CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın şikayeti üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "sehven" ifadeye çağrılmasına ilişkin, "Benim ifademi alacakmış bu savcı bozuntusu. Kim oluyorsun sen. Bir cumhuriyet savcıları var bir de Erdoğan savcıları var. Bir namuslu savcılar var bir de namussuzluğunu yazıp çizenler var. Ben o namussuzların hepsinden daha cesurum. Öyle bilsinler" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, açıklanan Mart ayı vergi listesine değinerek, listede bu iş adamları yok. Havuzcular da yok. Türgevciler de yok. Bunlardan biri de Reza Zarrab. Ne diyordu Türkiye’nin cari açığını ben kapattım diyordu. Listede adı var mı? Ama güzel bir şey yaptım. Zarrab’ın ortak olduğu şirketlerin ne kadar vergi verdiğini çıkarttım" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

İktidar 17 Aralık’ta hükümeti devirmek için düğmeye basıldı diyen anlatıyor. Yok öyle bir şey. 17 Şubat 1012. Kapıkule’de bir tır yakalanır. Eroin bulunur. Büyük rakam çıkınca olay araştırılıyor. Kapalıçarşıda bir döviz bürosunda ilişkisi olduğu saptanıyor. Yargıca müracaat ediliyor ve asıl failleri bulmak üzere dinleme kayıtları başlıyor. 17 Aralık sürecinin başlangıç noktası budur arkadaşlar. Bakanlar çıkıyor, bakanların çocukları çıkıyor. 18 Nisan 2013’te olayı MİT de fark ediyor. Çünkü döviz bürosunu çalıştıran bir iş adamı. MİT olayın hükümete ulaştığını da görüyor. 18 Nisan’da Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne bir rapor koyuyor. 3 sayfalık bir rapor.

Sonuç bölümünde Zarrab’ın ekonomi bakanı ve içişleri bakanı ile mevcut ilişkisinin ortaya çıkması söz konusu hususların hükümet aleyhinde değerlendirilebileceği düşünülmektedir diyor. Aralık’a kadar tık yok. Zarrab da MİT tarafından izlendiği şüphesine kapılıyor. O da cevap veriyor meraklanma bir şey olmaz gerekirse senin önüne yatarım. Bütün seçim boyunca uyuyan vicdanlara seslendim. Bir ülkenin içişleri Bakanı rüşvet aldığı için bir iş adamının önüne yatmaz. Olay patladı iktidar kendisine darbe yapıldığı söylemini geliştirdi. O raporlar soruşturma komisyonuna gelecek ve hepsini kamuoyuyla paylaşacağız. Halk bunları öğrenmesin diye Meclis TV’ye sansür getirdiler. Neden yasak getiriyorsunuz. Bunu sorumlusu hiç kimse alınmasın TBMM’yi yöneten kişidir. Yani Cemil Çiçek’tir. Parlamentoyu halka kapatmak gibi bir şey olur mu?

Bakanlar konuştu. Ben isterdim ki o bakanlar konuşunca Türkiye’deki herkes izlesin. Onlara da sansür getirdiler. Yurttaşlara firavunlara ortak olmayın diyorum. O gün demokrasi kazanacak Türkiye kazanacaktır. 17 Aralık bize havuz medyasını da öğretti. Havuz medyasının başındaki bir ismin bir kamu bankasının başındaki kişiye telefon edip “Alo Süleyman iki milyon gönder maaşları ödeyeceğim” dediğini öğrendik. Sonra bu Süleyman ödüllendirildi ve daha büyük bir kamu bankasının yönetim kurulu üyeliğine atandı.

'SAMİMİ DEĞİL İKİ YÜZLÜLER'


Ocak, şubat, mart, nisan ve mayıs. Hani bitmek üzereydi. Amaç ne 17 Aralık’ı gölgelemek. Samimi değiller iki yüzlüler. Sözde Başbakan değil misin sen insanlar boşu boşuna içeride yatıyorsa neden olayın üzerine gitmiyorsun. MİT Müsteşarını savcı ifadeye çağırdı diye alelacele toplandılar kanunlar hazırlandı parlamentodan yıldırım hızıyla geçti ve MİT Müsteşarı savcıya gitmedi. Orada bu kadar hızlısın neden burada değilsin.

Balyoz davasını alelacele hallettiler” diyor. “Burada bir katakulli olduğu çok açık. Bu davalarda haksızlığa uğrayan çok sayıda insan var” diyor. Bunlardan biri eski bir istihbarat müdürü bir TV programında “kimin tutuklanacağından Başbakan Erdoğan’ın haberi vardı” dedi. Bu soruluyor Erdoğan’a. Verdiği cevap: A’dan Z’ye bunların hepsi yalan. Bunlar o kadar ahlaksız adi seviyesi ki, bunlar takiyyeyi yalanı iftirayı leblebi çekirdek gibi yerler. Sen bir defa benimle hayatında kaş defa görüştün.

'REZA ZARRAB NE KADAR VERGİ VERDİ'

Mart ayı vergi ayı listeye bakıyoruz. Bu iş adamları yok. havuzcular da yok. Türgevciler de yok. Bunlardan biri de Reza Zarrab. Ne diyordu Türkiye’nin cari açığını ben kapattım diyordu. Listede adı var mı? Ama güzel bir şey yaptım. Zarrab’ın ortak olduğu şirketlerin ne kadar vergi verdiğini çıkarttım.

Royal denizcilik 7 milyon.

Royal Holding 360 lira

Volgan Gıda 1 miylon 300 bin

Safir Altın 1 milyon 900 bin lira.

Kroyal mobilya 0 verdi

Arca Otelcilik 0 vergi

Havacılık şirketi 0 vergi.

Bunlar aslında vergi ödüyorlar ama vergi dairesinden ödeyeceklerinden haberleri yok. Vergiyi paralel vergi dairesine Erdoğan’a yatırıyorlar. Elden nakit cash.

'BU SAVCIYA DİPLOMAYI KİM VERDİ'

Bir tetikçi savcı vardı beni çağırmış. Aslında hiç üzülmedim de gülüp geçtim. Benim merak ettiğim bu savcıya diplomayı kim verdi. Cumhuriyet savcısına saygı duyarım ama Bilal’in savcısı olursa saygı duymam. Araştırdık kim şikayet etmiş diye bir hırsız şikayet etmiş.

Deniz Feneri’ni hatırlıyorsunuz. Sonunda o savcıları çıkardılar. Burada da beni çıkaracağını sanıyor. Benim ifademi alacakmış bu savcı bozuntusu. Kim oluyorsun sen. Bir cumhuriyet savcıları var bir de Erdoğan savcıları var. Bir namuslu savcılar var bir de namussuzluğunu yazıp çizenler var. Ben o namussuzların hepsinden daha cesurum. Öyle bilsinler.