Diyarbakır'da her hafta kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından gerçekleştirilen "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemi 300. haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Anıtı önünde devam etti.

Oturma eylemine Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak, İHD MYK üyesi ve Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin, İHD, Diyarbakır Barosu, MAZLUMDER, KESK ve bileşenleri, Barış Anneleri Meclisi, Kürdistan Hukukçular Derneği üyeleri ve çok sayıda yurttaş ve çok sayıda kayıp yakını katıldı.

Üzerinde "Onlar bir gece ansızın evlerinden alındılar ve bir daha geri dönemediler" yazısının da yer aldığı pankart açan kayıp yakınları, yine yakınlarının fotoğraflarını ve "Failleri belli" ve "Kayıplarımız nerede" yazılı dövizler taşıdı.

'SADECE ADALET TALEP ETTİK’      

diyarbakir.bel.tr sitesinde paylaşılan habere göre, ilk açıklamayı yapan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Abdulselam İnceören 300 haftadır gerçekleştirdikleri eylemlerde sadece adalet talep ettiklerinin altını çizdi.

Binlerce kayıp ve "faili meçhul" cinayete rağmen kayıp yakınlarının, yakınlarını bulma umutlarının hiçbir zaman tüketmediğini söyleyen İnceören, "Çoğu yakınlarının yaşamadığını ve vahşice katledildiğini iyi biliyor. Ancak kayıp yakınları kemikleri dahi olsa, kayıplarına ulaşmanın ısrarını tek bir şeyle anlatıyorlar: Adalet!" dedi.

Binlerce faili meçhul ve kayıp için alanlarda olduklarını belirten İnceören, "31 Ocak 2009 tarihinde başlattığımız bu eylemin adalet sağlanıncaya kadar devam edeceğini söyledik. Bu eylem bugün bizim kararlılığımızın bir ifadesidir. Kayıplarımızın akıbetinin ortaya çıkarılması ve faillerinin cezalandırılması için sonuç alıncaya kadar bu alanlarda sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz" dedi.

300 HAFTA ÖNCEKİ TALEPLER YENİLENDİ          

İnceören, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eylemi başladığı sırada dile getirdikleri taleplerini bir kez daha tekrarladı. İnceören, Türkiye'nin bir an önce Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmeyi imzalaması gerektiğini, kayıp ve "faili meçhul" cinayetlerin faillerinin yargılanması için etkin soruşturmaların yürütülmesi, bu tür davalarda zaman aşımının kaldırılarak, bu suçların "İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar" olarak görülmesi gerektiğini ve Hakikatlerin Araştırma Komisyonları'nın kurulması çağrısını yineledi. 

Daha sonra 1994 yılında Viranşehir'de katledilen Faik Kevci'nin yakını Gülçin Kevcin konuştu. Kevci, şu anda yakınlarını ziyaret edecekleri bir mezarlarının bile olmadığını ifade ederek, "Bizim bugün çektiğimiz acıların beterini sizde cehennemde çekeceksiniz" haykırışında bulundu.

Ardından konuşan kayıp yakını Hayriye Doğan da kayıpların faillerinin bulunması için devletten bütün arşivlerin açılmasını istedi. Kobanê direnişini de selamlayan Doğan, "300 değil, 3 bin hafta da geçse yakınlarının akıbetini ve faillerini sormaya devam edeceklerini" söyledi.

'BU ACILARI ASLA UNUTMAYACAĞIZ’    

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi ise kayıp ve "Faili meçhul"lerin 90'lı yıllarda devletin Kürtleri sindirmek amacıyla uyguladığı resmi politikası olduğunu söyledi. Faillerin ortaya çıkarılması için hiçbir zaman etkili bir soruşturma yürütülmediğini kaydeden Elçi, aksine devletin adli ve idari birimleri tarafından soruşturmalara konu olacak delillerin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını ifade etti. Bu tür davalarda zaman aşımının hiçbir zaman kabul edilemeyeceğini de söyleyen Elçi, her daim "faili mechul" cinayetlerin faillerini ortaya çıkarmak için var güçleriyle çalışacaklarını belirtti. MAZLUMDER Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı Seher Akçınar de yine kayıpların faillerinin bulunması için her türlü bedeli ödemeye hazır olduklarını kaydetti.

Konuşmasında kayıp ve "faili meçhul" cinayetlere ilişkin açılan davaların her daim takipçisi olacaklarını belirten İHD MYK üyesi ve Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin, devamında bu davaların zaman aşımına uğramasının kabul edilir olmadığını dile getirdi.

KIŞANAK: ÜLKENİN İNSANLIK ONURUNU AYAKTA TUTUYORSUNUZ       

Keskin'den sonra söz alan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak da Türkiye'de yaşayan bütün halkların kayıp yakınlarına borçlu olduğunu ifade etti. "Bu ülkede bu cinayetleri kabullenen bir toplum yaratılmak istendi" diyen Kışanak, "Sizlerin bu onurlu mücadelesi bütün bu yapılmak istenenlere karşı güçlü bir duruştur. Bu toplumu temizleyen vicdanların hala sağır olmadığını gösteren adalet arayışının hala güçlü bir şekilde toplumsal destek görmesidir. Bu ülkenin insanlık onurunu ayakta tutuyorsunuz. Elbet bir gün bu ülkeye adalet gelecek. Ankara'da devletin yetkilileri süslü laflar etse de hakikat burada duruyor" şeklinde konuştu. 

Konuşmaların ardından kayıp yakınları ve katılımcılar adalet taleplerini sessiz oturma eylemi ile sonlandırdı.