CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ’nin kamuoyunda tartışılan ‘Üçgen formülü’e açık kapı bıraktı. Bahçeli’nin sıraladığı cumhurbaşkanı niteliklerine katıldığını belirten Kılıçdaroğlu, “Bahçeli, bir isimle bize gelecek. Bizim de kabul edeceğimiz bir isimse neden karşı çıkalım. Aynı şey bizim önereceğimiz aday için de geçerli. İsimler belli olunca her şeyi daha iyi konuşacağız” dedi.

Radikal'den Şükrü Küçükşahin'in haberine göre; Bahçeli’nin, ‘Çatı aday’ önerisini değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

OLGUN MU, DELİ DOLU MU: Cumhurbaşkanı seçimi süreci, yanlış bir noktadan tartışılıyor. Tartışılması gereken konu cumhurbaşkanının nitelikleri olmalı. Bunu bir aydır da söylüyorum, ilk de Hürriyet’e söyledim. İsim tartışması yanlıştır. Halka nasıl bir cumhurbaşkanı istediği sorulmalı. Şaibeli biri mi, şaibesiz biri mi olsun? Toplumu kamplara ayıran mı, hepsini kucaklayan biri mi? Devlet kurumlarının koordinasyonundan mı sorumlu olsun, kurumları birbirine düşüren mi? Olgun biri mi olsun, deli dolu biri mi? Sabah söylediği ile akşam söylediği farklı mı olsun, yoksa tutarlı ve iç dünyasında barışık biri mi olsun? Bunlar üzerinde tartışmalıyız.

OLGUN BİRİ OLMALI: Çünkü cumhurbaşkanı yol yapacak, köprü yapacak, tarım reformu yapacak biri değil ki. Anayasa gereği sorumsuz olacak; Türk milletini, vatanı, bayrağı temsil edecek. Onun için de olgun, hoşgörülü, çok konuşmayan, her önüne gelene bağırmayan biri olmalı.

SANKİ BAŞKAN SEÇİLECEK: Sanki cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz de başbakanı olmayan bir devlet başkanı seçeceğiz gibi hava oluşturuluyor. Herkes bilsin ki kukla başbakan olmayı kimse istemez. Bu Özal döneminde denenmek istendi olmadı. Başbakanlar halka taahhüt verir, öyle seçilirler. O taahhütleri başbakanları bağlar.

BAHÇELİ’NİN SIRALADIĞI NİTELİKLER: Sayın Devlet Bahçeli’nin önerilerine gelince. Dikkatle baktım; tabii ki cumhurbaşkanı halkın değerleri ile barışık olmalı. Tabii ki milliyetçi olmalı. Laik, hukuk devletine bağlı, manevi değerleri bilen biri olmalı. Bunlar bizim reddedeceğimiz nitelikler değil. Şimdi görünen o ki her parti titizlikle adayını belirleyecek. Eğer biz aynı görüşleri paylaşıyorsak çıkacak aday da genel kabul görür.

NEDEN KARŞI ÇIKALIM: Ben de diğer partilere, sendikalara gideceğim Türk-İş’e, Hak-İş’e gideceğim. Odalar Birliği’ne, TÜSKON’a, MÜSİAD’a gideceğim, onların adaylarını soracağım. Sözlerinden anlaşılan Bahçeli, bir isimle bize gelecek. Bizim de kabul edeceğimiz bir isimse neden karşı çıkalım? Aynı şey bizim önereceğimiz aday için de geçerli. İsimler belli olunca her şeyi daha iyi konuşacağız. Ben kısa süre sonra görüşmelerimi yapacağım. İlk görüşmemi Türk-İş’le yapabilirim.”

CUMHURBAŞKANI ŞANTAJ İÇİN KONUŞMALI

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Paralel yapının elinde, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı’nın da kasetleri var” sözlerine açıklık getirmesini istedi. Partisinin bir grup toplantısında bu konuyu dile getirdiğini, Başbakan Erdoğan’a, bu sözlerini anımsatarak, “Şantajı açıkla” çağrısı yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Başbakan konuya açıklık getirmedi. O günkü sözlerimi tekrarlayayım. Başbakan’a, ‘Eğer bir şantaj varsa senin bilgin dahilinde olmuştur’ diye seslendim. Başbakan açıklama yapmadı. O zaman Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, yine Başbakan’ın, ‘Cumhurbaşkanı da dinlemişler’ demesi üzerine bir açıklama yaptı. Ama şantaja açıklık getirmedi. Aynı şekilde Genelkurmay Başkanı da bu konuda sessizliğini koruyor. Tabii ki, Erdoğan’ın o şantajın neler olduğunu açıklama görevi sürüyor. Çünkü pek çok yasadışı kaset Erdoğan’ın bilgisi dahilinde kaydedildi. Bunu artık bilmeyen yok. Şimdi ise Erdoğan ya kendisine suç ortağı arıyor, ya onlara iftira ediyor ya da bildiği bir şey var. Bildiği bir şey varsa işte onu kamuoyu ile paylaşmasını istiyorum. Erdoğan bu açıklamayı yapmadığına göre Cumhurbaşkanı çıkıp açıklama yapmalı, Genelkurmay Başkanı da. Kendilerine yönelik bir şantaj olup olmadığını açıklamalılar. Bir devletin cumhurbaşkanı dinleme konusunda tepki veriyor da şantaj konusunda vermiyorsa bir sorun var demektir. Bizim de sorma hakkımız olur.”