KONDA, son seçim tahmininde, AKP'nin yüzde 46, CHP'nin yüzde 27, MHP'nin yüzde 15, BDP'nin yüzde 7, diğer partilerin de yüzde 5 oy alacağını tahmin etti. 33 ile bağlı 173 mahalle ve köyde 3 bin 67 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmelere dayalı araştırmanın sonuçlarını açıklayan KONDA sonuçlara çok yakın rakamlara ulaştı.

KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır, BDP'nin seçimlerde önemli başarı sağladığını belirterek, "Yerel yönetimlerde ana muhalefet BDP'dir" dedi.

ANF’den Ali Barış Kurt’un sorularını yanıtlayan Ağırdır, "Son 2 yıldır ülkedeki bütün çalkantıya rağmen BDP'nin, genel siyaset söylemi ve siyasi taktikler olarak da oldukça mesafe kat ettiğini düşünüyorum. Oydan bağımsız olarak; Türkiye'de siyasi alternatif olma yolunda önemli mesafe aldığını görüyoruz" dedi.

'ESKİ SOL SÖYLEMLER OYLARI AZALTIYOR'

Bekir Ağırdır, yerel seçim sonuçlarına bakıldığında, HDP modelinin amaçlanan hedefe ulaşmadığını belirtti. Bunun, "Kürt siyasi temsilcisi" olarak algılanmasıyla ilgili olmadığını ifade eden Ağırdır, şöyle konuştu: "HDP modellemesi tam amaçlanan hedefe ulaşmamış durumda. Çeşitli nedenleri var tabii ama Kürt siyasi temsilcisi olarak algılanmasıyla ilgili değil. Hala eski usul bazı sol söylemlere takılmasının olumsuz manada payı var. Sola itirazım yok ama yeni sol söyleme ihtiyaç var. '90 öncesi söylemlerin karşılığı yok. 'Kürt partisi olduğu için oyları sınırlı kalıyor' tespitine katılmıyorum. Engel Kürtlük değil."

'YERELLERİN ANA MUHALEFETİ; BDP'

Ağırdır, yerel seçimlerde AKP'den sonra başarı sağlayan tek partinin BDP olduğunu kaydetti.

"Yerel seçimlerin kazananının AKP ile birlikte BDP olduğunu düşünüyorum. Yerelde oy oranlarıyla, bölgede büyükşehir kanunuyla büyük alan kazandı. Bir de diğer üç partiye alternatif olabilecek; hiç olmazsa yerel yönetim modeli söyleyen, 'insan odaklı yapacağım' diyen ve de dört başı mamur kendi içinde modeli olan, iddiası olan parti. Dolayısıyla yerel yönetimlerde ana muhalefet partisi BDP'dir. Oy oranının önemi yok; ağırlık ve yönettiği coğrafya ve ülkenin özel koşulları dikkate alındığında yerel yönetimlerde ana muhalefet partisinin BDP olduğu kanaatindeyim."

BDP'nin sağladığı başarıyla bölgedeki hakimiyetini güçlendirdiğine işaret eden Ağırdır, "Bölgede artık BDP'nin kesin bir hakimiyeti var. Kürt yurttaşlar açısından sadece coğrafya olarak değil, genel olarak bakıldığında özellikle iki parti vardı; BDP ve AKP. Hüda Par gibi zorlamalar da oldu ama görüldü ki Kürt siyaseti BDP ve AKP'ye yığılmış durumda; bölgede BDP'ye daha fazla yığılmış durumda. Bu yüzden seçimin AKP ile diğer kazananı BDP'dir, diyorum" şeklinde konuştu.

'BDP-HDP'NİN GERÇEK OY POTANSİYELİ...'

Ağırdır, "BDP'nin oyunu daha fazla bekliyordum; 7-8'lerde gibi. Ya da İstanbul'da 9-9,5'a çıkabilirdi. Ama son dönemdeki 'truva atı' ve 'CHP'yi bölüyorsunuz' gibi suçlamaların BDP-HDP'nin olası oy potansiyelinde de etkisi olmuş. Yoksa gerçek oy potansiyeli 8-9" dedi.

"Urfa'da Osman Baydemir'in biraz daha zorlayacağını düşünüyordum ama BDP yine de son derece gerçekçiydi. Son 2 yıldır ülkedeki bütün çalkantıya rağmen BDP'nin, genel siyaset söylemi ve siyasi taktikler olarak da oldukça mesafe katettiğini düşünüyorum. Oydan bağımsız olarak; Türkiye'de siyasi alternatif olma yolunda önemli mesafe aldığını görüyoruz."

'SEÇMEN YOLSUZLUĞU ONAYLAMIŞ DEĞİL'

AKP'nin başarısını muhalefetin başarısızlığına bağlayan Ağırdır'a göre; CHP ile MHP fikirsel ve duygusal bir kıvılcım üretemiyor:

"11 yılın iktidar yorgunluğunu, hatalarını bir yana bırakın; 2011 yılından bu yana Suriye, açılım arada minik de olsa ekonomik kriz alametleri, Gezi, 17 Aralık süreçleri yaşandı. Bütün bunlara ve 12 yıla rağmen bir iktidar partisi oy kaybetmiyorsa, bunu iktidarın başarısı saymak mümkün ama bir yandan da muhalefetin başarısızlığı...

2011'den beri siyasi rekabet eksik, diyorduk ve bu seçimlerde de kendini gösterdi. Seçmen hoşnutsuzluğu AKP'den vazgeçilmiş gibi görünüyor ama seçmen oradan ayrıldığında başka yere gitmiyor. CHP ve MHP ne fikri, ne duygusal yeni kıvılcım üretebiliyor. O zaman da bu tabloyla 52 hafta seçime gitsek bir şey fark etmez. AKP'nin kurduğu siyaset zemininin dışına çıkamıyor, CHP ile MHP. Mesela şu 3,5 ayda yerel yönetimlere dair neler söylediler? BDP dışında kim ne söyledi? Sadece yolsuzluk tartışmaları...

Ülkenin tek sorunu yolsuzluk değildi. Seçmen yolsuzluğu onaylamış değil. Seçmen daha yolsuzluğa gelmeden; genel siyasi kutuplaşma ve siyasi kimlik üzerinden tercihte bulunmuş olduk. Kimlik siyaseti ve ideolojiler seçimlerin belirleyeni oldu. Yerelleşmeyi, yerel sorunları konuşamadık. Zaten yolsuzluk sandıkta onaylanan bir şey değil. Yargı salonlarında, hukuk içinde affedilir ya da cezalandırılır. AKP bu meseleyi iyi göğüsledi, muhalefet de buna boyun eğdi, bu zeminden oyunu devam ettirdi."