CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Muharrem İnce, parti içindeki kurultay tartışmaları ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, parti içi tartışmalar hakkında "Eleştiriyi medya üzerinden yapmak, hele hele havuz medyasına manşet olmak, bizim kabul edeceğimiz bir şey değil" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu eleştiren Kılıçdaroğlu, "'CHP’nin il başkanları şehit cenazelerine katılmayacaktır, bunlara protokolde yer vermeyeceksiniz diye ben müsteşarıma talimat verdim' diyor. Bir İçişleri Bakanı bu talimatı eğer başına buyruk verdiyse derhal istifa etmelidir. Çünkü Türkiye’nin iç huzurunu sağlamakla görevli olan bir bakanın Türkiye’nin iç huzurunu dinamitlemesi asla kabul edilemez" ifadelerini kullandı.

Önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile görüşeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Sayın İnce, seçim sonrasında kısa bir dinlenme ihtiyacı hissetti. Gelecek hafta dönünce buluşacağız" dedi.

Hürriyet gazetesi yazarı Deniz Zeyrek'e konuşan Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçim sonuçlarına ilişkin konuştu.

Kılıçdaroğlu, basın toplantısındaki ifadeleri hakkında, "O sertlik kesinlikle Sayın İnce’ye yönelik değildi. CHP’ye yönelik haksız eleştirilere karşı tepkimdi. AK Parti parlamentoda güç kaybetti. Genel Kurul’da, komisyonlarda çoğunluğu kaybetti. Kimse AK Parti’yi tartışamayınca, gündemi ve gözleri oradan uzaklaştırmak için CHP’yi öne sürüyorlar. Tepkim bunaydı" dedi.

"İNCE İLE GÖRÜŞECEĞİZ"

Kılıçdaroğlu, İnce ile görüşeceklerini belirtirken şunları söyledi:

"Sayın İnce başarılı bir performans gösterdi. Kendisine teşekkür etmemiz gerek. Haliyle gerilimi yükseltecek bir ortam yok. Tersine, bu başarıyı daha ileriye götürmeyi istiyoruz. Sayın İnce, seçim sonrasında kısa bir dinlenme ihtiyacı hissetti. Gelecek hafta dönünce buluşacağız."

CHP'deki kurultay tartışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, "Bu aşamada parti içi tartışmalara zemin hazırlamayı uygun bulmuyorum. Değişimi sağlayacak olan örgütün kendisidir" ifadelerini kullandı.

PARTİDEKİ DİSİPLİN SÜRECİ

Hürriyet gazetesinden Hande Fırat'a konuşan, Kılıçdaroğlu, CHP Parti Meclisi'nde ele alınan disiplin tartışmaları hakkında, "Eleştiri yapanlara ben daha uzun söz hakkı tanıyorum. Onların sözünü kesmemeye özen gösteriyorum ki düşüncelerini rahatlıkla açıklayabilsinler. Ama bu eleştiriyi medya üzerinden yapmak, hele hele havuz medyasına manşet olmak, bizim kabul edeceğimiz bir şey değil. Bu arkadaşlar o zaman ayrılırlar, partinin dışına çıkarlar, istediklerini eleştirirler, istediklerini yaparlar. Ama hem partide kalıp hem partinin dışında gazel okumayı doğru da ahlaki de bulmuyorum" dedi.

(‘Kılıçdaroğlu, İnce ile gizli bir anlaşmaya vardı, olağanüstü kurultayda ya da 1.5 yıl sonra olağan kurultayda görevini devredecek’ iddiası) Bunların hiçbirisine itibar etmeyin. Bizim partide demokrasinin varlığı, insanların düşüncelerini açıklamaları, parti disiplini içinde açıklamaları, son derece doğaldır ve olması gerekir. Partinin yetkili organları partinin geleceği ile ilgili kararlar almada en yetkin organlardır. Bu organlar içerisinde partideki değişim, partideki dönüşüm kendi iç dinamiklerinde sağlıklıdır.

(İnce’nin İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığı) Bu konuda bir yorum yapmak doğru değil. Bugünden görüş açıklamak da doğru değil. Çünkü yerel seçimlerde elbette ki özel çalışma gerekiyor. O özel çalışmalardan sonra ancak belirlenebilir adaylar. Yerel yönetim seçimlerinin kendine özgü gelenekleri var, kendine özgü stratejileri var. Yerel seçimde aday profili çok önemli. Bugün ortaya çıkan tablo, yerel seçimlerde çok daha iyi sonuç alacağımızı gösteren bir tablo.

‘MHP BU ÇERÇEVE İÇİNDE NE KADAR İTAAT EDER, ETMEZ ONU ZAMAN GÖSTERECEK’

“Demokrasiden yana olanlar ile tek adam rejiminden yana olanların düşüncelerinde bir değişiklik olduğunu düşünmüyorum. Yani biz öteden beri demokrasiyi savunduk, güçler ayrılığı ilkesini savunduk, medya özgürlüğünü savunduk. ‘Cumhur İttifakı’ ise asla ‘Güçler ayrılığı ilkesinden yanayız’ diye bir cümle kullanmadı zaten. MHP bu çerçeve içinde ne kadar itaat eder, etmez onu zaman gösterecek.”

SÜLEYMAN SOYLU’NUN AÇIKLAMALARI

Türkiye’yi ayrıştıran, bölen bir söylem... Yani PKK terör örgütünün Türkiye’yi ayrıştırmayı, bölmeyi hedefleyen politikası kadar kötü bir politika. ‘CHP’nin il başkanları şehit cenazelerine katılmayacaktır, bunlara protokolde yer vermeyeceksiniz diye ben müsteşarıma talimat verdim’ diyor. Bir İçişleri Bakanı bu talimatı eğer başına buyruk verdiyse derhal istifa etmelidir. Çünkü Türkiye’nin iç huzurunu sağlamakla görevli olan bir bakanın Türkiye’nin iç huzurunu dinamitlemesi asla kabul edilemez.

Açıkça Türkiye’ye bir iç savaş çağrısı yapıyor bununla, iç savaş çağrısı. Ya bu ülkede kala kala şehitleri mi bölmek kaldı? Şehitler milletin şehididir. Toplumun her kesimi şehitlere sahip çıkmak zorundadır. Şehitler bizim şehitlerimiz, siz şehitleri nasıl ayrıştırabilirsiniz, bölebilirsiniz? Zaten ‘15 Temmuz şehitleri ve diğer şehitler’ diye birinci ayrımcılığı yaptılar, ki ‘CHP’nin il başkanları katılmayacak...’ Ne demek katılmayacak? CHP’nin il başkanları da CHP’liler de katılacak! Bu açıkça Türkiye’yi bölme, terörize etme ve Türkiye’yi yönetilemez hale getirmektir.

Şehitlerin siyasete malzeme edilmesi kadar yanlış bir şey yoktur. Hele hele İçişleri Bakanı gibi sorumlu davranması gereken bir kişinin sorumsuzca davranışları ve söylemleri toplumu böler, toplumu ayrıştırır. Tabii AK Parti’nin Genel Başkanı bu söylemlerin neresindedir, o konuda da biz bir yanıt bekliyoruz. Onlar da acaba İçişleri Bakanı gibi düşünüyorlar mı, yoksa İçişleri Bakanı CHP’ye çatarak kendisine bir koltuk arayışı içinde mi? Onun da açık ve net ortaya konması lazım. Her siyasi partinin orada yeri vardır.”

Kaynak: Hürriyet