CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ODTÜ'de yaşanan olaylarla ilgili olarak, "Elbette ki şiddete karşıyız. Ama gençlerin slogan atma, pankart açma gibi özgürlüklerini şiddet olarak gören bir anlayışı da karşıyız. Başbakan Erdoğan'ın üniversitenin ne olduğunu bilmesi gerekiyor" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle kahvaltılı toplantıda bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Dünyanın bütün çağdaş demokrasilerinde haksızlığa ilk tepkiyi verenlerin gençler olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Gençlerin hiçbir çıkar beklentisi yoktur. Onlar bütün düşüncelerini yaşadıkları ülkenin özgürlüğü ve bağımsızlığı üzerine kurgularlar. Şimdi size AİHM'nin hemen hemen bütün kararlarında ifade ettiği ifade özgürlüğü nedir? Tanımı sunmak istiyorum. AİHM'nin kararlarına göre ifade özgürlüğü 'sadece olumlu karşılanan zararsız yada kayıtsız kalınan değil aynı zamanda yetkilileri ve toplumu incitici ve şok edici yada rahatsız edici düşünceleri de kapsar'. Dolaysıyla elbette ki şiddete karşıyız. Şiddet olmamalı. Ama gençlerin slogan atma, pankart açma gibi özgürlüklerini şiddet olarak gören bir anlayışı da karşıyız" diye konuştu.

"ÜNİVERSİTE FARKLI BİR ŞEYDİR"

ODTÜ'de yaşanan olayları Başbakan Erdoğan'ın gözüyle görmeleri ve onun söylemiyle dillendirmelerini de kabul etmediklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Onlar üniversitelerin görüşü değil, AKP'nin atadığı rektörlerin kendi görüşleridir. Çünkü üniversite sadece yöneticilerden oluşmaz. Üniversite farklı bir şeydir. Öğrencisiz üniversite olmaz. Laboratuvarsız üniversite olmaz. Hocasız üniversite olmaz. O nedenle Başbakan Erdoğan'ın üniversitenin ne olduğunu bilmesi gerekiyor. Slogana karşı biber gazı, polis copu... Bunları devreye koyarsanız orantısız güç kullanıyorsunuz demektir. Bazı üniversite yöneticilerinin bunu görmeyip sadece öğrencilerini görmelerini doğru bulmuyoruz. Bu onların gördüğü akademik kariyere de aykırıdır" dedi.

"KARŞIT GÖRÜŞLÜ EYLEMLER ELBETTE OLACAK"

"Üniversitelerin birer özgürlük alanı olmasını hepimizin bilmesi ve görmesi gerekiyor" diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bir ülkenin Başbakan'ı bir üniversiteye 2 bin 500 polis ile giriyorsa orada olay olmayacak diye düşünmek mümkün değildir. İster Fransa, ister Amerika, ister Japonya,  ister Uganda. Hangi ülkeyi ele alırsanız alın bir ülkenin Başbakan'ı bir üniversiteye 2 bin 500 - 3 bin 500 polis ile girecek, zırhlı araçlarla girecek ve orada olay olmayacak. Siz bir düşman ülkesine mi giriyorsunuz? Bir üniversiteye giriyorsunuz. Üniversitede karşıt görüşler ve eylemler elbette olacak. Ama bunları bastırmak için şiddet kullanıyorsanız bu doğru değil. Hastanede yoğun bakımda yatan kim? Bir öğrenci mi? Öğrenci."

"ONLARA ÜNİVERSİTE HOCASI DEMEK DOĞRU DEĞİL"

Kılıçdaroğlu, "Şiddetin arkasında durulmaması doğrudur. Şiddeti hiç kimse benimsemiyor. Ama ODTÜ'de yaşanan olayları sadece Başbakan Erdoğan'ın gözüyle ve söylemiyle görmelerini de doğru bulmuyoruz. Onlara üniversite hocası demek doğru değil" diye konuştu. 

"KENDİSİ DİNLENİNCE RAHATSIZ OLUYOR"

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın ofisinde böcek bulunmasını da, "Vahim bir olaydır. Başka bir Uludere'dir" sözleriyle değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, "Ulaştırma Bakanı'nın Meclis kürsüsüne çıkıp 'Dinlenmek istemiyorsanız telefon ile konuşmayınız' önerisi var. İşi bu kadar hafife almak sonunda Başbakan Erdoğan'ın dinlendiği noktasına getirdi. Baştan işi hafife almazsanız olay bu noktaya taşınmayabilir. İşin özü budur" dedi.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Siyasal partilere yönelik olarak yasa dışı dinlemeler ve görüntülemeler vahim bir olaydır.  Demokratik bir ülkede siyasal iktidarın bu tür olayların üzerine kararlılıkla gitmeleri ve sorunu çözmeleri gerekir. Failleri tutup yargı önüne çıkarmaları gerekir. Bu oldu mu? Olmadı. Eğer bir olay iktidara dokununca tepki verilir. İktidara dokunmayınca ondan yararlanırsa yani çifte standart uygulanırsa bundan sonuç alamazsınız. Türkiye'de bizim yaşadığımız olay dinlemeler konusunda hükümetin uyguladığı çifte standarttır. Kendisi dinlenince rahatsız oluyor, başkaları dinlenince 'Oh' oluyor. Bu olmaz."