HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Türkiye'de çatışmanın piminin AKP tarafından çekildiğini söyleyerek, AKP ve PKK'yı Dolmabahçe zeminine davet etti.

Kürkçü, AKP'nin tek başına iktidar oluncaya kadar 7 Haziran seçimlerini tekrarlayacağını ileri sürerek, "HDP bu seçimde de AKP'ye ihtiyacı olan iskemleleri boşaltmayacaktır. Oyumuzu yüzde 15'e, yüzde 18'e çıkaracağız" dedi.

Kürkçü, partisinin İzmir İl Başkanlığı’nda İl Eş Başkanı Cavit Uğur ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, AKP ve PKK’yi Dolmabahçe zeminine davet etti.

Kürkçü şunları söyledi:

"Türkiye’yi saran çatışma havası. Türkiye bugün açıkça savaşla barış arasında çatışma ile çatışmasızlık arasında bir kıldan köprü üzerinde yürüyor. Hükümet şimdi ’çözüm süreci, barış demek yanlıştı. Türk devletinden hiç kimse eşit olarak bulunamazdı’ diyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. 2011- 2013 arasında 10 bin insan cezaevlerini doldurdu binlerce insan çatışmalarda hayatını kaybetti. Ortada bir sorun vardı ki müzakere ediliyordu. Ortada bir çatışma vardı ki barıştan söz ediliyordu. Bunun oya tahvil edilemediği görülünce ’savaş da yok barış da yok çatışmasızlık da yok müzakere de yok’ denilerek aslında bizi yeniden 2011 koşullarına iade eden bir çatışmanın pimi çekilmiş oldu. Bundan ötürü çok üzgünüz. Biz çatışmaya mazeret bulmuyoruz. Çatışan tüm tarafları AKP’yi ve PKK’yi Dolmabahçe zeminine geri çağırıyoruz. Biz demokratik siyaset yolundan Kürt sorununa çözüm bulunması gerektiğini düşünüyoruz."

Kürkçü, AKP’nin amacının 7 Haziran’da elde edemediği tek başına iktidar sonucunu alıncaya kadar seçimi tekrarlamak olduğunu ileri sürerek, şöyle konuştu:

"PKK’yi yeniden savaşa davet eden AKP hükümetinin kendisidir. Askeri yolla sorunun çözülmeyeceğini Genelkurmay başkanları da ifade etti. Savaş uçaklarıyla, özel harekat birlikleriyle bu meselenin ister güvenlik ister özgürlük boyutunun halledilemeyeceği ortada. Mantık şu soruyu sorar. ’Madem öyle bu çatışma niye?’ Bu sorunun cevabını bizim vermemize bile gerek kalmadan AKP’nin geçici hükümetin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan verdi. Akdoğan, ’aslında bütün mesele HDP’nin yüzde 10 barajını geçmiş olmasıdır. Siyasi etkinlik ve ittifaklardır. Biz bu ittifakları hedef alıyoruz. HDP’yi pişman edinceye kadar bu savaşı sürdüreceğiz’ dedi. AKP’nin amacı, başkanlık rejiminin yolunu açamayan 7 Haziran seçimlerini yenene kadar, kendi istediği sonucu elde edince kadar tekrarlamaktır. Güvenlik sorunu çıkararak, buradan sağladığı destekle 330 milletvekilini hiç değilse tek başına iktidar getirecek milletvekilini toplayacak bir savaşa girilmiştir. AKP ne yaparsa yapsın kendi yaptırdığı ve topluma sızdırdığı anketlerin gösterdiği gibi halk arkamızda birleşmiştir. Kaç seçim yapılırsa yapılsın Davutoğl tek başına hükümet kuramayacaktır. Erdoğan ve Davutoğlu Bahçeli’nin yol göstericiliğine kapılarak onun rehberluiğinde ilerledi ve bugünkü karanlık tablo ortaya çıktı. Çatışmasızlığa geri dönmek elzemdir. Çatışma sürse de müzakere masasına gelmek şarttır. Erdoğan ve Davutoğlu bu şiddetle arasına mesafe koymalı. Gayrimeşru yolla muhalifleri kurşuna dizmeye son versinler. PKK bu çatışmasızlık koşullarını yaratmak için HDP’nin önünü açacak siyaset uygulamalıdır. Çatışmasızlığa geri dönüş herkesin kazancıdır."

'OYUMUZU YÜZDE 18'E ÇIKARACAĞIZ'

HDP İzmir Milletvekili Kürkçü, erken seçimde partisinin yüzde 18 oy alacağını ileri sürerek, "Erken seçime gidelim ama bu kadar savaşa kıyamete rağmen çok açık görünüyor ki AKP erken seçime de gidecek durumda değildir. HDP bu seçimde de AKP’ye ihtiyacı olan iskemleleri boşaltmayacaktır. Oyumuzu yüzde 15’e, yüzde 18’e çıkaracağız. Bu bir ara rejimdir ve darbe rejimidir ve AKP eliyle darbe rejimi sürdürülmektedir. Türkiye bir avuç bürokrat ve yetkisiz bakan tarafından darbe rejimiyle yürütülüyor" dedi.

HDP İzmir Milletvekili Kürkçü, basın mensuplarının sorusu üzerine Başbakan Yardımcısı Akdoğan’ın "HDP heyeti ihanet etti, Öcalan ile görüşemez" sözlerini şöyle değerlendirdi,

"Cezaevindeki gardiyanlar da her sabah Öcalan’la görüşüyor. Bakanlar kendilerini gardiyan yerine koyup görüşmeden beklenen, toplumun çatışan kesimlerinin birbirine bakmasıdır. Öcalan’a HDP görüşü aktarılmayacaksa ortada çözüm görüşmesi müzakeresi yoktur. HDP’yi dışlayan bir görüşme siyasetine hoşgörü göstereceğini hiç ihtimal vermem. Öyle olsaydı Öcalan çoktan tek yanlı olarak görüşlerini ifadeye çağrılmış olurdu. HDP’nin Öcalan ile görüşmesi iradesi hükümetin kendisinden gelmişti. Çözüm mantığının içinden çıkan bir şeydi."