlikelidir. Gördük ki, Sayın Erdoğan'ın keyfine gençlerimizin geleceği yok ediliyor. Onun için yola çıktı.

YUHALAYANLARI SUSTURDU

(Erdoğan'ın adını duyunca meydandan yükselen yuhalamaya karşı) Hayır hayır... Biz gerekeni sandıkta yapacağız.

24 HAZİRAN'I, 1950 SEÇİMLERİNE BENZETTİ

Sizler İYİ Parti'yi kurmasaydınız, beni aday göstermeseydiniz bugün Türkiye'de ne konuşulacaktı, bugün ne konuşuluyor? Şimdi beyler, 'bövvv bövv' diye geziniyor aranızda. Ağlıyorlar, sızlıyorlar, sizi ikna etmeye çalışıyorlar. Dün öyle miydi? Efendim, 'Al ananı git', 'Askerlik yan gelip yatma yeri değildir'. Arkadaşım diyor ki, 'Cesaret korkuyu yendi'. Bir de 'Türkiye babanın çiftliği değildir'i öğrendi. Bugün 1950 seçimlerinin aynısını yaşıyoruz, Balıkesir bunu iyi bilir. Allah'ın izniyle aynı sonuçları 24 Haziran'da alacağız inşallah. Milletimizin kararı, iradesi bu tek adam zulmünü, keyfiyetini, aile saltanatını demokratik kurallar içerisinde evine gönderecek inşallah.

'BAK SIKILMIŞSIN, BİZ DE SIKILDIK'

Kardeşim yeter yahu! Ne kadar çocuk doğuracağımıza karıştı, ne pişireceğimize, ne yiyeceğimize, hangi okulda çocuk okutacağımıza, nerede çalışacağımıza, ne yapacağımıza karıştı. Kardeşim sen de yoruldun, sen de bak sıkılmışsın, biz de sıkıldık. Dolayısıyla git evine efendi efendi torun sev, ailenle vakit geçir, kahve iç ve bu ülkenin, bu milletin gerim gerim gerilmesine sebep oldun; artık nefes almak, huzurlu bir sabaha uyanmak, huzurlu bir şekilde gece yatağa girmek için, 24 Haziran'da inşallah bu zulüm iktidarı ortadan kalkacak.

Önce, 'Bu partiyi kuramaz' dediler, kurduk; 'Seçime giremez' dediler, seçime giriyoruz. Sonra dediler ki, 'Grup ile aday ol'. Hayır biz sadece önümüze konulan anti demokratik engelleri aşmak için bir yol bulduk ve seçime girebilmemiz için bize destek veren CHP'li o 15 arkadaşımıza huzurunuzda tekrar teşekkür ediyorum. Allah onlardan razı olsun. Ama olmazdı.

'KORKAK TAVŞANLARI, KORKAK TAVUKLARI GÖRDÜK'

Ben cesareti 18 Şubat'ta öğrendim. Sebebi şu; o zaman gördüm ki, imanla korku aynı yerde bulunmuyor. Eğer inanmışsan ecel ne bir nefes evvel, ne bir nefes sonradır. Buna iman etmişsen korkmuyorsun kardeşim. Ama o zaman korkak tavşanları, korkak tavukları gördük. Fıtrat değişmiyor. Bugün de aynı korkuyu, aynı insanlarda farklı bir biçimde görüyoruz.

'KADININ SIRTINDAN SOPAYI EKSİK ETME' DİYEN ANLAYIŞA KARŞI YOLA ÇIKTIK’

Şimdi size buradan sesleniyorum. Turizmin cenneti olması gereken, gençlerinin çalışıyor olması gereken, zeytininin dünya markası olması gereken ve çiftçinin çoluğunu çocuğunu okutup, evlendirebilmesi gereken Balıkesir, bunların hiçbiri yok. İnci gibi parlayan Balıkesir, 16 senede üstüne kül örtülmüş gibi bir renksizliğe büründü. Soruyorum size ev kadınlarımız, çocuklarınızın sabah okula gidip akşam eve dönerken, herhangi bir kazaya, her hangi bir caninin tasallutuna uğramayacağından emin misiniz? Hayır. Genç kızı olan anneler, babalar, kızınızın dışarı çıkıp bir alışverişe gidip, AVM'ye gidip herhangi bir saldırıya uğramadan evine döneceğine emin misiniz? İşte bütün bunların ortadan kalkması için yola çıktık. Kadınlarımıza, 'ya evde oturacaksınız, sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etme' diyen anlayışa hayır demek için yola çıktık.

