Asya, Afrika, Ortadoğu’dan gelen göçmenlerin kurdukları derneklerin yanı sıra , toplam 40’ı aşkın çevre ve insan hakları örgütünü, Stockholm şehir merkezindeki binasında barındıran ‘Dayanışma Evi’ (Solidarites Huset) ve Latin Amerikalı sivil toplum örgütlerinin çatı örgütü ‘Latin Amerika Grupları’nın Başkanlık görevini yürüten Fransisco Contreras, Kürt halkının ve toplumun ezilen ve dışlanan diğer kesimlerinin parlamentoda temsil edilebilmeleri için HDP’nin % 10 barajını aşması gerektiğini söyledi.

‘HDP’Yİ DESTEKLİYORUZ’

Türkiye’deki barış süreci ve gelişmeleri yakından izlediklerini söyleyen Contreras, Türkiye’nin hızla otoriter bir rejime doğru sürüklendiğini gözlemlediklerini ve Türkiye’nin otoriterleşmesini engelleyebilecek, demokratikleşmesine katkıda bulunan tek güç olarak gördükleri için HDP’ye destek verdiklerini söyledi.

Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin anayasayı tek başına yapmasını ve başkanlık sistemini getirmesini sağlamak için üçte iki çoğunluğu kazanmayı hedeflediğini belirten Contreras, “İlk olarak MHP ve CHP gibi milliyetçi kesimler Erdoğan’ı durduramaz. İkinci olarak Erdoğan’ı sadece durdurmak yetmez. Ona ve AKP’ye karşı bir alternatif oluşturmak gerekiyor. Bunu da ancak HDP gibi demokrasi ve özgürlüğü savunan bir parti yapabilir” dedi.

‘GELİŞMELER UMUT VERİYOR ve HDP’NİN BARAJI AŞACAĞINI GÖSTERİYOR’

HDP’nin sadece Kürtleri değil, Asuri, Ermeni, Ezidi gibi ezilen halkları, kadın hareketini ve sosyalistleri temsil eden bir oluşum olduğunu söyleyen Contreras, “HDP neredeyse tüm dışlananları ve protesto hareketlerini içinde barındırıyor. Taksim’de gösteri yapan gençlerin bir kesimini de temsil ediyor. Son dönemlerde Türkiye’de otomotiv işçilerinin direnişleri umut veriyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP lideri neredeyse % 10 civarında oy aldı. Pek çok gelişme umut veriyor ve HDP’nin barajı aşacağını gösteriyor” şeklinde konuştu.

‘HDP İLE KADINLAR DAHA FAZLA PARLAMENTODA TEMSİL EDİLECEK’

Selahattin Demirtaş’ın genç ve dinamik bir lider olduğuna dikkat çeken Contreras, HDP’nin gerçekleştirdiği en büyük şeyin eşbaşkanlık sistemi ve milletvekili adaylarının yarısının kadınlardan oluşması olduğunu dile getiriyor.

AKP ve MHP’nin listelerinde çok az sayıda kadın adaylara yer verdiklerini söyleyen Conteras, HDP’nin barajı aşması halinde kadınların daha fazla parlamentoda temsil edileceklerine dikkat çekiyor.

‘AVRUPA’DAKİ PARTİ VE ÖRGÜTLER HDP’YE DESTEK VERMELİ’

Avrupa’daki siyasi parti ve insan hakları örgütlerinin kadın, eşcinsel, çevre sorunlarına ağırlık veren, bu kesimleri temsil eden ve aday gösteren HDP’ye destek vermeleri gerektiğini söyleyen Contreras, Türkiye ve Ortadoğu ülkelerinde ilerici ve demokratik güçlerin parlamentolarda temsil edilmelerinin önemine şu cümlelerle vurgu yaptı:

“Eğer HDP barajı aşar ve parlamentoda temsil edilirse bu bölgedeki diğer ilerici hareketler için bir sinyal olacaktır. Diğer ülkelerde yaşayan demokratik güçler arasında umut olduğu ve parlamenter yöntemlerle bir şeyler yapmanın ve etkili olmanın halen mümkün olabileceği kanısını güçlendirecektir. Latin Amerika’daki gelişmeler öğreticidir. Bir ülkede sol iktidar oldu. Venazuella’yı Ekvador, Bolivya, Nikaragua, Uruguay, Brezilya gibi ülkeler izledi. İnsanlar değişimin mümkün olabileceğini gördü” diyen Conteras, HDP’nin benzeri bir işlevi Ortadoğu’da görebileceğini ve diğer ülkelere solun bir alternatif oluşturabileceğini gösterebileceğini söyledi.

‘HDP’NİN OLUŞTURDUĞU İTTİFAK HEPİMİZE UMUT VERİYOR’

HDP’nin Türkiye ve Ortadoğu’da güç olan bir şeyi başardığını, neredeyse tüm Kürt ve sol grupları bir araya getirdiğini söyleyen Contreras, “Çok değişik halk ve çevreleri bir araya getiren bu geniş koalisyon ve ittifak hepimize umut veriyor” şeklinde konuştu.

Latin Amerika ülkelerinin deneyimlerinden dersler çıkarılmasının önemine dikkat çeken Contreras, “Sadece sistemi ve adaletsizlikleri teşhir etmek yetmiyor. Değişimi sağlamak için iki şeye; doğru bir önderlik ve alternatif bir politika ve programa sahip olmak gerekir. Latin Amerika’daki başarının anahtarı budur. Sol yeni liberalizmle mücadele etmeyi ve onu durdurmayı bu şekilde başardı. Solun iyi düşünülmüş ve halkın taleplerine cevap veren bir programı vardı. İktidara geleceklerinde neler yapacağını birer birer kitlelere anlattı. Pek çok üldede başarılı oldu. Anayasaları değiştirdi ve sosyal güvenlik sistemini getirdi”

‘LATİN AMERİKA’DA EN BÜYÜK ENGEL ABD İDİ’

Solun iktidara gelmesinin Latin Amerika ülkelerinin bir bireriyle dayanışma ve emperyalizme karşı birlikte tutum alma şanslarını artırdığını söyeyen Contreras, “Latin Amerika ülkelerinin birlikte hareket etmelerinin önündeki en büyük engel ABD idi. Ama bunu aştılar. Bir araya geliyor, tartışıyor ve ortak tutum belirliyebiliyorlar. Eğer ABD bir ülkeyi, örneğin Venezuella’yı tehdit ederse 32 Latin Amerika ülkesi buna karşı çıkıyor ve Venezuella’yı destekliyor. Ben bir gün aynı şeylerin Ortadoğu’da gerçekleşebileceğine inanıyorum. Bunun kolay olmadığını biliyorum ama imkansız değil” dedi.

‘EL ELE VERİP KOBANÊ’Yİ YENİDEN İNŞA ETMELİYİZ’

Rojava’daki gelişmeleri de izlediklerini, Kobani’de Kürtler ve bölgede yaşayan diğer azınlık halkların cihatçılara karşı büyük bir direniş gösterdiklerini ve IŞİD’i yenilgiye uğrattıklarına da dikkat çeken Contreras, “Rojava’da çok farklı bir durum var. Kobanê çok zarar gördü. Yeniden inşası için hepimize büyük sorumluluk düşüyor. El ele verip Kobanê’yi yeniden inşa etmeliyiz” dedi. (ANF)