Emek Özgürlük ve Demokrasi Bloğu Hakkari Adayı Selahattin Demirtaş, Başbakan Tayip Erdoğan'ın partilerine ilişkin yaptığı açıklamalara tepki göstererek, "Bu kadar iftirayla, yalanla, hakaretle oy toplamaya çalışıyorsunuz? Bu siyasi olarak acizliğin ifadesidir. Eğer gücün varsa, samimiysen, kan dursun istiyorsan Kandil'e git. İraden varsa kendin git Kandil'e. Bu ülkenin Başbakan'ısın, bütün bu olup bitenleri çözmek zorundasın" dedi.

BDP Diyarbakır İl Örgütü, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Diyarbakır adayları için sivil toplum örgütü temsilcilerinin de katılımıyla yemekli toplantıda konuşan Demirtaş, ‘’Hakkari halkı JİTEM’den, kontrgerilladan korkmadı zabıtadan mı korkacak. 50 cenaze gönderdiğiniz Hakkari nasıl karşılayabilirdi sizi’’ diye sordu.

Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Diyarbakır adayları Altan Tan, Leyla Zana, Nursel Aydoğan’ın katıldığı toplantıda konuşan Selahattin Demirtaş, 2011 seçimlerinin niteliği, kalitesi, söylemi, propagandası en düşük seçim olarak tarihe geçeceğini söyledi.

Konuşmasında Demirtaş, "Hiçbir seçim döneminde bu kadar açık bir şekilde, yalan, iftira üzerine, komplolar üzerine kurulu bir seçim çalışması yürütülmemiştir" dedi.

Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın miting alanlarında sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde konuşmadığını, belirterek şunları söyledi: "Sayın Başbakan açıkça ismini telaffuz etmese de hedef olarak seçtiği kitle Kürt halkıdır. Özellikle son birkaç gündür yürüttüğü bölge gezileri sonrasında kimyası bozulmuş olan Başbakan, züccaciye dükkanına girmiş fil gibi, freni patlamış kamyon gibi, sadece iftiralara yalanlara sığınmış durumda. Ortalığı yakıp yıkarak 13 Hazirana dair tek bir kaygı duymadan inanılmaz tehlikeli bir siyaset, tehlikeli bir söylemle seçim kampanyasını sürdürüyor. Mikrofonu eline alıyor yalan, bitirirken iftirayla bitiriyor. Niye bu kadar iftirayla, yalanla, hakaretle oy toplamaya çalışıyorsunuz? Bu siyasi olarak acizliğin ifadesidir, çaresizliğin ifadesidir. Bir ülkenin Başbakanı kendi yurttaşlarına bu kadar hakaret edemez. Böyle bir şeye haddi yetkisi olamaz. Sayın Başbakanı bir daha bu halk hakkında bu şekilde konuşmaktan men ederiz."

HAKKARİ’DEN NE BEKLİYORDUNUZ?

Erdoğan'ın açıklamalarına sert tepki gösteren Demirtaş, "Sizin etrafınızdaki dalkavuklara benzemez. Sizi dünya lideri gibi alkışlayıp pohpohlayan, küçük dağları siz yaratmışsınız gibi etrafınızda sürekli rant peşinde koşup alkış çalanlara benzemez" dedi.

Demirtaş, "O nedenle gittiğiniz her yerde aynı şakşakçı tavrı beklemeyin. Siz bu ülkede Kürt halkını zulüm, haksızlık, hakaretler yaptınız. Ölümlere yol açtınız, kandırmaya aldatmaya çalıştınız, şimdi cevabını alıyorsunuz. Son 4-5 yıldır ekiyordunuz, şimdi o ekinler büyüdü, onları biçiyorsunuz. Ne bekliyordunuz? Örneğin Hakkari'den ne bekliyordunuz Sayın Başbakan? Açıkça buradan sormak istiyorum. 2009'da gidip 'Ya tek dili, ya tek milleti kabul edersiniz, yada çeker gidersiniz' dediğiniz Hakkarililer, sizi davul zurnayla mı karşılamalıydı? Sadece son 1 yıl içerisinde 500 kişiyi tutukladığınız Hakkari sizi nasıl karşılayabilirdi? Son 4 yılda 50 cenaze gönderdiğiniz Hakkari nasıl karşılayabilirdi? Şırnak, Batman, Van, sizi nasıl karşılayabilirdi?" diye sordu.

