CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

17 Aralık yolsuzluk operasyonuyla ilgili tapelerin çözümlerle 'aynı' olduğunun kanıtlandığına değinen Kılıçdaroğlu, "Montaj da yok, ilave de yok. Hepsi doğru biliyoruz. Bu dosyayı bu gerçeklere rağmen kapatmak istediler" dedi.

Yolsuzluğun üzerine gidilmesi için Başbakan Davutoğlu'na çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları söyledi:

CHP olarak kanun teklifimizi hazırladık. 1 milyon mevsimlik işçiye sahip çıkıyoruz. Davutoğlu’na sesleniyorum bu teklifimize olumlu bak ve Parlamento’dan çıkaralım. Tabi ben bu çağrıları yapıyorum ama Davutoğlu buna uyar mı uymaz mı bilmiyorum

17 Aralık yolsuzluk dosyaları ile ilgili ses kayıtlarının yüzde 100 doğru olduğuna dair Adli Tıp raporunun kayıtları çıktı.

Biz doğru olduğunu biliyorduk. Uluslararası kuruluşlardan yardım istedik. Onlar da doğru dedi. Şimdi Adli Tıp da bunlar doğru diyor. Montaj da yok, ilave de yok. Hepsi doğru biliyoruz. Bu dosyayı bu gerçeklere rağmen kapatmak istediler.

Kapatma görevi de ayın Davutoğlu’na verildi. Abisi ‘Senden iki şartım var. Bu dosyaları kapatacaksın ve gündemi getirmeyeceksin’ dedi. O da ‘emredersin’ dedi. Önce AKP’ye genel başkan oldu, sonra da Başbakanlık koltuğuna oturdu.

Sen akademisyensin. İnançlı olduğunu söylüyorsun. O zaman o koltuğun hakkını ver ve yolsuzlukları sonuna kadar araştır. Kıvıracağın alan kalmadı. Yapacağın tek şey var, dosyaların üzerine gitmek. ‘Kim olursa olsun kim yolsuzluk yaparsa sonuna kadar üzerine gideceğim’ diyeceksin.

Ülkene, bütçene, doğruluğa sahip çık. Yolsuzluklara sahip çıkma. Gereğini yaparsan ana muhalefet partisi olarak kapı gibi yanındayız.

G-20 zirvesinde Davutoğlu, ‘Yolsuzlukla mücadele en önemli gündem olacak’ diyor. 2015’te Türkiye dönem başkanlığını yapacak ve Türkiye’de yapılacak. ‘’Türkiye’nin dönem başkanlığında yolsuzluğa karşı kapsamlı bir strateji ortaya koyacağım’’ diyor. Eğer öyleyse az önce söylediğim yolsuzluk olaylarının üzerine gideceksin. Evinin içine, AKP Genel Merkezi’ne, yukarıda oturan abine bakacaksın. G-20 Türkiye’de toplandığında ‘’Yolsuzluk nasıl kapatılır, hazine nasıl soyulur bunun stratejisini oluşturduk, size de öğretiriz’’ diyebilirler.

“EMİN OL HERKES ‘HELAL OLSUN’ DİYECEK”

OECD raporunda yolsuzluklardan söz ediliyor. Davutoğlu Başbakan olarak görev yapmak istiyorsan bu yolsuzlukların üzerine git. Emin ol saygınlık kazanacaksın. Emin ol herkes ‘helal olsun. Gerçek anlamda vatansever’ diyecek. Yürü üzerine korkma. Yürümezsen o koltuğu hak etmiyorsun demektir.

Savcı malum dosyayı kapattı. Ama TBMM’de bereket versin bir komisyon kuruldu ve her şey adım adım ortaya çıkıyor. Önce Zarrab’ın kuryesi geldi. Açıklamaları ilginç. ‘’Ankara’ya çok defa para götürdüm’’ diyor. Bu ülkede para var, EFT var. Peki paraları ayakkabı kutularına koymak da ne oluyor. Herhalde bunu yeni teknoloji olarak Davutoğlu düşünmüyor. Kurye ‘rüşveti dağıttık’ diyor. Sen bunu göreceksin, duymazlıktan gelmeyeceksin

Ben bir Salı toplantısında altın kaçakçılığı ile ilgili bir öyküyü anlatmıştım. 1 Ocak 2013’te Zarrab’ın uçağı Gana’dan kalkıyor. Atatürk Havalimanı’na geliyor. Ne var diyorlar. ‘Doğal taş’ var diyor. Sonunda açıyorlar bakıyorlar ki 1.5 ton altın. Araya birileri giriyor. Bunu da unutturmaya çalıştılar. Bereket versin Ticaret gümrük Bakanlığı Müsteşarı komisyona ‘evet altın geldi’ diyor. Neden el koymadınız sorularına ‘Birileri araya girdi’ diyor.

“292 KİLO ALTINI KİM GÖTÜRDÜ?”


Ulus’ta bir çarşı var. Gümrük’te el konulan kaçak mallar orada satılır. Kaçak geldiği zaman el koyarsınız. 1.5 ton altına el koymuyorsunuz. Birileri devreye giriyor, uçağı tekrar Gana’ya gönderiyorsunuz. Uçak giderken bir bakıyorlar 292 kilo altın eksik. Şimdi Davutoğlu’na soruyorum: ‘’292 kilo altını kim götürdü? Sen mi başkaları mı? Yoksa abin mi?’’ Sen bunu soruşturmak zorundasın.

Zarrab 292 kilo altını kaybolmuş hiç. Kimseye şikayetçi olmuyor. Benim hakkımda dava açıyor. 292 kilo altınını çalan hakkında dava açmıyor. Neden? Rüşvet olduğu için. Kim aldı o rüşveti? Sorma hakkım var. Sen bunu ortaya çıkarırsan derim ki sen gerçek anlamda başbakansın. Çıkarmazsan sen de ortağısın.

Abisine 2013’te Rıza Sarraf faaliyetleri diye bir rapor verdi MİT. Sen Başbakansan o raporu iste bakalım. Dönemin Başbakanı gerekeni neden yapmamış sor bakalım. 8 ay bekledi, bu raporun gereği neden yerine getirilmedi.