'İŞSİZ GENÇLERE VATANDAŞLIK MAAŞI BAĞLAYACAĞIM'

Ev kadınlarımızın, genç kızlarımızın ekonomiye katkıda bulunması için yola çıktık. Anne ve babaların çocuklarının geleceğinden endişe duymaması için yola çıktık. Ve 4 yıllık üniversite mezunu gençlerimiz Balıkesir'le ilgili araştırma yaptırdık, en çok genç işsizin bulunduğu şehirlerimizden biri. 4 yıllık üniversiteden mezun olup, hala babasından, gizlice anasından harçlık istemek zorunda kalan o çocuklarımıza buradan sesleniyorum; 24 Haziran akşamı Cumhurbaşkanı olacağım, sizlerin desteğiyle olacağım. İlk 100 gün içinde Balıkesir tekrar pırıl pırıl parlayacak. Sizlere ya iş bulacağım ya da iş buluncaya kadar vatandaşlık maaşı bağlayacağım. Anne ve babalarınızın karşısında utanmak, mahçup olmak durumunda bırakmayacağım.

'YANDAŞLARIN CEBİNE KEPÇEYLE PARA AKITTILAR, SİZ İŞSİZSİNİZ'

Fikirlerinizi, önerilerinizi ciddiye alacağım. Size inanacağız, inanıyoruz, size güveneceğiz, güveniyoruz. Onlar sizden korkuyor, onun için işsizliğe mahkum ettiler. Onun için her şehre bir üniversite açtılar, onun için içinde hoca yok, eğitim yok. Bu eğitim politikasıyla yandaşların cebine kepçeyle para akıttılar ama siz işsizsiniz. Şunu söyleyeyim; hem turizm hem çiftçilik hem tarım hem de sanayi olması gereken Balıkesir'den bahsediyoruz. Balıkesirli annelerin kuzuları ne alemde? Biz bunları düşünüyoruz.

ÇİFTÇİYE 1.5 LİRAYA MAZOT VAADİ

Bugün gelirken mazota baktım, 5.6 olmuş. Soruyoruz muhteremlere, 'Bizim çitfçimizin elinden neden ekme biçme yetkisini aldınız?' Diyorlar ki, 'Pahalıya üretiyorlar'. Mazotu 5.6'ya satarsan, hayvana yemi bütün dünya kriterlerinin üzerinde satarsan ve elbette gübreyi pahalı satarsan çitçi ürününü pahalıya üretir. Buradan ilan ediyorum; Amerikan çiftçisi 1.5 liraya mazot kullanıyor, oradan mısır ithal ediyorsun. Amerikan çitçisi kazanıyor, benim çiftçim aç. Dolayısıyla bizim dönemimizde çiftçimiz 1.5 liraya mazotunu kullanacak. Çiftçimiz yeniden üretir olacak. Arkasından elbette fabrikalar kuracağız. Şimdi gitti Tunus'tan zeytinyağı ithal ettiler. Kardeşim Balıkesir'in zeytini dünya birincisi, neden dünya markası olarak tescil ettirmiyorsun, dünya markası haline getirmiyorsun? Çünkü milli ve yerli değilsin.

BORÇLARIN SİLİNMESİ MESAJINI YİNELEDİ

Şimdi düşünün ben bunları 6 ay evvel söylemeye başladım, mazotu düşürdüler. 'Vergi yükünü kaldıracağım' dedim, onu da düşürdüler. Daha enteresan bir şey söyleyeyim; 70 milyar dolara Türkiye'deki fabrikaları özelleştirdiler. Cebinize  5 kuruş girdi mi? Maaşınıza zam geldi mi? Bir fabrika kuruldu mu? Gençlere iş imkanı yaratıldı mı? Hayır. Peki ne oldu? Millete söven bir şahsın vergi borçları silindi. Diyoruz ki biz, 30 milyon borçlumuz var, 4.5 milyon kişi kredi kartları ve aldığı diğer krediler sebebiyle peşlerinde avukatlar var, haciz var. Öncelikle şehit ve gazi ailelerinin, sonra işsizlerin, sonra asgari ücretlilerin borçlarını siliyoruz. Kredi kartı borçlarını, tüketici kredisi borçlarını siliyoruz. Hakkınızı aradığım için şu anda arkadaşların her biri ayrı panik atak.