Başbakan Erdoğan'ın Hakkari mitinginde esnafın kepenk kapatmasına ilişkin yapılan açıklamalara da dikkat çeken Demirtaş, "Tehditle, şantajla, korkuyla kepenkler kapattırılıyormuş. Bir tekini ispatlayın özür dileriz dedik. İnsanlar sokağa çıkmıyorsa, kepenklerini kapatıyorsa, sizin sesinizi duymamak, yüzünüzü görmemek içindir. Fakat bundan da mesaj almıyorsunuz. Hala bunu da anlamamış olacaksınız ki, halen bu halkı korkaklıkla, zabıtadan korkmakla itham ediyorsunuz. Sizin 'Zabıtadan korkuyor, zabıtanın cezasından korkuyor' dediğiniz bu halk İsmet İnönü'nün zulmünden korkmadı, Menderes'in zulmünden korkmadı, Kenan Evren'in işkencelerinden, cinayetlerinden korkmadı. Çiller-Doğan Güreş ekibinin yargısız infazlarından, faili meçhullerinden korkmadı. Bugüne kadar binlerce infaz gerçekleştirdiniz teslim olmadı. JİTEM'inden, kontrgerillasından, Ergenekon'undan korkmadı. Senden de korkmadı, zabıtadan neden korksun? Hakkari esnafına 'bunlar zabıtadan korktu kepenk kapattı' demek de bir hakarettir. Mesajı almanız lazım sayın Başbakan, mesajı almanız lazım. Bu halk size mesaj veriyor. Açık net bir mesaj veriyor. 'Benim irademi, benim taleplerimi tanımıyorsan ben de seni tanımıyorum' diyor. Hakkari'de kahrolacağınıza, Hakkari'den mesaj alarak ıslah olun" dedi.

‘İRADEN VARSA KANDİL’E GİT’

"Kürt anaları gitsin çocuklarını dağdan getirsin' diyor. Ben Sayın Başbakana soruyorum, nasıl getirsin mesela?" diye soran Demirtaş şöyle konuştu: "Habur'dan coşkuyla getirince kabul ediyor musun? Hayır. Uludere kırsalında parçalanmış çocuklarını getirince kabul ediyor musun? Onu da kabul etmiyorsun. Bu analar çocuklarını nasıl getirecek. Eğer gücün varsa, eğer samimiysen, eğer gerçekten kan dursun istiyorsan, anaları gönderme kendin git Kandil'e. İraden varsa kendin git Kandil'e. Bu ülkenin Başbakan'ısın, bütün bu olup bitenleri çözmek zorundasın. Anaları gönderme Kandile Sayın Başbakan. Gücün yetiyorsa sen git o çocukları indir. Topu başka yere atmaya gerek yok. 30 yıldır denediğiniz yöntemlerde ısrar etmek sadece sizi bitirir. Kürt sorununu bitirmez. Çözümsüzlükte ısrar eden liderleri, başbakanları bitirir, başka kimseyi bitirmez."

Konuşmasında Demirtaş, "Mehmet Metiner'in sorununu çözmekle Kürt sorununu çözmüş olmuyorsunuz " dedi.

‘OBAMA ERDOĞAN İTTİFAKI VAR’

Başbakan Erdoğan'ın "Silivri, Kandil, BDP ittifakı" söylemine sert cevap veren Demirtaş, "Eğer ortada bir ittifak varsa O da Obama-Erdoğan ittifakıdır. Bu dönem birbirleri ile ittifak yapmış tek güç onlardır. ABD-AKP ittifakıdır. İşbirliği yapılmıştır, aralarında protokol de yapılmıştır. Buradaki Kürtleri ezme karşılığında, Suriye'de ABD politikalarını destekleme, Kuzey Afrika'da ABD politikalarını destekleme ve İran'da ABD politikalarını destekleme karşılığında AKP bir kez daha vize almıştır. Obama-Erdoğan ittifakını halk duymasın diye ha bire Kandil-Silivri ittifakını ortaya atıyor. Silivri kadar taş düşsün başınıza sizin de Silivri'dekilerinin de. Kimse bizi celladımızla ittifakla suçlayamaz. ABD ile ittifak yaptınız mı, yapmadınız mı? Ne görüştünüz helikopter pistinde? ABD Büyükelçisi size hangi mesajı getirdi? Siz bu ülkenin Başbakanısınız halkın bilme hakkı var. Bunu açıklamak zorundasınız? Bölge barut fıçısıdır dediğimizde, 'Tahrik ediyor' dediler. 'Bölgede tansiyon yükseliyor, AKP yanlış yapıyor' dediğimizde 'Tehdit ediyor' dediler. Patlama noktasına geldi bu halk. Ama biz siyasetçi olarak okuduğumuz gördüğümüzü anlattık. Bugün itibarıyla yine söylüyoruz, gördüğümüz tablo iyi bir tablo değil. Gidişat iyi bir gidişat değil. Her şey 12 Hazirana endekslenmemeli, sonrası da var. Bu ülke bütün sorunlarını 12 Haziranda çözemez, böyle bir şeyin imkanı da yok" dedi.

ANF