Eskişehir’de, geçen yıl 2 Haziran’da Gezi Parkı protestoları sırasında saldırıya uğrayan ve tedavi gördüğü hastanede 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Anadolu Üniversitesi öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın ölümü ile ilgili davanın Kayseri’de görülmesine itiraz edip başvurdukları Anayasa Mahkemesi’nden olumsuz yanıt alan Korkmaz Ailesi’nin avukatları, “Karar, hukuken ve vicdanen kabul edilebilir değildir” dedi.

Milliyet'te yer alan habere göre, Ali İsmail Korkmaz Dava Komitesi adı altında yazılı açıklamada bulunan Korkmaz Ailesi’nin avukatları, davanın geçen yıl güvenlik gerekçesiyle Eskişehir’den Kayseri’ye nakledildiğini belirtti.

Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını söyleyen avukatlar buradan da olumsuz yanıt aldıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:

“Bizler Ali İsmail Korkmaz ailesinin avukatları olarak bahsi geçen nedenlerle nakil kararı aleyhine Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuştuk. Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi kararı ile başvurumuzun iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle reddedildiğini öğrenmiş bulunmaktayız.

Öncelikle belirtmek isteriz ki Anayasa Mahkemesinin kararı hukuken ve vicdanen kabul edilebilir değildir. Büyük bir üzüntü ve acı duyarak belirtmek istiyoruz ki ülkemizde muhalif düşünceleri olan insanlara yönelik bir devlet terörü vardır. Bu terör en basit protesto gösterilerine dahi aşırı ve oransız kolluk kuvveti kullanılması ile başlamakta ve muhalif düşünceye sahip insanların öldürülmesine kadar uzanmaktadır.

Öte yandan özellikle kolluk görevlileri tarafından yaşam hakkının ihlal edildiği durumlarda ki Ali İsmail Korkmaz davası bu durumun tipik bir örneğidir etkili bir soruşturma yürütülmemekte, deliller karartılmakta, suç faili olan kolluk görevlileri çeşitli biçimlerde korunup kollanmaktadır. Davanın nakli kurumu da aynı amaçla sık sık kullanılmaktadır. Daha açık bir deyişle davanın nakli kurumu suç faili kolluk görevlilerinin korunup kollanması bakımından sık sık devreye sokulan karanlık ve keyfi bir devlet pratiğidir.

Anayasa Mahkemesi, vermiş olduğu karar ile bu karanlık ve keyfi uygulamayı yargılamaktan kaçınmıştır. Anayasa Mahkemesi verdiği bu karar ile sanık kolluk görevlilerini koruyan, kollayan devlet pratiğini yargılamaktan kaçınarak insan haklarına dayalı bir hukuk düzeninin ülkemizde inşası ile ilgili tarihsel sorumluluğunu da yerine getirmemiştir. Bu durumu kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.”