'GERÇEKTEN SIKILDIK, GERÇEKTEN BIKTIK'

(Cumhurbaşkanı Meral Akşener' sloganları üzerine) Böyle söylüyorsunuz, ben de inanıyorum, bu olacak ama adamın sinirlerini zıplatıyorsunuz. Hakikaten zıplıyor. Önce dedi ki, 'Siz tamam derseniz, tamam'. Biz de 'tamam' dedik. Tamam mı? Duyun Sayın Erdoğan, 'tamam' diyorlar. Allah büyük kendi ağzıyla söyletti, sonra 3 milyona yakın insan 'tamam' diye tweet attı çok bozuldular. Bugün de gençlere demiş ki, 'Benden sıkıldınız artık'. Evet. Gerçekten sıkıldık. Gerçekten bıktık. Gerim gerim gerilmekten, işsiz gezmekten, AK Parti teşkilatlarından kağıt getirerek taşeron yanında ya da uzman çavuşlukta iş bulmaktan bıktık. Vatan çocukları iş için gökyüzüne bakarken bakan çocuklarının trilyonlarla oynamasından bıktık. Şöyle bir yüzükle yola çıkanların, çoluğunun çocuğunun gemicik sahibi olmasından bıktık. Ama bakın şimdi hakkını yemeyelim. Arkadaş yüzüğü gösterirken dedi ki, 'Bu yüzükten başka mal mülk edinirsem, bilin ki hırsızlıktır'. Ben demiyorum kendi dedi, kendi... Cenabı hak söyletti ama el hak doğruyum.

'AİLEVİ MAL VARLIĞIMDA LİRALIK ARTIŞ OLMAYACAK'

Şimdi burada hazır lafı açılmışken söyleyeyim; mal varlığımda Cumhurbaşkanlığı döneminde, bir oğlum var, onu da söyleyeyim, ailevi mal varlığımda liralık artış olmayacak. Önce bunu söyleyeyim. İkincisi elbette sosyal medya hesaplarımızdan malvarlığını açıklayacağım, ayrı konu. Ama hiçkimseyi oğlummuş, kocammış, oymuş buymuş aramayacak. Hiçbir bürokratı aramayacak. Ama bu vatan çocuklarının haklarını, hukuklarını korumak ise benim namus borcum olacak.

'PARAYI NEREDEN BULACAKSIN?' SORUSUNA YANIT VERDİ

Bu borç silme meselesinde hopladı abiler. Havuz denilen o, söylemeyeyim şimdi karşımda abilerim duruyor. Hani bir çukur var ya, foseptik çukuru, Allah soru şu, 'Parayı nereden bulacaksın?' Nereden mi bulacağım? Diyor ki, hanımefendi saraydan, saraydan... Mehmet Şimşek kiralanan otomobiller için 'Fındık fıstık parası' demişti. Oradan bulacağım. Sen Mehmet Cengiz'e parayı nereden bulduysan, ben de oradan bulacağım? Mehmet Cengiz'e oradan buradan bulunurken, millet için o da 2018 bütçesinin yüzde 1'ine denk gelen bir defalık para için bize çemkiriyorlar. Millete verilecek paraya, 'Nereden bulacaksın?' Mehmet Cengiz'in cebine koyarken hampadan koyacaksın? Bunlara dikkat edin, bunlar millet düşmanı. Neresi yerli ve milli?

'ÇİFTÇİ BORÇLARI DA AFFIN İÇİNDE YER ALACAK'

Sizleri hacizden kurtaracağız. Aynı şekilde çiftçi borçları da bu saydığım affın içinde yer alacak.

