Avrupa Parlamentosu'nda (AP) yapılan 8. Kürt Konferansı'nda, Leyla Zana, "Bu 88 yıllık sistem artık toplumun taleplerine cevap vermiyor. Acil olarak sistemin değişmesi lazım" dedi.

 

Kürt Dostluk Grubu Koordinatörü Jürgen Klute ise Başbakan Erdoğan’ın Dersim özrüne işaret ederek, "Belki de ileride bir başbakan bugün Kürdistan’da olanlardan dolayı özür dileyecek" şeklinde konuştu. AB Haber’e göre, Avrupa Parlamentosu’nda 7-8 Aralık’ta yapılan 8. Kürt Konferansı’nda, Türkiye’den ve uluslararası katılımcıların sunumlarıyla evrensel haklar, Kürt sorunu ile Türkiye’deki yeni anayasa çalışması ele alındı.

 

AP’de iki gün süren "Türkiye’de Demokrasi Arayışı - Evrensel Haklar ve Kürtlerin Kaderlerini Belirleme ile Yeni Anayasa Üzerindeki Mücadeleler" başlığında 8. Kürt Konferansı, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Yurttaş Komisyonu (EUTCC) Başkanı Kariane Westrheim’in bilgilendirme konuşması ile başladı. Bilgilendirme konuşmasından sonra, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekilleri Leyla Zana, Ahmet Türk ve AP Milletvekili, Kürt Dostluk Grubu Koordinatörü Jürgen Klute konuştu. Leyla Zana, "Sekizinci konferansımızı oldukça zor bir dönemde düzenliyoruz. Van depremi sadece evleri, binaları değil bana kalırsa sistemi de yıktı. Bu 88 yıllık sistem artık toplumun taleplerine cevap vermiyor. Acil olarak sistemin değişmesi lazım" dedi.

 

"MEVCUT ANAYASADA KÜRTLER YOKTUR"

 

Ahmet Türk ise, "Ben bugün Kürtlerin yeni anayasadan beklentileri nedir ve bu anayasa nasıl herkesi kucaklayabilir ondan bahsetmek istiyorum. Anayasalar barışın ve toplumsal yaşamın en büyük parçasıdır. Türkiye’de bugün yaşanan çatışmalı sürecin en büyük nedeni darbe anayasasıdır. Mevcut anayasada Kürtler yoktur. Bugün eşit yurttaşlık hakları anayasada garanti altına alınmalıdır" şeklinde konuştu. Jürgen Klute, "Ben Türk anayasasıyla ilgili çok fazla şey söyleyemem çünkü bu konuda uzman değilim" diyerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Dersim olayları ile ilgili özür dilediğini ve bunun çok olağan bir gelişme olmadığını vurguladı. Klute, şöyle devam etti:

 

"Bu gelişmeyi not almak lazım. Şu ana kadar yapılanlar bir ilk adım olarak düşünülebilir. Belki de ileride bir başbakan bugün Kürdistan’da olanlardan dolayı özür dileyecek. 12 Haziran seçimlerinden sonra barışçıl bir çözüm bulunacağına dair inancımız vardı. Ancak, seçimlerden sonra durum kötüye gitti. Öcalan’la seçim öncesi yapılan diyalog durdu. Kayıpların sayısı çok yükseldi ve sonuçta beklentilerimiz boşa çıktı."

 

"ZAYIFLATILMIŞ BİR TÜRKİYE, KÜRT MESELESİNİ ÇÖZEMEZ

 

İhsan Dağı, "Türkiye 12 Eylül rejiminden sonraki Türkiye değil. Biz Türkiye’yi 12 Eylül’den sonraki Türkiye gibi anlatırsak, birinci olarak doğru bir tablo çizmemiş oluruz, ikinci olarak da çizdiğimiz bu tabloyu dünyaya anlatamayız" şeklinde konuşarak şu ifadeleri kaydetti:

 

"Zayıflatılmış bir Türkiye, Kürt meselesini çözemez. Ancak kendine güvenen ve farklılıklarını koruyan bir Türkiye Kürt sorununu çözebilir. Bu yüzden Kürt meselesinin çözümü için Türkiye’nin zayıflamasını beklemek yanlış bir tutumdur." (Radikal)