Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak, "Sur'da Mülksüzleştirme ve Zorunlu Göç" başlıklı foruma mektup gönderdi.

Hapishanede bulunan Kışanak, Sur’daki kentsel dönüşüm projesine tepki göstererek, "Gerçek tarihi unutturup uydurma bir tarih oluşturmak, kente yeni bir kimlik giydirme politikasıdır. Bunun Palmira’yı yıkmaktan bir farkı yoktur" dedi.

'BİNLERCE YILLIK TARİH SİLİNİYOR'

"Sur’daki politika binlerce yıllık tarihi silip yeniden yazmaktır“ ifadelerini kullanan Kışanak, "Sur’da kalmakta direnen 560 aile için Diyarbakır Belediyesi olarak yapmış olduğumuz protokolün işletilmesi yaşamsal özelliktedir. Sur’daki binalar yenilenebilirdi. Oradaki insanların çıkartılması, mülklerinin değiştirilmesi gerekmiyordu. Belediyenin çektiği uydu fotoğraflarından sadece 5 mahallede kısmi yıkım vardı. Ve oradaki evlerin yüzde 60-70’i onarılabilirdi. Oysa tümü için acele kamulaştırma kararı alındı. Bu karar yoksulları kentin çeperine sürmek, kentin sosyal ve kültürel dokusunu değiştirmeye yöneliktir. Buna karşı durmak hala mümkün. Sur’daki politika binlerce yıllık tarihi silip yeniden yazmaktır. Gerçek tarihi unutturup, uydurma bir tarih oluşturmak, kente yeni bir kimlik giydirme politikasıdır. Bunun Palmira’yı yıkmaktan bir farkı yoktur” ifadelerini kullandı.

Sosyal Haklar Derneği (SHD) ve Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), Diyarbakır'ın Sur ilçesinde süren yıkıma dikkat çekmek amacı ile "Sur'da Mülksüzleştirme ve Zorunlu Göç" başlıklı forum düzenledi.

'DÖRDÜNCÜ GÖÇ'

Kışanak’ın mesajın ardından forum “2017 Temmuz’unda Sur’da durum” oturumuyla başladı. Oturumda konuşan Ali Paşa Mahallesi Muhtarı Behzat Sular, 2016 yılında bir anda kendilerine mahkeme kararı geldiğini hatırlattı.

Mahalledeki elektrik ve su kesintilerine dikkat çeken Sular, “Sur’da yaşayan insanların büyük çoğunluğu 90'larda köy yakmalarında yerlerinden çıkıp, gelen ve buralara yerleşti. Şu anki, göç bizlerin dördüncü göçü olacak. Başbakan Sur'a gelince suyu açtılar. Muhatap bulamıyoruz. Çevre bakanı da gelmişti bir türlü görüşemedik. Bunların amacı yoksul insanlarımızı birbirinden koparıp sürgün etmektir. Ama biz bağlarımızı hiçbir zaman koparmayacağız” dedi.

'HALK ESKİ YAŞAMINI İSTİYOR'

Cemal Yılmaz Mahallesi Muhtarı Koçero Topdemir de, Sur’da halkın görüşleri hiçe sayıldığını belirterek, “Bu evleri yaparken de halktan hiçbir görüş almadılar. Yaptıkları evlere iktidar partisine yakın olanları yerleştirdiler. Bu nedenle iktidar partisi Sur’u insansızlaştırma politikası uygulayarak her birini bir yere sürmek istiyor. Ama Sur halkı eski yaşamını istiyor. ’Gazi Caddesi'ni güzelleştirme’ projesi adı altında buralar kendi yakınlarına peşkeş çekildi, trilyonlara satıldı. Buradaki temel amaç Sur’un eski halini tamamen hafızalardan silmektir."

‘DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR’

Telekonferans yöntemiyle foruma bağlanan HDK Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu da; "Suyu ve elektriği kesilen Sur’da, sağlık riskleri" başlığını değerlendirdi.

 Suyun yaşamsal boyutuna vurgu yapan Hamzaoğlu, “Sur’daki susuzluk özellikle çocuk ve yaşlılarda ölüm riskini arttırıyor. Tehlike aşamasının geçmiş ve risk aşamasına gelmiş durumdayız. Kolera gibi bulaşıcı hastalıklar kendini göstermeye başladı” dedi.

‘2012’DE YIKIM KARARI ALINDI’

1990’larda yaşananlardan kaynaklı şehrin dokusunun zarar gördüğünü hatırlatan Arkeolog Nevin Soyukaya da, Sur’un “6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Bakanlar Kurulu’nun 22.10.2012 tarih ve 3900 sayılı kararı” ile “Afet riskli alan" olarak ilan edildiğini hatırlattı.

 Kentsel dönüşüm uygulamasına alınışının göstergesi olduğunu ifade eden Soyukaya, devletin çatışmalı süreci bir fırsat olarak kullandığını söyledi.

'İNSANLAR EVSİZ'

AKP'nin Sur politikalarını Mehmet Ağar, Tansu Çiller’in yaptıklarının bir benzeri olduğunu savunan DTK Eş Başkanı Leyla Güven ise, "1990’larda evler insansızdı şimdi ise insanlar evsiz. Aslıda bir hafızayı yok etmeye çalışıyorlar” dedi.

Sur’da yeni inşa edilen yerlere yurttaşlık verilecek olan yabancıların yerleştirilmeye çalışıldığını öne süren Güven, “AKP Kürtleri yerinden edip orada Osmanlı motifleriyle Kürdistan’a yerleşip eski motifleri yok etmeye çalışıyor. Bu proje 2014 MGK da verilen çökertme planıdır. 7 Haziran'da bu plan bozuldu. Ondan sonra plan hızlandırıldı. Bizce bu öz yönetim hamlesiyle çökertme planı bir nebze boşa çıktı. Sur neden önemli 7 bin yıllık tarihe sahip bir mekândır. Sur halkının içinde kolektif bir yaşam tarzı var. Kadınlar orada yaşamı güçlendiriyordu. Acısı da tatlısı da bir arada yaşıyordu. İnsanların yaşamına kadar uzanan eril bir zihniyet var. İŞİD’de nereyi işgal ediyorsa önce yaşamlarına karışıyordu. Sur için gölge yapma başka bir şey istenmez.”

(Kaynak: Dihaber)