Bunlar gerçekten çok korkuyorlar. Sizin aranızdan çıkıp gelmiş Meral Akşener'den, İYİ Parti'den korkuyorlar. Ama korkunun ecele faydası yok. Biz ne yapıyoruz? Benim yaşımdakiler bilir. Süleyman Peygamber kıssası vardır. Bir gün bir kuş, kanadı kırık, Süleyman Peygamberin yanına gelir. Der ki, 'Ya Süleyman, bir avcı beni vurdu. Ve kanadımı parçaladı. Ben av kuşu değilim, etim yenmez, tüyümden hiçbir şey olmaz'. Süleyman Peygamber, kuşa döner der ki, 'Ey kuş sen avcıyı gördün mü?'. 'Gördüm'. 'Gördüysen niye kaçmadın?' O da cevap verir: 'Gördüm de kaçmadım, çünkü üzerinde derviş hırkası vardı. Derviş hırkası olduğu için, inanmış olduğunu düşündüm de kaçmadım'. Sonra Süleyman Peygamber, dervişin kolunun kırılmasının emrini verir. Kuş itiraz eder, der ki 'Ya Süleyman, kolunu kıracaksın yeniden iyileşecek, benim gibi kuşları yeniden avlayacak. Onun için kolu kalsın ama sırtındaki derviş hırkasını çıkart'. Biz bunların sırtındaki hepinizi aldatan o hırkayı çıkartacağız. Onun için korkuyor ve en çok bize sövüyorlar.

'ÇENEYLE 'EY FRANSA' OLMAZ, UÇAK İHALESİNİ İPTAL ETTİN Mİ?'

Ülkemde yönetim boşluğu var. Fransa'da bir grup ahlaksız, bir grup şerefsiz çıkmış, Kuran-ı Kerim'de değişiklik yapılmasını istiyor. Amma velakin bizimkiler buna karşılık Fransızca bölümlerini yasaklıyor. Sen onun yerine Macron'un karşısına çıkıp, aldığın milyar dolarlık uçak ihalesini ve sözünü iptal et muhterem. Onu iptal et. Uçakları almak evet, Fransızca bölümlerini yasaklamak evet. Böyle bir şey olur mu? Osmanlı'dan beri Avrupa'da Türkler Müslümanlığın temsilcileri bilinir. Türk eşittir Müslüman bilinir. Sen buradan laf yetiştireceğine yaptırım uygula yaptırım. Daha yeni 2 ay oldu Fransız eti yedirdin bize. Gittin uçak aldın. Uçak ihalesini iptal ettin mi, verdiğin peşinatı geri aldın mı? Yaptırım böyle yapılır. Çeneyle 'Ey Fransa' olmaz.

'TRUMP REİSE DUA EDİYORSUN'

Dış politikada yönetim boşluğu var. Ülkem yönetilemiyor. Amerika on binlerce kilometre öteden geldi bölgeyi bombalıyor. Rengi, dili, yüzü hangi renk olursa olsun, çoğunluğu Müslüman olan kardeşlerimizi bombalıyor. Sen ne yapıyorsun? Trump reise dua ediyorsun. Dolayısıyla ülkemde yönetim boşluğu var.

'NE EKSİKLİK VARSA, KÖTÜLÜK VARSA SEBEBİ SENSİN'

Devasa adalet sarayları yaptın, yandaş müteahhitlerin cebini doldurdun. O adalet saraylarında adalet yok. Milletin vicdanını kanatıyorsun. Ondan sonra da dönüp, 'Benden sıkıldınız ama ahdim olsun, şunları şunları yapacağım' diyorsun. 16 yıldır bu ülkede iktidar olan kimdir? Sensin. Dolayısıyla ne eksiklik varsa, yanlış varsa, kötülük varsa sebebi sensin. 16 yıldır yöneten sensin, yetmedi Cumhurbaşkanı oldun, yetmedi tek adam olmak istiyorsun, yetmedi 'Her şey benim olsun' diyorsun. Bugün de biz sana hayır diyoruz. Bu yönetim boşluğunu doldurmak için geliyoruz.

'570 MİLYAR DOLAR NEREYE GİTTİ? BUNUN HESABINI SORACAĞIM'

Dolar, euro aldı başını gitti. Bir Ekonomi Bakanı var, evlere şenlik. Adam diyor ki, 'Doların artması, euro'nun artması bizi ilgilendirmez'. Niçin benzine, motorine, tüketim malzemelerine, ürünlere zam yapıyorsun kardeşim? Niçin doğal gaza zam yapacaksın kardeşim? Dolayısıyla elbette doların uçması, kaçması seni ilgilendiriyor. Senin yanlış politikaların neticesinde ekonomi iki takla attı, şimdi burnunun üstüne düşmüş durumda. 500 milyar dolar borç aldın? Kimin cebine gitti? Milletimin değil. Senin cebine, yandaşlarının cebine gitti. Bunlardan bir tane fabrika yaptın mı, bir tane iş imkanı yarattın mı, gençlerin umudunu artıracak bir yatırım yaptın mı? Hayır. Dolayısıyla 500 artı 70, 570 milyar dolar nereye gitti? 16 yılda bu para nereye gitti? Allah'ın izniyle iktidar olacağız, Cumhurbaşkanı olacağım ve bu paranın hesabını sizin adınıza soracağım inşallah.

ENGELLİLER İLE ANNE VE BABALARINA MESAJ

Bu hafta Engelliler Haftası. Ailesinde engelli olan bir insanım ben. Annelerin babaların nasıl bir endişeyle yaşadığını bilirim. Otistik çocukların annelerinden bir mektup aldım. İl başkanımıza da dernek başkanının gönderdiği bir mektup var. Sadece otistik çocuklarımız için değil, bütün zihinsel ya da bedensel engelli evlatlarımız, kardeşlerimiz, büyüklerimiz için onlara düzenli ve sürekli eğitim. Gerçekten modern rehabilitasyon merkezi, itilip kakılmayacakları okullar ve anne babaların en büyük endişesi şudur; 'Ben ölürsem çocuğuma kim bakacak?' Onların geleceklerini anne babanın emniyet için hissedeceği bir şekilde organize etmek bizim namus borcudur. Dolayısıyla engelli anne ve babalarına buradan en derin saygı ve selamlarımı iletmek isterim. 

Şimdi bir şey isteyeceğim. Bakın sandıklara İYİ Parti sahip çıkacak. Bundan emin olun. Ama hanımefendilerden istediğim bir şey var. Bizim sandıkları koruyup korumadığımızı kontrol edeceksiniz? Gençlerden rica ediyorum, kontrol edeceksiniz. Ve o gece akşama kadar, ıslak imzalar alınıncaya kadar oradan ayrılmayacaksınız. Buradan sizlere yeniden sesleniyorum, kapı kapı dolaşacaksınız. Hem İYİ Parti'ye hem Meral Akşener'e oy isteyeceksiniz. Ben de buradan size söz veriyorum, kızlarımızın, delikanlılarımızın iş bulduğu; kız ve erkek çocuklarımızın tecavüze uğramadığı; kız çocuklarımızın ve kadınlarımızın öldürülmediği, onlara el uzatanın elinin kırıldığı bir hukuki sistemi kuracağıma huzurunuzda söz veriyorum. Gece huzurla uyuyacağınıza, sabah huzurla kalkacağınıza söz veriyorum. Geceyi ağlayarak geçiren bir anne baba bu ülkede varsa, Allah bana hiçbir şey nasip etmesin. Bunu başarmak için sizden güç istiyorum, destek istiyorum. Bu konuda beraber olduğumuzu biliyorum ve bu meydanı dolduran sizler pek çok zorluğu aşarak geldiniz. Engelleri aşa aşa geldik, geldiniz. Burada oluşturduğunuz bu resmin kıymetini anlatmam mümkün değil. Cenabı hak bunu bana ölünceye kadar unutturmasın. Cenabı hak hem vicdanımdan hem kendi rızasından ayrılmamayı nasip etsin. Sizin karşınızda boynu eğik ve kendini izah etmek zorunda beni bırakmasın. Ve buradan herkesin huzurunda şunu söylemek isterim, ey korkak tavuklar gelin bakın şu meydana, biz bu işi başarıyoruz, bu işi başaracağız.

Kaynak: CNN Türk